Translate
"CRY"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
cry
(i). ses, nida: bagirma; aglama; feryat; nara, avaz; yalvarma; hayvan sesi; istek. a far cry cok farkli. in full cry havlayarak avi kovalayan (av kopegi). war cry savas narasi. within cry of duyulabilecek uzaklikta.
cry
1.ağlamak, 2.bağırmak, haykırmak, 3.bağırarak istemek/çağırmak, feryat etmek, 4.(kuş, vb.) ötmek, 5.çığlık, feryat, 6.haykırma, bağırma, yüksek ses, seslenme, 7.ağlama, 8.(hayvan ve kuş) ses
CRY
AĞLAMA
cry
ağlamak
cry
avaz
CRY
BAĞIRMAK
cry
bağırmak ağlamak
Cry
BAĞIRMAK, AĞLAMAK
CRY
ÇIĞLIK
CRY
ÇIĞLIK ATMAK
CRY
FERYAT
CRY
HAYKIRIŞ
cry
haykırmak
CRY
NARA
CRY
NİDA
CRY
SES
CRY
SESLENME
CRY
SESLENMEK
CRY
SLOGAN
cry
v.ağla:n.çığlık
CRY
YALVARMA
cry baby
çocuk gibi ağlayan kimse
CRY DOWN
KÖTÜLEMEK
cry for
ağla
cry for (someone or something)
(biri/bir şey) diye bağırmak
cry for (something)
(bir şey) diye bağırmak
CRY FOR HELP
YARDIM İSTEMEK
cry for the moon
olmayacak şey istemek
CRY OFF
CAYMAK
cry off
sözünden dönmek, caymak, su koyuvermek
CRY OFF
VAZGEÇMEK
CRY ONE’S EYES OUT
HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLAMAK
cry one’s heart out
hüngür hüngür ağlamak
cry out
1. haykırmak, 2. şikâyet etmek
cry out
bağır
CRY OUT
ÇAĞIRMAK
CRY OUT
ÇIĞLIK ATMAK
CRY OUT
FERYAT ETMEK
CRY OUT
HAYKIRMAK
cry out against
karşı gelmek
cry out for
bağır
cry out for
şiddetle gereksinim duymak
cry out for (something)
(bir şey) diye bağırmak
cry over spilt milk
boşuna üzülmek
cry quits
yeter artık demek
cry quits
yeter demek, dur demek
CRY SOBBINGLY
HIÇKIRA HIÇKIRA AĞLAMAK
CRY SOBBINGLY
HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLAMAK
cry softly
sessizce ağla
cry uncle
pes demek
CRY UP
GÖKLERE ÇIKARMAK
CRY UP
ÖVE ÖVE BİTİREMEMEK
CRY UP
ÖVMEK
cry wolf
kurt masalı okumak
cry wolf
yalandan imdat diye bağırmak
cry/say uncle (us)
pes demek
crybaby
(i). cocuk gibi cabuk aglayan kimse.
CRYBABY
MIZMIZ
CRYING
ACİL
CRYING
AĞLAYAN
CRYING
APAÇIK
CRYING
GÖZE ÇARPAN
CRYING
İĞRENÇ
CRYING
İVEDİ
crying
(s). aglayan. a crying shame cok yazik.
crying
büyük
crying
n.çığlık:v.ağla:prep.ağlayarak
crying fit
ağlama krizi
crying jag
ağlama krizi
crying spells
ağlama nöbetleri
cryo
(önek) soğuk, buz, krio
cryo
onek soguk.
