Translate
"COB"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
cob
(i)., A.B.D misir kocani; erkek kugu; kisa bacakli bir cins binek ati; bir cins marti.
cob
erkek kuğu
COB
KERPİÇ
COB
KISA BACAKLI BİNEK ATI
COB
KÜÇÜK YUVARLAK EKMEK
cob
mısır koçanı
cob
midilli
COB
Taş mendirekle korunan liman.
COB
TOPAK
Cob coal
Kelle kömür
cobalt
(i). kobalt. cobalt blue kobalt mavisi.
cobalt
kobalt
Cobalt acetate
Kobalt asetat
cobalt alloy
kobalt alaşımı
Cobalt alloy steels
Kobaltlı alaşım çelikleri
Cobalt alloys
Kobalt alaşımları
cobalt ammine
kobalt amin
Cobalt base heat resisting alloys
Kobalt temelli ısı dirençli alaşımlar
Cobalt base superalloys
Kobalt temelli üstünalaşımlar
Cobalt bath
Kobalt yunağı
Cobalt binder
Kobalt bağlayıcı
cobalt bloom
kobalt çiçeği
Cobalt bloom
Kobalt kütüğü
cobalt blue
kobalt mavisi
Cobalt bomb
Kobalt bombası
Cobalt bromide
Kobalt bromür
cobalt chloride
kobalt klorür
Cobalt chromium alloys
Kobalt krom alaşımları
Cobalt compounds
Kobalt bileşikleri
Cobalt glass
Kobaltlı cam
Cobalt high speed steels
Kobaltlı yüksek hız çelikleri
Cobalt hydroxide
Kobalt hidroksit
Cobalt iodide
Kobalt iyodür
Cobalt metal
Kobalt metali
Cobalt naphthenate
Kobalt naftenat
cobalt oxide
kobalt oksit
Cobalt oxides and hydroxides; commercial cobalt oxides
Kobalt oksitler ve hidroksitler; ticari kobalt oksitler
Cobalt plating
Kobalt kaplama
Cobalt selenide
Kobalt selenür
Cobalt thiocyanate
Kobalt tiyosiyanat
Cobalt tungsten alloys
Kobalt volfram alaşımları
Cobalt-60
Kobalt-60
Cobalt-base alloys
Kobalt temelli alaşımlar
Cobalt-bonded tungsten carbide
Kobalt bağlı volfram karbür
Cobalt-chromium alloys
Kobalt krom alaşımları
cobaltic
kobaltik
cobaltic acetate
kobalt asetat
cobaltic oxide
kobalt oksit
Cobaltite
Kobaltit
cobaltous
kobaltlı
cobaltous arsenate
kobaltlı arsenat
cobalt-plate
kobalt kaplamak
cobble
(i)., (f). kaldirim tasi; (f). kaldirim tasi dosemek; ayakkabi tamir etmek, pence vurmak. cobblestone (i). parke tasi, kaldirim tasi.
Cobble
1) Kördüğüm; Hadde bozuğu; Kabarıntı 2) Kaldırım taşı
cobble
1.kaldırım taşı döşemek, 2.arnavut kaldırım taşı
cobble
kaba çakıl
COBBLE
KALDIRIM TAŞI
COBBLE
PARKE TAŞI
COBBLE
PENÇE VURMAK
COBBLE
TAMİR ETMEK (AYAKKABI)
cobble
tamir etmek ayakkabı
COBBLE
TAŞ DÖŞEMEK
COBBLE
TAŞLA KAPLAMAK
COBBLE
UYDURUVERMEK
COBBLE
YUVARLAK KAYA PARÇASI
cobbled
parke taşlı
cobbler
(i). ayakkabi tamircisi; ,sarap, seker ve meyvadan yapilmisbir icki; A.B.D meyvali tart.
cobbler
1.ayakkabı tamircisi, 2.sakar işçi
COBBLER
ACEMİ ÇAYLAK
cobbler
ayakkabı tamircisi
cobblers
aptalca konuşma, saçmalık, zırva
Cobblers
ayakkabi tamircisi
cobblestone
arnavut kaldırım taşı
Cobblestone
Kaldırım taşı
COBBLESTONE
PARKE TAŞI
cobblestone pavement
arnavut kaldırımı
cobelligerent
(i). birlikte harbeden devletlerden biri.
coble
(i). Ingiltere ve Iskocya’ya mahsus dibi yassi sandal.
cobnut
(i). findik; findik agaci.
cobnut
fındık
cobol
cobol
cobot
yardımcı robot
cobotics
robot-insan işbirliği
coboundary
tümler
cobra
(i). kobra yilani.
cobra
kobra
cobranding
birlikte markalama
Cobustion chamber
Yanma odası
cobweb
(i). orumcek agi; dayanikli olmayan herhangi bir sey; tuzak, ag, hile; (cog). orumcek aglari; zihin karisikligi.
COBWEB
AĞ
COBWEB
DAYANIKSIZ ŞEY
COBWEB
HİLE
COBWEB
KURUNTU
cobweb
örümcek
cobweb
örümcek ağı
COBWEB
ÖRÜMCEK AĞININ TELİ
COBWEB
TUZAK