Translate
"CLAM"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
clam
(bütün çanların aynı anda çalınması ile elde edilen) şıngırtı
clam
(i). mengene.
clam
(i)., (f). tarak, deniz taragi, istiridye; (k.dili). sessiz ve icine kapanik kimse; (f). deniz taragi toplamak. clambake (i)., (ABD). deniz taragi pisirilip yenen bir piknik. clamshell i tarak kabugu; cift ceneli kova. clam up (ABD)., (argo). sessizlesmek
Clam
1) İstiridye 2) Mengene
clam
1.deniztarağı, 2.(up ile) gıkını çıkarmamak, susmak
CLAM
DENİZ TARAĞI
Clam
Deniz tarağı, tarak
clam
deniztarağı
CLAM
İÇİNE KAPANIK KİMSE
CLAM
İSTİRİDYE
clam
mengene
CLAM
NEŞELİ PARTİ
clam
tarak
clam
v.yapış:n.midye
clam up
gıkını çıkarmamak, susmak
clam up
sesini kes
clam up
tek bir kelime etmemek
clamant
(s). gurultulu; Israrli, yapiskan.
clamant
1. gürültülü, 2. ısrarlı
clamant
gürültülü
CLAMANT
ISRARLI
clamant
yapışkan
CLAMBAKE
KUMSAL PARTİSİ
clambake
midye pişirip yeme eğlencesi
clamber
(f)., (i). tirmanmak, guclukle tirmanmak; clamberer (i). el ve ayakla tirmanan kimse.
clamber
tırman
CLAMBER
TIRMANMAK
clamminess
yapışkanlık
Clamming
Çamurla kapama (cam)
clammy
(s). islak, yas, rutubetli, yapiskan, soguk. clamminess (i). islak ve yapiskan olus.
clammy
ıslak
CLAMMY
NEMLİ VE SOĞUK
clammy
nemli, yapışkan ve soğuk
CLAMMY
RUTUBETLİ
clammy
soğuk ıslak
clammy
yapışkan
clammy
yaş
clamor
bkz. clamour
CLAMOR
FERYAT
CLAMOR
GÜRÜLTÜ
CLAMOR
GÜRÜLTÜ ETMEK
CLAMOR
HAYKIRMA
CLAMOR
PATIRTI
clamor
v.gürültü et:n.gürültü
CLAMOR
YAYGARA
CLAMOR
YAYGARA KOPARMAK
CLAMOR DOWN
ZORLAMAK
clamor, ing clamour
(i)., (f). haykirma, feryat, yaygara; gurultu; (f). yaygara ile istemek; yaygara kopararak zorlamak; haykirmak, feryat etmek.
clamor, ing clamour
feryat
clamor, ing clamour
gürültü
clamor, ing clamour
haykırma
clamor, ing clamour
haykırmak
clamor, ing clamour
yaygara
clamorous
(s). gurultulu, patirtili; yaygaraci, sirret. clamorously (z). gurultuyle.
clamorous
gürültülü
clamorous
gürültülü, patırtılı, yaygaracı
CLAMOROUS
PATIRTILI
clamorous
yaygaracı
clamour
1.gürültü, patırtı, yaygara, 2.yaygara koparmak
CLAMOUR
FERYAT
clamour
gürültü
CLAMOUR
GÜRÜLTÜ ETMEK
CLAMOUR
HAYKIRMA
CLAMOUR
PATIRTI
CLAMOUR
YAYGARA
CLAMOUR
YAYGARA KOPARMAK
CLAMOUR DOWN
ZORLAMAK
clamourous
gürültülü
clamp
(i)., (f). mengene, kiskac, kenet; kelepce, krampon; (f). mengene ile sikistirmak, kasmak, germek, bastirmak, tespit etmek. clamp coupling kenetli kavrama, sikma, kavrama. clamp screw sikma vidasi. clamp down on daha titiz olmak; menetmek.
CLAMP
1)Kerye,mandal,kilit,mengene. 2)Levha yükleri kaldırmak için kullanılan kıskaç. 3)Bir yanaklı bastika.
clamp
1.mengene, kenet, kıskaç, 2.mengeneyle sıkıştırmak
CLAMP
AMBAR (YERALTI)
clamp
bastırmak
clamp
germek
CLAMP
KASMAK
Clamp
Kelepçe
clamp
kelepçe, mengene
Clamp
Kelepçe, tırnaklı rondela, mengene
CLAMP
KENET
CLAMP
KENETLEMEK
Clamp
Kıskaç
Clamp
Kıskaç; Kelepçe; Mandal; Mengene
Clamp
Klemens
clamp
klemp
CLAMP
KÜME
clamp
menetmek
CLAMP
MENGENE
clamp
mengene, kıskaç
CLAMP
SIKIŞTIRMAK
clamp
sıkma
clamp
v.kenetle:n.kelepçe
clamp
v.mengeneye kıstır:n.mengene
CLAMP
YIĞIN
Clamp bolt
Kaskı civatası
clamp bolt
kelepçe cıvatası
clamp bolt
kelepçe civatası
Clamp bolts-control torque
U demiri/kontrol torku
Clamp dog
Kurbağacık
clamp down
sıkıştır
CLAMP DOWN
SIKIŞTIRMAK
clamp down on
1. daha sıkı olmak, 2. sınır koymak, 3. menetmek
clamp down on
baskı yap
Clamp filler
Dolgu plakası ( jeneratörlerde)
Clamp jaw
Germe çenesi
Clamp jig
Germe avadanı
clamp plate
sıkıştırma plakası
clamp retaining nut
kelepçe tespit somunu
clamp screw
sıkıştırma vidası
Clamp screw
Sıkma vidası
Clamp sleeve
Kelepçe
CLAMP THE LID ON SMTH.
ENGELLEMEK
CLAMP THE LID ON SMTH.
YASAK ETMEK
CLAMP THE LID ON SMTH.
YASAKLAMAK
CLAMP TOGETHER
KENETLEMEK
Clamp, to-
Sıkıp sabitlemek
CLAMPDOWN
ÖNLEM
clampdown
resmi kısıtlama
clampdown
resmi kısıtlama, sınırlama, önleme
clampdown
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon düzenleme
clampdown
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon yürütme
clamped output
sabitlenmiş çıkış
Clamped Signals
SJaşürümış Uyarı
clamping
bağlama, kenetleme
clamping
kaskı işlemi
Clamping
Kıskaçlama; tutturma; sıktırma
clamping
n.kenetleme:v.kenetle:prep.kenetleyerek
clamping circuit
bloke devresi
clamping circuit
kaskı devresi
Clamping design
Sıkma tasarımı
Clamping device
Tutturma aygıtı
clamping diode
kaskı diyodu
clamping diode
kenetleyici diyot
clamping error
kelepçe hatası
Clamping force
Bağlama kuvveti
clamping force
Dayanışma gücü, bağlam kuvveti
Clamping force
Sıkma kuvveti
Clamping plate
Sıkıştırma plakası
Clamping pressure
Sıktırma basıncı
clamping ring
kelepçe halkası
clamping screw
sıkma vidası
Clamping shoe
Sıkma pabucu
Clamping spindle
Sıkma civatası
clamp-on
kenetlenme
Clamps for hoses and pipes
Hortumlar ve borular için kelepçeler
Clamshell
1) İstiridye kabuğu 2) Çiftçeneli kepçe
clamshell
çift çeneli kepçe
clamshell
çift çeneli kova
Clamshell bucket
Çift çeneli kepçe; Çift çeneli kova; Çift çeneli tarak
clamshell bucket
yükleme kepçesi
clamshell dredge
çeneli kazıcı