Translate
"CONVERGE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
converge
(f). bir noktada birlesmeye yuz tutmak; (geom). birbirine yaklasmak (dogrular); (mat). yakinsak olmak; birbirine yaklastirmak. convergence (i). birbirine yaklasma; (fiz)., (geom). dogrularin birbirine yakin gelmesi. convergent (s). birbirine yaklasan.
converge
bir noktada birleşmek
CONVERGE
BİRLEŞMEK
CONVERGE
KAVUŞMAK
converge
yakınsa
CONVERGE
YAKLAŞMAK
converge (v)
yakınsamak
converge on
yakınsa
converge, to
yakınsamak
Converged
noktada birleşmeye yüz tutmak
convergence
1. bir noktada birleşme, 2. yakınsama
CONVERGENCE
KAVUŞMA
convergence
konverjans
CONVERGENCE
Meteorolojide kullanılan bir deyim olup bir yere çıkandan fazla hava girmesi olayıdır.
Convergence
Yakınlaşma
Convergence
Yakınlaşma/Yakınsama
convergence
yakınsaklık
convergence
yakınsama
Convergence
Yakınsama, uyumlu hale getirme
Convergence
Yakınsama; Yakınsaklık
convergence almost certainly
oldukça kesin yakınsaklık
convergence almost surely
hemen hemen kesin yakınsama
convergence and implementation programme (CIP)
yakınsama ve uygulama programı
Convergence angle
Yakınsama açısı (TEM)
convergence coil
toplayıcı bobin
convergence constant
konvergens sabiti
Convergence criteria
Birleşme kriterleri
Convergence Criteria
Birleşme kriterleri, yakınsama kriteri
convergence elecrode
yaklaştırıcı elektrot
convergence error
yakınsama hatası
convergence in mean
ortalama yakınsaklık
convergence in measure
ölçümde yakınsaklık
convergence in probability
olasılıkta yakınsaklık
convergence in probability
olasılıkta yakınsama
convergence in the mean
ortalamada yakınsaklık
convergence magnet
yaklaştırma mıknatısı
Convergence of economies
Ekonomilerin yakınlaştırılması
convergence of fast computation
hızlı hesaplama yakınsaması
convergence of meridians
meriyenlerin yakınsaması
Convergence programme
Yakınlaşma programı
convergence rate
yakınsama hızı
convergence surface
yakınsama yüzeyi
convergence time
yakınsama zamanı
convergence with
bir olasılıklı yakınsama
CONVERGENCY
KAVUŞMA
convergency
yakınsama
convergent
1. bir noktada birleşen, 2. yakınsak
convergent
bir noktada birleşen
convergent
konverjan
convergent
yakınsak
convergent camera
konvergent kamera
Convergent filter
Yakınsak süzgeç
convergent integral
yakınsak integral
convergent lens
yakınsak mercek
Convergent lens (Converging lens)
Yakınsak mercek
convergent model datum
konvergent model datumu
convergent network
yakınsak şebeke
convergent photography
konvergent fotoğrafçılık
convergent position
konvergent konum
convergent sequence
yakınsak dizi
convergent séquence
yakınsak dizi
convergent strabismus
içe şaşılık
Convergent-beam electron diffraction
Yakınsak ışın demetli elektron kırınımı