Translate
"BUT"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
but
1.ama, 2.ama, ancak, 3.ki, 4.-den başka
but
ama
but
ancak
but
fakat
BUT
HİÇ OLMAZSA
BUT
İTİRAZ
but
ki
but
ne var ki
BUT
SADECE
BUT
YALNIZCA
But (just) now
Demincek
But (just) now
hemen şimdi
but also
bundan başka
but anyway
ama olsun
but even
ancak bu bile
but even
ancak hatta
but even so
ama yine de
But for
olmasa
But for
Olmasaydı
But for that
Bu olmasa
but for what?
ama ne için?
but hey
ama olsun
but hey
ama yine de
But however
Buna karşın
but if
ama eğer
but if
ancak eğer
but if
fakat eğer
but in fact
ama aslında
but it doesn’t matter at all
ama artık bir önemi kalmadı
but it took me a while to figure out what happened
ne olduğunu anlamam biraz zaman aldı
but it’s over
ama artık bitti
but just now
hemen şimdi
but me no buts
bana bahane gösterme
but me no buts
bana mazeret uydurma
but me no buts
benimle tartışma
But me no buts
fakatı filanı yok
But me no buts
İtiraz etmeyin
but no cigar
yaklaştın ama yapamadın
But nonetheless
Buna karşın
but not any longer
fakat artık öyle değil
but not before
ama -den önce değil
but not in the biblical sense
ama incildeki anlamıyla değil
but not in the biblical sense
ama onunla yatmadım
but now
ancak şimdi
but only
aynı zamanda
but sadly
ama ne yazık ki
but still
ama yine de
but that’s another story
bu başka bir konu
but that’s just me
ama tabii bu benim görüşüm
BUT THE
HARİÇ
but then
ama sonra
but then
fakat sonra, bununla birlikte
But there it is
Bütün mesele burada
But there it is
durum böyle gerçek bu
But what
gene de
But what
ki
But what
rağmen
but what for?
ama ne için?
but who’s counting
ne önemi var
but who’s counting
sayılmaz/lafı olmaz tabii ama
but who’s counting
saymadım ama
but who’s counting
tam saymadım ama
but why me?
ama neden ben?
but why?
ama neden?
but yet
ama yine de
But yet
Böyle olmakla beraber
but you did not say so the last time we talked
en son konuştuğumuzda öyle demiyordun ama
but you first
ama önce sen
Butacaine
Bütakeyn
butadiene
bütadien
Butadiene
Bütadiyen
Butadiene styerene plastics
Bütadiyen stiren plastikleri
Butadiene type compound
Bütadiyen türü bileşik
Butadiene-acrylonitrile rubber
Butadiyen akrilonitril kaucuk
butane
bütan
butane
bütan gazı
butane
i. butan, butan gazi.
Butane gas
Bütan gazı
Butanediol
Bütanediyol
butanol
butanol
butanol
bütanol
Butanol (Butyl alcohol)
Bütanol
Butanols (excluding butan-1-ol (n-butyl alcohol))
Bütanoller (bütan-1-ol (n-bütil alkol) hariç)
Butanone (Ethyl methyl ketone)
Bütanon
butch
1.erkeksi, 2.erkeksi kadın, erkek fatma
butch
i. asker tirasi, alabrus; (argo) sevici.
butch
sevici
butcher
1.kasap, 2.katil, cani, kasap, insan kasabı, 3.(hayvan) kesmek, 4.gereksiz yere kan dökmek, öldürmek, doğramak
BUTCHER
BOĞAZLAMAK
butcher
büfeci
BUTCHER
CANİ
butcher
celep
BUTCHER
CERRAH
BUTCHER
DOĞRAMAK
butcher
i., f. kasap, celep; katil, cani; A.B.D. trenlerde seker ve sandvic satisi yapan adam, bufeci; f. kasaplik hayvan kesmek; zalimce oldurmek, bogazlamak; berbat etmek, rezil etmek.
butcher
kasap
butcher
katil
BUTCHER
KATLETMEK
BUTCHER
KESMEK
butcher
küçük bira
butcher
v.doğra:n.kasap
butcher bird
örümcek kuşu
butcher knife
kasap bıçağı
butcher shop
kasap dükkanı
butcher’s
kasap dükkânı
butcher’s broom
çoban püskülü
Butcher’s knife
Kasap bıçağı
Butcher’s linen
Kasap bezi
Butcher’s paper
Kasap kağıdı
Butcher’s saw
Kasap testeresi
butcher’s-broom
i. coban puskulu, yabani mersin, tavsan memesi, olmez dikeni, bot. Ruscus aculeatus.
butcher’s-broom
ölmez dikeni
butcherbird
i. avini dikenlerin uzerinde parcalayarak olduren birkac cesit kus. greater butcherbird buyuk cekirge kusu. redheaded butcherbird kizil basli cekirge kusu, zool. Lanius senator.
butcherbird
örümcek kuşu
butchering
n.kesme:v.doğra:prep.doğrayarak
BUTCHERLY
KANA SUSAMIŞ
Butchers’ apparatus for slaughtering animals
Hayvan kesmek için kasap cihazları
Butchers’ machines
Kasap makineleri
butchery
1.kasaplık, 2.insan kasaplığı
butchery
i. mezbaha, salhane; kasaplik meslegi; katliam.
butchery
kasaplık
butchery
katliam
BUTCHERY
MEZBAHA
butchery
salhane
butene
büten
butler
baş kâhya
BUTLER
BAŞ UŞAK
butler
i. bir evin bas erkek hizmetkari; kethuda, bas usak.
BUTLER
KÂHYA
butler
kilerci
butler
konuklar arasında dolaşarak servis yapmak
butler’s pantry
mutfak ve yemek odası arasında bulunan servis odası
Buton welding
Düğme kaynak; Buton kaynağı
BUTT
1)Kaplamaların,saç levhaların dikey birleşme hatları. 2)Sıvı dolu fıçı.
butt
1.toslamak, 2.(in ile) müdahale etmek, kesmek, 3.alay konusu olan kimse, 4.fıçı, 5.sigara izmariti, 6.göt, 7.dipçik
butt
bitişmek
butt
damacana
BUTT
DİP KISIM
BUTT
DİPÇİK
butt
f., i. tos vurmak, boynuz atmak; kafa atmak; araya girmek, karismak, burnunu sokmak; i. tos, kafa.
butt
fıçı dipçik
BUTT
HEDEF
butt
i. fici (sarap, bira), damacana; bir oylum olcu birimi, 477 litre.
butt
i. herhangi bir seyin enli ucu veya sapi; dipcik; izmarit; (argo), (slang) popo, kic.
butt
i., f. alay konusu olan kimse; nisan talimi yapilan yerin arkasindaki duvar veya toprak yigini; f. bitisik olmak; bitismek; iki seyin enli uclarini birbiriyle birlestirmek.
BUTT
İZMARİT
butt
kafa
BUTT
KAFA ATMA
BUTT
KAFA ATMAK
butt
karışmak