Translate
"Blind"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Blind
1) Kör,âmâ (tıp); 2) Perde, gölgelik, stor
blind
1.kör, sokur, 2.anlayışsız, kavrayışsız, 3.dikkatsiz, düşüncesiz, denetimsiz, 4.nedensiz, amaçsız, 5.görünmez, 6.kör etmek, körleştirmek, 7.kör etmek, görmez/anlamaz hale getirmek, 8.güneşlik, perde
blind
âmâ
blind
anlayışsız
blind
basiretsizlik
blind
çıkmaz
blind
duygusuz
blind
gizli
blind
gözünü almak
blind
güneşlik
blind
kamaştırmak
blind
kör
blind
perde
blind
pusu
Blind
sıfat kör, âmâ, çıkmaz . fiil kör etmek, gözünü almak, kamaştırmak. isim çoğul qaluzi, ingiliz ingilizcesi stor, avcıların avlarından gizlendiği yer.
blind
stor
blind
şuursuz
blind
v.körleştir:adj.kör
blind algorithm
gözü kapalı algoritma
blind alley
1. çıkmaz sokak, 2. sonucu umutsuz iş
blind alley
çıkmaz sokak
blind arcade
sağır sıra kemer
blind archway
körkemer
blind area
gölgeli bölge
Blind casing
Kör kasa
Blind copper
Ham bakır
blind copy
mektup kopyası
blind cultivation
ön çapa
blind date
(kız ve erkek) ilk buluşma/görüşme
blind date
önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb’ne gitme
blind date
tanışma randevusu
blind dial
zil sesinin merkez ofisler arasında değiştiği telefon santral sistemi
Blind door
Pancurlu kapı
blind drain
kuru dren
blind entry
muhasebede yalnız miktarları kaydedilen işlemler
blind equalizer
gözü kapalı denkleştirici
blind flange
kör flanş
blind floor
kör döşeme
blind flying
kör uçuş
blind flying instrument
kör uçuş aleti
blind flying landing
kör uçuş inişi
blind flying panel
kör uçuş borda levhası
blind gut
körbağırsak
blind hole
kör delik
Blind hole
Kör delik, açılmamış delik
blind image
kör görüntü
Blind joint
Gizli geçme
blind landing
kör iniş
blind landing equipment
kör iniş techizatı
blind landing system
kör iniş sistemi
blind locomotion
kör hareket
blind luck
sadece kadar
blind man’s buff
körebe
Blind nail
Gömme başlı çivi
Blind nailing
Gizli çivileme
Blind nut
Gömme başlı somun
blind person
kör
Blind riser
Kör besleyici (döküm)
blind riser
kör oluk
Blind roaster
Kör kavurucu
blind robot
kör robot
blind shaft
dahili kuyu
blind shaft
dahili kuyu, içkuyu
Blind shaft
Kör kuyu, iç kuyu
blind side
arka taraf
blind side
dikkat edilmeyen taraf
blind side
görüş açısı dışında kalan taraf
blind side
zayıf taraf
blind spot
gözdeki kör nokta
blind spot
kendi önyargısının insanı anlamaktan engellediği konu
blind spot
kör nokta
Blind spot
Kör nokta (göz)
blind test
gözü kapalı sınama
blind text
gizli bilgi, gizli metin
blind transmission
karşılıksız (tekyönlü) gönderi
blind valley
kör vadi
blind valley
kör vadi, kör koyak
blindage
i., ask. siperlerde zirh levhasi.
blinded
v.körleştir:adj.sarhoş
blinder
alem
blinder
i. korleten sey; siper teskil eden herhangi bir sey; A.B.D. atin goz siperi.
blindfold
1.(birinin gözlerini) bir şeyle bağlamak, 2.göz bağı
blindfold
düşüncesiz
blindfold
f., s., i. gozlerini baglamak; salim kafayla dusunmesini engellemek; s. gozu bagli; dusuncesiz, koru korune olan; i. gozbagi.
blindfold
v.gözlerini bağla:n.göz bağı
blindfolded
gözü kapalı
Blinding
1) Körleme; Körletme (Maden)2) Körleten, görüşe engel olan
blinding
dikkat dağıtma
blinding
körleştiren
blinding
n.göz kamaştıran:v.körleştir:prep.körleştirerek
blinding
s. korlestiren; kamastiran.
blindly
1. kör gibi, körü körüne, 2. ya herrü ya merrü
blindly
görmeyerek
blindman’(s.) buff
körebe
blindman’s buff
korebe.
blindman’s buff
körebe oyunu
blindmans buff
körebe oyunu
blindness
körlük
Blinds
Panjurlar
Blinds (indoor)
Stor perdeler (iç mekan)
Blinds (outdoor)
Storlar (dış mekan)
blindstory
i., mim. penceresiz kat.
blindworm
kertenkele