Translate
"Buckle"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Buckle
1) Buruş; Ondüle; Buruşukluk; Kıvrım; 2) Kemer tokası, kopça
buckle
1.toka, kopça, 2.eğim, kırım, çıkıntı, 3.toka ya da kopça ile tutturmak, kopçalamak, 4.eğilmek, bükülmek, yamulmak, 5.eğmek, bükmek, yamultmak
Buckle
Bağlamak; kemer vs. tokasını kapatmak
BUCKLE
BOYUN EĞMEK
BUCKLE
BÜKMEK
BUCKLE
EĞİLME
BUCKLE
EĞİLMEK
BUCKLE
EĞMEK
buckle
i., f. toka, kopca; f. toka veya kopca ile tutturmak, ilistirmek; isi veya basinc ile bukulmek, egrilmek veya bukmek (madeni esya) buckle down to work ise ciddiyetle girismek.
BUCKLE
İLİŞTİRMEK
Buckle
Kemer tokası
Buckle
Kemer tokası; tokayla bağlamak
BUCKLE
KOPÇA
BUCKLE
Saçın bombeleşerek,ondüle olarak hasar görmesi
buckle
toka
BUCKLE
TOKA İLE TUTTURMAK
buckle
toka kopça
buckle
v.toka ile bağla:n.toka
buckle
yer yer kabarmak
buckle down
(işe) dört elle sarılmak
buckle down
sıkı çalış
buckle down
tüm gücüyle/canla başla koyulmak/başlamak
buckle down
var gücüyle girişmek/koyulmak
buckle down to
dört elle sarılmak
buckle down to
işe canla başla sarılmak
buckle down to something
bir işe dört elle sarılmak
Buckle formation
Buruş oluşumu
BUCKLE ON
İLİŞTİRMEK
BUCKLE ON
TOKA İLE TUTTURMAK
BUCKLE UNDER
BOYUN EĞMEK
buckle under
teslim ol
buckle up
bağla
BUCKLE UP
İLİŞTİRMEK
buckled
buruşuk
buckler
i., f kalkan, siper; den. loca kapagi; f. muhafaza etmek, korumak buck private A.B.D., (arao) er, nefer.
buckler
kalkan
buckler
küçük kalkan
Buckler
Küçük kalkan, siper
buckler
nefer
buckler
siper
BUCKLERS
Loça kapağı
Buckles (haberdashery)
Tokalar (tuhafiye)
buckley’s chance
hiç şansı yok