Translate
"Crystal"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
crystal
(i)., (s). kristal, billur; seffaf sey; kol saati cami; (s). billur gibi, seffaf, berrak. crystal ball billur kure. crystal gazing billur kure ile fal bakma. crystal glass parlak ve seffaf cam. crystal set kristal ile calisan radyo alicisi. crystal system
crystal
1.kristal, 2.kırılca, 3.billur
CRYSTAL
AÇIK
CRYSTAL
BERRAK
CRYSTAL
BİLLUR
CRYSTAL
KESME CAM
crystal
kristal
CRYSTAL
KRİSTAL EŞYA
Crystal
kristal, billur
crystal
kristal, billur, kırılca
Crystal
Örüt; Kristal
CRYSTAL
PARLAK
crystal
saat camı
CRYSTAL
ŞEFFAF
crystal analysis
kristal analizi
Crystal analysis
Örüt çözümleme; Kristal çözümleme
crystal angle
kristal açısı
crystal anisotropy
kristal anizotropisi
Crystal anisotropy
Örüt yönsemezliği, kristal anizotropisi
crystal axe
kristal ekseni
Crystal axes
Örüt eksenleri
crystal bandpass filter
kristal bant geçirici filtre
crystal boundary
kristal sınırı
crystal calibrator
kristalli kalibratör
crystal cell
kristal pil
Crystal classification
Örüt sınıflandırma
crystal clock
kristal saat
crystal controlled oscillator
kristal kontrollü osilatör
crystal controlled transformer
kristal kontrollü transformatör
crystal counter
kristal sayacı
crystal current
kristal akımı
crystal cutter
kristal kesici
crystal defect
kristal defekti
crystal defect
kristal kusuru, kırılca gediği
Crystal defects
Örüt bozuklukları; Örüt kusurları
Crystal Density
Kristal yoğunluğu
crystal detector
kristal alıcı
crystal detector
kristal detektör
Crystal determination
Örüt saptama
crystal diode
kristal diyot
Crystal directions
Örüt yönleri
Crystal discontinuity
Örüt kesintisi; Örüt süreksizliği
Crystal edge
Örüt kenarı
Crystal elements
Örüt ögeleri
Crystal faces
Örüt yüzeyleri
crystal field
kristal alan
crystal field
kristal alanı
crystal field theory
kristal alan teorisi
crystal filter
kristal süzgeç
Crystal form
Örüt biçimi
Crystal fracture
Örüt kırılması
crystal gate receiver
kristal kapılı alıcı
Crystal Glass
Kristal Bardak
Crystal glass
Kristal cam
crystal grain
kristal tanesi
Crystal groups
Örüt takımları
Crystal growing
Örüt büyütme
crystal growth
kristal büyümesi
crystal growth
kristal büyütme
Crystal growth
Örüt büyümesi
crystal headphone
kristal kulaklık
crystal imperfection
kristal kusuru
Crystal imperfections ( Crystal defects)
Örüt kusurları
Crystal impurity
Örüt katışkısı
crystal lattice
kristal kafesi
Crystal lattice
Örüt kafesi; Örüt örgüsü
crystal loudspeaker
kristal hoparlör
crystal microphone
kristal mikrofon
crystal mixer
kristal karıştırıcı
Crystal monochromator
Örüt tekrenklendiricisi
Crystal morphology
Kristal morfolojisi
crystal nucleus
kristal çekirdeği
Crystal orientation
Örüt konumu
crystal oscillator
kristal salıngaç
crystal oscillator
kristalli osilatör
Crystal oscillator
Örüt salınmacı; Örüt osılatörü
Crystal oscillators
Kristal osilatörler
crystal oven
kristal fırını
crystal pick up
kristal başlı pikap
crystal pick up
pikap iğnesi
crystal pickup
pikap iğnesi
Crystal planes
Örüt düzlemleri
Crystal pulling
Örüt çekme
Crystal pulling techniques
Örüt çekme yöntemleri
Crystal quartz
Kristal kuarz
crystal receiver
kristalli alıcı
crystal rectifier
kristal doğrultucu
Crystal rectifier
Örüt doğrultması
crystal resonator
kristal rezonatör
Crystal scanner
Örüt taracıyı, kristaltarayıcı
crystal set
kristalli alıcı
Crystal sheet glass
Kalın düzcam
Crystal specimen
Örüt numunesi
crystal spectrometer
kristalli spektrometre
Crystal spectrometer
Örütlügörüngeölçer, kristalli spectrometre
crystal structure
kristal yapısı
Crystal structures
Örüt yapıları
crystal sugar
kristal şeker
crystal symmetry
kristal simetrisi
Crystal symmetry
Örüt bakışımlılığı
crystal system
kristal sistemi
Crystal systems
Örüt dizgeleri
Crystal Violet
Kristal Viyole
Crystal water
Örüt suyu; Kristal suyu
crystal-controlled transmitter
kristal denetimli verici
Crystalise
Kristalleşme
crystalize
kristalleş
crystalized
v.kristalleş:adj.kristalize
CRYSTALLINE
BERRAK
CRYSTALLINE
KRİSTAL
CRYSTALLINE
ŞEFFAF
CRYSTALLIZATION
KRİSTALLEŞME
CRYSTALLIZE
BELİRGİNLEŞTİRMEK
CRYSTALLIZE
BİLLURLAŞMAK
CRYSTALLIZE
BİLLURLAŞTIRMAK
CRYSTALLIZE
KRİSTALİZE ETMEK
CRYSTALLIZE
KRİSTALLEŞMEK
Crystallihity
Örütlülük; Kristallilik
crystalline
(s). kristal gibi, parlak, temiz, seffaf; billurdan yapilmis, kristal halinde. crystalline aggregate (jeol). granit tasinda oldugu gibi bir arada bulunan karisik kristaller. crystalline lens (anat). goz mercegi, lens.
crystalline
kristalimsi
crystalline
kristalin, billuri
crystalline
kristalize
crystalline
lens
Crystalline
Örütlü; Örütsel; Kristalli
crystalline
parlak
crystalline
şeffaf
crystalline
temiz
Crystalline aggregate
Kristal kümesi(yer b.)
crystalline bond
kristal bağ
Crystalline ceramic
Örütlü seramik
Crystalline fracture
Örüt kırılması, örütsel kırılma
Crystalline glaze
Kristal sır
crystalline lens
lens
Crystalline materials
Örütlü gereçler
crystalline penicillin g
kristalize penisilin
crystalline phase
kristal faz
Crystalline phase
Örütlü evre
Crystalline polymers
Örütlü çoğuzlar;Kristal polimerler
crystalline rock
billuri kaya
crystalline rock
billuri kayaç, kırılcal kayaç
Crystalline schist
Kristalen şist
crystalline schist
kristalli şist
crystalline solid
kristalin katı
crystalline structure
kristal yapı
Crystalline structure
Örüt yapısı; Örütlü yapı
Crystalline substance
Örütlü madde; Örütlü özdek
Crystallinity
Kristallik
crystallisation
kristalleşme
crystallite
kristalit
Crystallite
Örütsü; Kristalit