Translate
"Bond"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
bond
(iki veya daha fazla kişi) arasında ilişki kurmak
BOND
1)Teminat,kefalet,bono,senet,tahvilat. 2)Antrepoya koymak.
bond
1.bono, senet, 2.resmi, yazılı anlaşma ya da söz, 3.muhabbet, hoşlanma, karşılıklı sevgi, bağ, 4.birbirine yapışma, 5.bağlanma, birleşme, bağ, 6.yapıştırmak, birleştirmek, 7.yapışmak, birleşmek
bond
bağ
bond
bağ ilişki tahvil
bond
bağ, bağlamak
BOND
BAĞLAMAK
Bond
Bono
Bond
Bono, tahvil, emre muharrer senet
BOND
İLİŞKİ
bond
ip
Bond
isim bağ, ilişki, bono, senet, tahvil, kefalet. fiil kefil olmak.
bond
kefalet
BOND
ÖRMEK (DUVAR)
BOND
PRANGA
bond
rabıta
BOND
SENET
Bond
Tahvil
BOND
TUTKAL
BOND
TUTTURMAK
bond
v.bağla:n.bağ
bond
yapışıklık
BOND
YAPIŞMA
BOND
YAPIŞTIRICI
BOND
YAPIŞTIRMAK
BOND
ZİNCİR
bond angle
bağ açısı
bond axis
bağ ekseni
bond debt
tahvil borcu
Bond directionality
Bağ yönlülüğü
bond dissociation energy
bağ ayrışma enerjisi
bond distance
bağ mesafesi
bond energy
bağ enerjisi
Bond energy
Bağ erki
Bond face
Bağ yüzü
Bond force
Bağ kuvveti
bond fund
tahvil fonu
bond interest rate
Bono faizi
Bond length
Bağ boyu
bond length
bağ uzunluğu
bond market
tahvil piyasası
bond market
yeni ihraç olunan veya halen var olan süresi bir yıldan uzun borç araçlarının alınıp satıldığı piyasa
Bond orbital
Bağ dolancası
bond order
bağ derecesi
bond order
bağ sırası
bond paper
iyi cins yazı kağıdı
bond paper
kaliteli kâğıt
bond polarity
bağ polarlığı
bond rating
tahvillerin getiri ve risk yapılarına göre derecelendirilmesi
Bond rotation
Bağ dönüşü
Bond rupture
Bağ kopması
BOND SLAVE
ESİR
BOND SLAVE
KÖLE
Bond store
Gümrük antreposu
Bond strength
Bağ dayancı
bond strength
bağ dayanımı
bond strength
bağ kuvveti
bond strength
bağlama kuvveti
bond strength
yapışma gücü dayanımı
bond year
007 ile biten herhangi bir yıl (2007 vb)
Bond, instrument
Senet
BONDAGE
BAĞIMLILIK
BONDAGE
ESARET
bondage
kölelik
bonded
antrepolanmış
Bonded
Bağlanık, bağlanmış
BONDED
BAĞLI
bonded
v.bağla:adj.bağlanmış
bonded debt
rehinli tahvil
bonded docks
gümrük ambarı
BONDED GOODS
Antrepoya konulmuş eşya.Gümrüğü ödenmemiş,transit mal.
bonded goods
gümrüklenmemiş mallar, antrepolanmış mallar
Bonded joint
Bağlantı
Bonded metal
Bağlanık metal; Bağlımetal
bonded warehouse
1. gümrük antreposu, 2. gümrük ambarı
Bonded warehouse
Antrepo
bonder
bağlantı taşı, örgü taşı
bonderize
bonderlemek
Bonderizing
Bonderleme, fosfat astarlama
bondholder
1. tahvil sahibi, 2. tahvilat hamili
BONDHOLDER
TAHVİL SAHİBİ
bondholder
tahvilat hamili
BONDING AGENT
BAĞLAYICI MADDE
Bonding
Bağlama, bağlantı, tutturma
bonding
bağlanma
bonding
birbirine bağlanma
bonding
n.bağ:v.bağla:prep.bağlayarak
bonding
n.bağlama:v.bağla:prep.bağlayarak
bonding
topraklama
bonding
yapıştırma, bağlama
bonding agent
tutturucu madde, bağlayıcı madde
Bonding agent
Yapıştırıcı
Bonding clay
Bağlama kili
Bonding electron
Bağ elektronu
bonding energy
bağ enerjisi
Bonding energy
Bağlama erki
bonding force
bağ kuvveti
Bonding force
Bağlama kuvveti
Bonding orbital
Bağ dolancası
bonding orbital
bağ orbitali
Bonding osteogenesis
Kemik dokusuoluşumlu bağlama
bonding pair
bağ çifti
Bonding polyhedron
Bağlama çokgeni
Bonding seals
Mühür
bonding strength
bağlama kuvveti
Bonding types
Bağ türleri
Bonding zone
Bağlama bölgesi; Kaynaşma bölgesi
bondmaid
cariye
BONDMAN
ESİR
bondman
köle
bondman
toprağa bağlı köylü
Bondorising
Bondorlama
BONDS
TAHVİLLER
BONDSLAVE
ESİR
BONDSLAVE
KÖLE
BONDSMAN
ESİR
BONDSMAN
KEFİL
bondsman
köle
bonds-only policy
yalnız bono politikası
bondswoman
cariye
bondwoman
cariye