Translate
"Capt"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Capt
yakala, grup lideri, gemi kaptanı, başkan, komuta
CAPTAIN
BAŞKOMİSER
CAPTAIN
KAPTAN
CAPTAIN
KAPTANLIK ETMEK
CAPTAIN
LİDER
CAPTAIN
ÖNDER
CAPTAIN
ŞEF
CAPTAIN
Ticaret gemilerinde gemiyi sevk ve idare eden en büyük rütbe ve bu rütbeye sahip kişi. T.T.K.:972
CAPTAIN
USTABAŞI
CAPTAIN
YÖNETMEK
CAPTAIN
YÜZBAŞI
CAPTAINCY
Kaptanlık
CAPTAINCY
ÖNDERLİK
CAPTAINSHIP
Kaptanlık
CAPTAINSHIP
ÖNDERLİK
captain
(i)., (f). kaptan, reis, suvari; sef, lider; deniz albayi, yuzbasi, bahriye albayi; (f). kaptanlik etmek, kumanda etmek. captaincy (i). kaptanlik. captainship (i). kaptanlik; liderlik.
Captain
1.KAPTAN 2.YÜZBAŞI
captain
1.kaptan, 2.kaptan, takım başı, 3.yüzbaşı, 4.kaptanlık etmek, kumanda etmek, yönetmek
captain
bir gemi veya uçağın idaresinden sorumlu kişi
captain
kaptan
captain
lider
captain
liderlik
captain
reis
captain
şef
captain
v.kaptanlık yap:n.kaptan
captain
yüzbaşı
captain (australian)
barda diğer müşterilere içki ısmarlayan kimse
captain pilot
kaptan pilot
Captain’s decanter
Likör sürahisi
captain’s report
kaptan raporu
captaincy
kaptanlık, yüzbaşılık, albaylık, reislik
captainship
1. yüzbaşılık, kaptanlık, 2. liderlik, albaylık
Captan
Küf gideren
captcha
gerçek kullanıcı sınaması
captcha
kullanıcı sınaması
CAPTION
ALTYAZI
CAPTION
BAŞLIK
CAPTION
BAŞLIK YAZMAK
CAPTION
MANŞET
CAPTION
MANŞET ATMAK
CAPTION
TUTUKLAMA
CAPTIOUS
ASILSIZ
CAPTIOUS
BOŞ
CAPTIOUS
KILI KIRK YARAN
CAPTIOUS
KUSUR BULAN
CAPTIOUS
YANILTICI
CAPTIVATE
BÜYÜLEMEK
CAPTIVATE
CEZBETMEK
CAPTIVATE
ÇEKMEK
CAPTIVATING
BÜYÜLEYİCİ
CAPTIVATING
ÇEKİCİ
CAPTIVATION
BÜYÜLEME
CAPTIVATION
CEZBETME
CAPTIVE
BASKI ALTINDA
CAPTIVE
ESİR
CAPTIVE
TUTSAK
CAPTIVITY
ESARET
CAPTIVITY
TUTSAKLIK
caption
(i). manset, serlevha, bas1ik; (huk). kanuni vesikanin duzenlendigi zaman ve yeri gosteren baslangic kismi.
Caption
1) Başlık; serlevha 2) Altyazı
caption
altbaşlık (resim altı)
caption
başlık
caption
manşet
caption
manşet başlık
caption
manşet başlık altyazı(film)
caption
serlevha
caption
ünvan
captious
(s). tenkitci, kusur bulmaya calisan; tatmin edilmesi guc; yaniltici. cap tiously (z). tenkit eder bir sekilde. captiousness (i). tenkitcilik tenkit etme.
captious
müşkülpesent, zor beğenir
captious
tenkitçi
captious
titiz
captivate
(f). buyulemek, cezbetmek. captiva’tion (i). buyuleme, cezbetme. captivator (i). buyuleyen sey veya kimse.
captivate
büyüle
captivate
büyülemek
captivate
büyülemek cezbetmek
captivate
büyülemek, çekmek
captivate
tutsak et
captivated
v.büyüle:adj.büyülenmiş
Captivating
büyüleyici v.büyüle
captivating
n.büyüleyici:v.büyüle:prep.büyüleyerek
captivation
1. büyüleme, cezbetme, 2. gönül çelme
captivation
büyüleme
captivator
büyüleyen şey/kimse
captive
(i)., (s). esir, tutsak, mahpus; tutkun kimse; (s). esir dusmus; baski altinda, kayit altinda; esarete ait; buyulenmis. captiv’ity (i). esaret, surgun; tutkunluk. captive audience ABD zoraki dinleyiciler.
captive
1.tutsak, emir, 2.tutsak edilmiş, kapatılmış, 3.tutsak, esir
captive
esir
captive
mahpus
captive
tutsak
captive audience
dinlemeye mecbur edilen kimse
captivity
esaret
captivity
tutsaklık
captivity
tutsaklık, esaret
Captivity for dyes
Boya alma yeteneği
captor
(i). esir eden kimse ele geciren kimse.
CAPTOR
ESİR ALAN KİMSE
CAPTOR
TUTAN KİMSE
captor
tutsak eden kişi, esir alan kişi
captor
zapteden
capture
(f). (i). zaptetmek, zorla ele gecirmek; esir etmek; (i). zaptetme, ele gecirme; esir, ganimet. capturer (i). ele geciren kimse.
Capture
1.ELE GEÇİRMEK 2.HAPSE ATMAK
capture
1.esir alma, 2.esir alınma, 3.ganimet, 4.tutmak, yakalamak, tutsak etmek, esir etmek, 5.egemen olmak, almak, zaptetmek, 6.özelliğini yitirmeden korumak, aynen almak
CAPTURE
ALMAK
CAPTURE
EL KOYMAK
CAPTURE
ELE GEÇİRME
CAPTURE
ELE GEÇİRMEK
CAPTURE
ESİR
CAPTURE
ESİR ALMA
CAPTURE
ESİR ALMAK
CAPTURE
GANİMET
CAPTURE
GANİMET ALMAK
CAPTURE
Savaşta zaptetmek,tutmak,ganimet.
CAPTURE
TUTSAK ETMEK
capture
v.yakala:n.yakalama
capture
yakala
capture
yakalama esir alma
capture
yakalamak
CAPTURE
ZAPTETME
CAPTURE
ZAPTETMEK
capture (v)
yakalamak
Capture cross-section
Yakalama kesit alanı
capture effect
yakalama etkisi
capture error
yakalama hatası
capture of electron
elektron yakalaması
capture ratio
yakalama oranı
Capture, captured
yakalamak, . zaptetmek, ele geçirmek, tutsak etmek. i. zaptetme, ele geçirme
Capture, confiscation
Müsadere
capture, to
yakalamak
CAPTURE,FREE OF
Deniz sigorta poliçelerine konulan zaptedilme hariç koşulu.
capturer
yakalayan
capturing
n.yakalama:v.yakala:prep.yakalayarak