Translate
"BURDEN"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
burden
1.ağır yük, 2.yüklemek, 3.sıkıntı vermek
burden
ağır iş
burden
ağırlık
BURDEN
ANA FİKİR
Burden
Fırın dolgusu, ocak atımı; Fırınyükü, yüklenti, şarj
burden
i. esas konu, ana fikir; nakarat. burden of a song bir sarkinin nakarat kismi.
burden
i., f. yuk, agirlik; sorumluluk, mesuliyet; yuk tasima kapasitesi; f. yuklemek; yuklenmek, sikinti vermek; ustune cullanmak. burden of proof ispat kulfeti, ispat etme mecburiyeti. burdensome s. kulfetli, sikinti verici.
BURDEN
NAKARAT
burden
sıkıntı vermek
BURDEN
SORUMLULUK
BURDEN
Ton olarak geminin taşıma kapasitesi.Merchant Shipping Act’e göre net register ton’dur.
burden
v.yükle:n.ağır yük
burden
v.yükle:n.yük
BURDEN
YÜK
burden
yük ağır iş nakarat
BURDEN
YÜK TAŞIMA
Burden
yük taşımak, yük, agirlik. f. yüklemek, yüklenmek, sikinti vermek
Burden
Yük, sorumluluk, külfet
BURDEN
YÜKLEMEK
burden
yüklenmek
BURDEN
ZORUNLULUK
burden costs
dolaylı giderler
Burden materials
Fırın dolgu gereçleri, yüklenti gereçleri, şarj malzemeleri
Burden movement
Fırın dolgusu devinimi
Burden of prood rests with
İspat yükünün ait olması
burden of proof
ispat külfeti
Burden of proof
İspat yükü
burden of proof
kanıtlama zorunluluğu
Burden of tax
Vergi mükellefiyeti
Burden of tax
Vergi yükü
burden rate
genel masraf oranı
Burden ratio
Fırın dolgusu oranı; Yük oranı
Burden sharing
Külfet paylaşımı, masraf paylaşımı
Burden size
Fırın dolgu büyüklüğü
Burden volume
Fırın dolgu oylumu
Burden, liability, responsibility
Sorumluluk
burdened
v.yükle:adj.yüklü
Burdening
Fırın doldurma
burdensome
ağır
Burdensome
Külfetli
BURDENSOME
SIKICI
burdensome
sıkıntı verici, ağır, yük olan
burdensomeness
ağırlık