Translate
"CAR"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
car
(i). otomobil, araba; vagon; (balon veya asansorde) yolcu tasimaya mahsus kisim; icinde canli deniz hayvanlari muhafaza edilen delikli kutu veya sandik. car barn tasit deposu.
Car
1) Araba, otomobil 2) Vagon
car
1.otomobil, araba, 2.vagon
car
araba
Car
Araba, vagon
CAR
KABİN
car
otomobil
car
Otomobil, oto
CAR
VAGON
car aerial
oto anteni
car antenna
oto anteni
car body
oto gövdesi
car body
Otomobil gövdesi
car body
otomobil karoseri, oto gövdesi
car body damage
Sac hasarı
car bottom furnace
araba tabanlı fırın
car bumper
tampon
Car carriers
Otomobil taşıma amaçlı gemiler
car display tower
Otomobil sergileme kulesi
car door
araba kapısı
Car drier
Arabalı kurutucu (cam)
Car dumper
Devirici araba
car ferry
araba vapuru
Car haul
Vagon çekici (demiryolu)
car heater
Otomobil kaloriferi
car holder
arabalarda telefon vb koymak için kullanılan tutacak
car insurance
araç sigortası
car kilometer
Araç/Otomobil kilometresi
car lift
Otomobil/Araç asansörü
Car loan
Araba kredisi
car maintenance
Araç bakımı
car maker
araba üreticisi
car manufacturer
araba üreticisi
car mechanic
araç mekaniği
car mechanic
otomobil tamircisi
car mirror
araba aynası
CAR PARK
OTOPARK
CAR PARK
PARK YERİ
car park
araba park yeri
car park
Otomobil parkı
Car park control equipment
Otopark kontrol ekipmanları
car park equipment
Otopark tesisleri
car park regulations
Garaj/Otopark yönetmeliği
car park routing system
Otopark kontrol/yönlendirme sistemi
car park ticketing
Otopark bileti
Car parking lifts
Araba park etme asansörleri
car parks with mechanical system
Mekanik sistemli otopark
car parks with semi-automated parking systems
Yarı-otomatik sistemli otopark
car pool
araba parkı
car race
araba yarışı
Car racing
Araba yarışı
car rental service
Araç kiralama servisi
car repair
Araç tamiri/servisi
car repair shop
Araç tamirhanesi, bakım onarım atölyesi
car repairman
Araç tamircisi
car seat
araç koltuğu
car sickness
araba tutması
car sickness
taşıt tutması
CAR SİMULASYON
Doğru yazılışı car simulation anlamı araba simülasyonu , dijital araba pratiği
car stackers
Araç istifleme
car surfing
bisiklet sürücüsünün diğer araçların tamponuna asılarak gitmesi
Car telephones
Araç telefonları
car tire
araba lastiği
Car top
Araba tavanı
car tower
Araç kulesi
car traffic
araç trafiği
car wheel
araba tekerleği
car window
araba penceresi
CARABINEER
KARABİNALI ASKER
carabineer
(i). karabina denilen tufegi kullanan asker.
carabiniere
(i). (cog. -ri) italyan polisi.
caracal
(i). bir cins vasak, karakulak, (zool). Felis caracal; bu hayvanin kurku.
caracal
karakulak
caracal
vaşak
caracas
(i). Caracas, Venezuela,nin baskenti.
Caracas
caracas, venezuela,nın başkenti.
caracole
(i)., (f). binicilikte yarim cark hareketi; (f). bu hareketi yaparak at surmek.
caracole
binicilikte yarım çark hareketi
CARACOLE
YARIM ÇARK HAREKETİ (BİNİCİLİK)
caracul
(bak). karakul.
caracul
karagül
carafe
(i). cam surahi.
carafe
cam sürahi
CARAFE
KARAF
carafe
sürahi
Carafe
Şarap sürahisi; Karafe, Cam sürahi
Carafes
Karaflar
caramel
(i). tatlilara renk ve lezzet vermede kullanilan yanmis seker, karamel; karamela.
caramel
karamel
caramel
karamela
Caramel
Yakılmış şeker, karamel
Caramel custard
Krem karamel
Caramel dumplings
Karamel dökmesi
Caramel pudding
Karamelli puding
Caramel syrup
Karamel sosu
Caramelization
Karamelizasyon
caramelize
(f). yanmis seker haline gelmek veya koymak.
caramelize
1. karamelleştirmek, 2. karamelleşmek
Caramelize
Karamelize etmek
Caramelize
Karamelize etmek, şekeri yakmak
Caramelize
Şekeri yakmak
caramellize
karamelleştir
Caramels (candy)
Karameller (şekerlemeler)
carapace
(i)., (zool). kaplumbaga gibi hayvanlarin ust kabugu.
carapace
kabuk
CARAPACE
KABUK (HAYVAN)
Carapace
Kabuk; Bağa; Hayvan kabuğu
Carapella’s reagent
Carapella ayıracı
carat
(i). kirat, degerli taslarin agirlik oIcu birimi, ayar (1 kirat 200 mg).
carat
ayar
carat
karat
Carat
Karat; Ayar (mücevher ağırlıkbirimi)
CARAT
KIRAT
carat
kırat, ayar
caravan
(i). kervan; ustu kapali buyuk yolcu veya yuk tasiyan araba; kamyon; (ing). arabanin arkasina takilarak cekilen tekerlekli seyyar ev.
caravan
1.kervan, 2.çingene arabası, 3.karavan
caravan
kafile
caravan
kamyon
caravan
karavan
CARAVAN
KARAVANLA GEZMEK
CARAVAN
KERVAN
caravan
üstü kapalı yolcu veya yük arabası
caravanner
kervanla seyahat eden kimse
Caravans
Karavanlar
caravansary
kervansaray
caravansary, caravanserai
(i). kervansaray, buyuk yolcu hani veya otel.
caravansary, caravanserai
kervansaray
CARAVANSERAI
HAN
caravanserai
kervansaray
Caravan-type trailers and semi-trailers
Karavan tipi römork ve yarı römorklar
caravel
(i). karavela.
caravel
karavela
CARAVEL
KARAVELA (GEMİ)
caraway
(i). Karaman kimyonu, (bot). Carum carvi.
caraway
karaman kimyonu
CARAWAY
KİMYON
Caraway seed
Çömen otu
caraway seed
karaman kimyon tohumu
Caraway seed
Kereviye. Karaman kimyonu
carbamate
karbamat
carbamic
karbamik
carbamic acid
karbamik asit
carbamide
karbamit
carbamide
karbamit, üre
Carbamylation
Karbamilleme
carbanilide
difenil üre
carbanion
karbanyon
carbazole
karbazol
carbenium ion
karbenyum iyonu
CARBIDE
KARBİT