Translate
"Context"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
context
(i). sozun gelisi, bir soz veya davranisa anlam kazandiran icinde vuku buldugu sartlar; sartlar ve cevre. contex,tual (s). sozun gelisine ait.
context
1.bağlam, kontekst, 2.genel durum
context
bağlam
context
bağlam
Context
bağlam, kontekst
CONTEXT
DURUM
context
içerik
CONTEXT
KAYNAK
CONTEXT
SÖZÜN GELİŞİ
CONTEXT
ŞARTLAR
context analysis
bağlam çözümleme
context aware
bağlam duyarlı
context aware service
bağlam duyarlı hizmet
context awareness
bağlam duyarlılığı
context awareness
bağlam farkındalığı
context awareness in pervasive services
yaygın hizmetlerde bağlam farkındalığı
context awareness of pervasive services
yaygın hizmetlerin bağlam farkındalığı
context awareness of ubiquitous services
yaygın hizmetlerin bağlam farkındalığı
context editor
bağlam editörü
context free
bağlam duyarsız
context management in grids
ızgaralarda bağlam içerik yönetimi
context menu
içerik seçenekleri
context modeling
bağlam modelleme
context ontology
bağlam varlıkbilimi
context ontology in grids
ızgaralarda bağlam varlık bilimi
context Record
içerik kaydı
context sensitive
bağlam duyarlı
context sensitive
bağlama duyarlı
context sensitive
bağlama duyarlı, içeriğe duyarlı
context sensitive
içeriğe duyarlı
context sensitive
konuya özel
context specific
konuya özel
context switching
bağlam değiştirme
context variable
bağlam değişkeni
context-aware
bağlam duyarlı
context-aware adaptation
bağlam duyarlı uyum
context-aware adaptation for smart cities
akıllı kentler için bağlam duyarlı uyarlama
context-aware adaptive system
bağlam duyarlı uyarlanır dizge
context-aware for web-service clustering
bilgiağı hizmet öbeği için bağlam duyarlı
context-aware interaction
bağlam duyarlı etkileşim
context-aware self-adaptation
bağlam duyarlı özuyum
context-aware service
bağlam duyarlı hizmet
context-aware system
bağlam duyarlı dizge
context-aware understanding
bağlam duyarlı anlama
context-awareness for UAV systems
İHA dizgeleri için bağlam farkındalığı
context-dependent
bağlam bağımlı
context-free
bağlam duyarsız
context-free
bağlamdan bağımsız
context-free
bağlamdan bağımsız, kavramdan bağımsız
context-free
bağlamla ilintisiz
context-independent understanding
bağlamdan bağımsız anlama
context-restricted
bağlama bağlı
context-sensitive
bağlam duyarlı
context-sensitive input
bağlama duyarlı girdi
context-sensitive input
bağlama duyarlı giriş
contextual
bağlamsal
contextual
içeriksel
CONTEXTUAL
SÖZÜN GELİŞİNE GÖRE
contextual approach
bağlamsal yaklaşım
contextual awareness
bağlamsal duyarlılık
contextual awareness
bağlamsal farkındalık
contextual consciousness
bağlamsal bilinç
contextual help
bağlamsal yardım
contextual help
bağlamsal yardım, kavramsal yardım
contextual intelligence
bağlamsal us
contextual intelligence
bağlamsal zekâ
contextual meaning
kapsam
contextual understanding
bağlamsal anlama
contextualisation
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirme
contextualise
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirmek
contextuality
bağlamlılık
contextualization
bağlamsallaştırma
contextualization
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirme
contextualization
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele alma
contextualize
bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlama yerleştirmek
contextualize
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele almak
context-unaware
bağlama duyarsız
context-unaware input
bağlam bilinçsiz girdi
context-unaware input
bağlam bilinçsiz giriş
contexture
(i). yapi, icyapi, bunye; duzen, tertip.
CONTEXTURE
BÜNYE
CONTEXTURE
DOKUMA
CONTEXTURE
DÜZEN
CONTEXTURE
KUMAŞ
contexture
tertip
CONTEXTURE
YAPI