Cryoelectron microscope
Dondurumlu elektron mikroskobu
Cryoelectron microscpy
Dondurumlu elektron mikroskobisi
Cryoelectron tomography
Dondurumlu elektron tomografisi
Cryofixation
Dondurumlu sabitleme
Cryofixation device
Dondurumlu sabitleme aygıtı
Cryofracture (Freeze fracture)
Dondurumlu kırma
Cryogen
Dondurucu, kriyojen
cryogen
soğutucu kimyasal madde
Cryogenic
Dondurucu; Dondurgan
cryogenic
kriyojenik
Cryogenic applications
Sıfıraltıuygulamaları
Cryogenic materials
Dondurgan gereçler, dondurucu gereçler, sıfıraltı gereçleri
Cryogenic pump
Dondurucu vakum pompası; Dondurgan vakum pompası
Cryogenic separation
Dondurumluayırma; sıfıraltı ayırması
Cryogenic steels
Sıfıraltı çelikleri
Cryogenic system
Dondurma dizgesi
Cryogenic tanker
Kriyojenik tanker (LNG taşımada)
Cryogenical temperature
Dondurucusıcaklık
cryogenics
(i)., (fiz). sogukla ve ozellikle son derece sogukla ilgili ilim dali.
cryogenics
kriyojeni, soğukbilim
cryogenics
soğubilim
Cryogenics
Soğubilimi; Donubilim; Kriyojenik
cryohydrate
kriyohidrat
Cryohydrates
Donuk hidratlar; Kriyohidratlar
cryohydric point
kriyohidrik nokta
Cryoknife
Donuk numune kesicisi
cryolite
(i)., (mad). fluor sodyum ve aluminyumdan murekkep bir madde.
cryolite
kriyolit
cryolite
kriyolit, soğuktaş
cryometer
kriyometre
Cryometer
Sıfıraltı ölçeri
Cryonegative staining
Donuk tersrenklendirme
Cryoprecipitate
Sıfıraltı çökeltisi
Cryopreparation device
Donuk numune hazırlama aygıtı
Cryoprobe
Dondurma sondası
Cryoprotectant
Donmatutar, donma koruyucu (madde)
cryosar
kriyosar
Cryoscope
Donmaölçer; Krioskop
cryoscope
soğuk gözler
cryoscopic
kriyoskopik
cryoscopy
donma noktası ölçümü
Cryoscopy
Donma ölçümü; Donma bilimi; Krioskopi
cryoscopy
kriyoskopi, donargözleyim
Cryosection
Donuk kesit
Cryostat
Dondurma kabı
cryostat
sabit düşük sıcaklık kabı
Cryosurgery
Dondurumlu ameliyat
cryosurgery
kriyocerrahi
Cryosurgical and cryotherapy devices
Aşırı soğuk uygulanarak dokuların tahrip edilmesi ve bu yolla yapılan tedavilere özgü cihaz ve aletler
cryotherapy
(i)., (tib). sogukla tedavi.
Cryotherapy
Dondurumlu tedavi; Sıfıraltısağaltımı (tıp)
Cryotransfer
Donuk numune aktarımı
Cryotransfer holder
Donuk numune aktarıcısı
cryotron
kriyotron
Cryoultramicrotome
Dondurumlu ultramikrotom
Cryoultramicrotomy
Dondurumlu ultramikrotomi
crypt
(i)., (mim). kilise ve benzeri binalarin temelleri arasindaki yeralti kemerleri; (anat). bademciklerde cukurcuk.
CRYPT
KİLİSE BODRUMU
crypt
kript
crypt
mahzen
crypt
yeraltı türbesi
cryptanalist
şifre çözümleyici
cryptanalysis
(i). sifre cozme ilmi.
cryptanalysis
kripto analizi
cryptanalysis
şifre çözümleme
cryptanalyst
şifre çözücü
cryptanalyst
şifre çözümleyici
CRYPTIC
ESRARLI
CRYPTIC
GİZLİ
CRYPTICAL
ESRARLI
CRYPTICAL
GİZLİ
cryptic
(s). ortulu, gizli, kapali, hafi, mestur; sifreli. cryptically (z). tam manasini belirtmeden.
cryptic
gizli
cryptic
gizli, kapalı, örtük
cryptic
hafi
cryptic
kapalı
cryptic
kriptik
cryptic
mestur