Translate
"CONJUNCT"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
conjunct
(s). birlesmis, bitisik, ortak, musterek.
CONJUNCT
BİRLEŞİK
conjunct
birleşik, ortak
conjunct
birleşmiş
CONJUNCT
BİTİŞİK
conjunct
müşterek
CONJUNCT
ORTAK
CONJUNCTION
BAĞLAÇ
CONJUNCTION
BİRLEŞME
CONJUNCTION
RASTLANTI
CONJUNCTION
TESADÜF
CONJUNCTIVE
BAĞLAÇ GÖREVİ GÖREN KİP
CONJUNCTIVE
BAĞLAYAN
CONJUNCTIVE
BİRLEŞTİREN
conjunction
(i). birlesme; ayni zamanda vaki olma, rastlanti, tesaduf; (gram). baglac; (astr). konjonksiyon. in conjunction with ile bir arada, birlikte.
conjunction
1.bağlaç, 2.birleşme, birleşim
conjunction
aynı zamanda yer alma
conjunction
bağlaç
conjunction
birleşme
conjunction
birleşme bağlaç
conjunction
birletim
conjunction
birlikte
conjunction
rastlantı
conjunction
tesadüf
conjunction with
ile birlikte
conjunctions of comparison
karşılaştırma bağlaçları
conjunctions of concession
uzlaştırma bağlaçları
conjunctions of condition
durum bağlaçları
conjunctions of purpose
istek bağlaçları
conjunctions of reason
neden bildiren bağlaçlar
conjunctions of result
netice bildiren bağlaçlar
conjunctions of time
zaman bağlaçları
conjunctiva
(i)., (anat). konjonktiv, goz kuresini goz kapaklariyla birlestiren ince zar.
conjunctiva
konjonktiv
conjunctiva
konjunktiva
conjunctival
konjunktival
conjunctive
(s)., (i). bitistiren, birlestiren; birlesik; (i)., (gram). baglac, atif edati.
conjunctive
birleşik
conjunctive
bitiştiren, birleştiren
conjunctive mood
şart kipi
conjunctive query
birleşik sorgu
conjunctive query
birletimli sorgu
conjunctive search
birleşik arama
conjunctive search
birletimli arama
conjunctively
birleştirerek, bitiştirerek
conjunctivitis
(i)., (tib). konjonktivit, konjonktiv iltihabi.
conjunctivitis
1. konjonktivit, 2. trahoma
conjunctivitis
konjunktivit
conjuncture
(i). cesitli olay veya islerin bir araya gelmesi; kritik durum, buhran, kriz.
conjuncture
1. konjonktür, 2. kriz, buhran, 3. kritik durum
conjuncture
buhran
CONJUNCTURE
DURUM
CONJUNCTURE
KRİZ
CONJUNCTURE
ŞARTLAR
Conjuncture conjunctural policy
Konjonktür politikası