Translate
"Chance"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
chance
(f). sans eseri olarak vaki olmak; tesadufen meydana gelmek; rast gelmek; (k.dili) . goze almak; denemek. chance on, chance upon tesadufen bulmak.
chance
(i)., (s). talih, sans; kader; ihtimal; firsat; risk; riziko; (s). sans eseri olan. by chance tesadufen, kazara. on the chance that umidiyle. take one’s chances talihe birakmak. the chances are muhtemelen.
chance
1.şans, talih, 2.ihtimal, olasılık, 3.fırsat, olanak, 4.risk, 5.rastlantı sonucu oluşmak, şans eseri olmak, tesadüfen olmak, 6.göze almak, denemek, riske girmek, 7.tesadüfi, rastlantısal, planlanmamış
CHANCE
BAHT
CHANCE
DENEMEK
CHANCE
FIRSAT
CHANCE
GÖZE ALMAK
CHANCE
İHTİMAL
CHANCE
İMKÂN
chance
kader
CHANCE
KISMET
CHANCE
OLASILIK
CHANCE
RİSK
CHANCE
RİSKE GİRMEK
CHANCE
RİZİKO
chance
şans
CHANCE
ŞANS ESERİ OLAN
CHANCE
ŞANS ESERİ OLMAK
Chance
ŞANS, FIRSAT
Chance
şans, talih, şans
Chance
Şans; tesadüf; rast gelme
chance
talih
CHANCE
TÂLİH
CHANCE
TESADÜF
CHANCE
TESADÜFİ
chance
v.şans eseri ol:n.şans
Chance cause
Raslantısal neden, tesadüfî neden
chance error
rasgele hata
chance event
tesadüfi olay
chance favors the prepared mind
şans sadece hazır olan akıllara güler
chance interpreter
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse
chance it
bir denemek, şansını bir denemek
Chance of success in litigation
Davada kazanma şansı
chance on
tesadüfen bul
chance on
tesadüfen karşılaşmak, rastlamak
chance remark
laf arasında söylenen fakat duyan kişi üzerinde beklenmeyen etki yapan bir söz
chance upon
tesadüfen bul
chance upon
tesadüfen bulmak, rastlamak
chance variable
rastlantı değişkeni
chance variable
şans değişkeni
Chance variations
Ras gelme değişimleri,şans değişimleri
chancel
(i). kilisede mihrabin yaninda bulunan din adamlarina mahsus bolme.
CHANCEL
KİLİSEDE RAHİP VE KORONUN YERİ
chancel
mihrap yeri
chancellery
(i). rektorluk; kancilarya, sefaret kancilaryasi.
CHANCELLERY
İDARE
CHANCELLERY
İDARİ İŞLER
chancellery
kançılarya
chancellery
rektörlük, elçilik kançılaryası
chancellery
yüksek mahkeme
chancellor
1.bakan, 2.şansölye, başbakan, 3.rektör
chancellor
bakan
CHANCELLOR
BAŞBAKAN
CHANCELLOR
REKTÖR
Chancellor
rektör, sansölye, basbakan
Chancellor of the Exchequer
Maliye Bakanı
chance-medley
(i)., (huk). mesru mudafaa sirasinda adam oldurme; kasitsiz cinayet.
chancery
(i). adalet ve esitlik kurallarini uygulayan mahkeme; adalet ve esitlik davasi; rektorluk; arsivler. in chancery (huk). yuksek mahkemede gorulmekte olan; guc ve utandirici bir durumda.
chancery
arşivler
chancery
ingiltere’de baş mahkeme
chancery
rektörlük
CHANCERY
TEMYİZ MAHKEMESİ
CHANCERY
YARGITAY
chances are
muhtemelen