Translate
"BURN"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
burn
1.yanmak, yakmak, 2.yanık
BURN
ALEV ALMAK
BURN
BAŞINI YAKMAK
burn
cehenneme kadar yolun var
BURN
ÇAY
burn
dere
BURN
DERE (İSKOÇ)
BURN
FAZLA PİŞEREK YANMAK
burn
ırmak
BURN
IŞIK SAÇMAK
burn
i. yanik, yanik yeri; pisirme (tugla veye kiremit); iskoc cay, irmak, dere.
burn
kalıp pozlama
burn
kavurmak
BURN
KIZDIRMAK
BURN
KİREMİTTE PİŞİRME
BURN
KİREMİTTE PİŞİRMEK
BURN
ÖFKELENDİRMEK
burn
parıldamak
BURN
TUTUŞMAK
burn
tutuşturmak
burn
yakmak
BURN
YANIK
BURN
YANIP KÜL OLMAK
BURN
YANIP TUTUŞMAK
BURN
YANMA İZİ
Burn
Yanmak
Burn
Yanmak, yanık
burn (itself) out
yangın kendi kendine çıkmak
burn (itself) out
yangının kendi kendine çıkması
burn away
1. yakıp kül etmek, 2. yanıp kül olmak
burn away
yanıp kül ol
burn by arson
kundaklanarak yan
burn cut
kanada orta çekmesi
burn down
1. yakıp kül etmek, 2. yanıp kül olmak
burn down
yakıp kül etmek
burn down
yanıp kül ol
Burn dressing
Yanık kapama
Burn in
Yanık (fosforlu ekran)
burn in, to
(yarıiletken) belleğe yazmak
burn into flames
alevler içinde kalmak
Burn marks
Makas izi, makas çatlağı(cam)
burn one’s boats
köprüleri atmak
burn one’s bridges
köprüleri atmak
burn one’s bridges behind one
köprüleri atmak
burn one’s fingers
aptallığının cezasını çekmek
burn out
1. yakıp kül etmek, 2. sönmek, 3. söndürmek, 4. (motor
burn out
tamamen yanıp kendi kendine sönmek
burn out
yak
burn out
yakıp yok etmek
BURN OUT
YANMAK
burn sb’s ears
azarlamak, fırça atmak, haşlamak
burn the candle at both ends
gecesini gündüzüne katmak
burn the midnight oil
gece yarılarına kadar çalışmak
burn the midnight oil
gece yarısına kadar çalışmak
Burn the roof of one’s mouth
Ağzı Yanmak
burn to a crisp
kömür gibi yakmak
burn up
1. daha canlı yanmak, 2. yakıp yok etmek
burn up
alev alev yan
burn up
tutuşup yok olana kadar yanmak
burn up
yakarak yok etmek
burn up
yakıp yok etmek
burn up
yanıp bitme
burn up
yanıp yok olmak
burn with a low blue flame
ateş püskürmek, barut kesilmek
Burn1
Yanık (tıp)
Burn2
Pişirme, fırınlama (refrakter)
Burnable
Yanabilir
burnable
yanıcı
burn-down chart
kalan iş çizgesi
burned
v.s_h.yak-e.yan:adj.yanık
Burned
yanmak, yakmak, açiğa vurma
Burned deposit
Yanık bırakıntı
Burned dolomite
Fırınlanmış dolomit
burned in image
izi kalan görüntü
Burned sand
Fırınlanmış kum
burned-in image
izi kalan görüntü
Burned-out
Sönmüş, söndürülmüş
burner
1. brülör, bek, yakmaç, 2. gaz memesi, ocakçı
burner
bek
BURNER
BRÜLÖR
burner
i. yakici sey, yakan kimse; gaz memesi, bek.
burner
ocak
Burner
Yakaç, brülör, hamlaç, bek
burner
yakıcı
Burner ’in’
Yak ıcı ’devrede’
Burner ’out’
Yak ıcı ’devre dışı’
Burner adjustment
Yakıcı ayarı
Burner block
1) Cehennemlik tuğla;2) Bek taşı
Burner level
Yakıcı kotu
Burner mouth
Yakıcı ağızı
Burner nozzle
Yakaç memesi, brülor memesi
Burner shot-off valve
Yakaç kanama vanası
Burners (heating)
Brülörler (ısıtma)
Burners (lighting)
Brülörler (aydınlatma)
burnet
i. mesine, kucuk mesine, salatalik sebze, bot. Sanguisorba. great burnet aptes bozan otu, bot. Poterium officinale.
BURNING
ATEŞLİ
BURNING
HARARETLİ
BURNING
ŞİDDETLİ
BURNING
YAKICI
BURNING
YANAN
BURNING GLASS
BÜYÜTEÇ
BURNISH
CİLALAMAK
BURNISH
CİLÂLI OLMAK
BURNISH
PARLATMAK
BURNISHER
CİLACI
burn-in
alıştırma
burn-in
ısındırma
burn-in
yazmak
burn-in period
alıştırma dönemi
burn-in test
alıştırma sınaması
Burning
1) Yanma; Yakma; 2) Fırınlama (seramik); 3) Yalazla yakma (cam)
burning
1.yanan, 2.yakıcı, kızgın, 3.ivedi, çözüm bekleyen, acil, önemli
burning
fırınlama
burning
i., s. yakma, yakis; firinlama; s. yanan, yanici; uzerinde cok munakasa edilen, hararetli. burning glass pertavsiz. burning point yanma noktasi. fokus burning question hararetli sorun. burning shame rezalet, buyuk ayip.
burning
n.yakma:v.yak:prep.yakarak
burning
n.yanan:v.yan:prep.yanarak
burning
yakış
burning
yakma
Burning bars
Fırınlama çubukları (refrakter)
burning glass
1. büyüteç, 2. pertavsız
Burning glass
Büyüteç
burning issue
acil çözüm veya ilgi bekleyen bir konu
Burning kiln
Pişirme fırını
Burning mirror
Dev aynası
Burning off
Sıcak kesme (cam)
burning oil
gazyağı
Burning on
Ek kalıplama; Destekyamaması
burning point
yanma noktası
burning question
acil çözüm bekleyen sorun
burning the nets
arka arkaya sayı yapmak
burning zone lining
pişirme bölgesi örgüsü
burnish
cilâ
burnish
cilalamak
burnish
cilâlamak, parlatmak
burnish
f., i. cilalamak; parlatmak; i. cila, parlaklik revnak. burnisher i. cilaci perdahci; muhre perdah kalemi.
burnish
parlat
burnish
parlatmak
burnish
v.parlat:n.parlaklık
Burnish, to-
Cilalamak, parlatmak, perdahlamak
Burnishable
Perdahlanabilir, parlatılabilir
burnished
v.parlat:adj.parlak
Burnished gold
Parlatılmış altın
burnisher
cilacı, perdahçı, perdah kalemi
Burnishing
1)Perdahlama, fıçıdaparlatma; 2)Matlaştırma (cam); 3) Perdah,
Burnishing
Baski takimi veya makarasi ile perdahlama
burnishing
çapak temizleme
burnishing
mıskala vurma, fıçıda parlatma
Burnishing compound
Perdahlama bileşiği
Burnishing gold
Mat altın yaldız
Burnishing silver
Mat gümüş yaldız