Translate
"DEN"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
den
(amerika erkek izcileri’nde) iki veya daha fazla yavru kurt grubunu kapsayıp tek bir devriyeyi oluşturan alt grup
den
(hayvanı) inine kadar kovalamak
den
(hayvanı) inine kadar takip etmek
den
(i). in, magara; siginak; kucuk oda; calisma odasi. den of thieves haydut yatagi. den of vice batakhane Iion’s den aslan ini.
den
1.in, mağara, 2.yatak, uğrak, 3.çalışma odası
DEN
BATAKHANE
DEN
ÇIKMAZ
DEN
DELİK
den
gizli işlerin çevrildiği küçük ve az aydınlatılmış yer
DEN
İN
den
mağara
DEN
SIĞINAK
DEN
YATAK
DEN
ZOR DURUM
DEN OF VICE
BATAKHANE
denarius
(i). (cog. denarii) eski Roma’da gumus para veya para birimi, dinar.
denarius
dinar
denary
onlu
denary
onlu, ondalık
DENATIONALIZE
ÖZELLEŞTİRMEK
DENATIONALIZE
ULUSAL HAKLARINI ELİNDEN ALMAK
DENATIONALIZE
VATANDAŞLIKTAN ÇIKARMAK
denationalize
(f). ulusal haklardan mahrum etmek; milli vasiflarini yitirmek; devlet kontrolundan cikarmak.
denationalize
vatandaşlıktan çıkarmak
DENATURALIZE
DOĞALLIĞINI BOZMAK
denaturalize
(f). tabii halinden cikarmak.
denaturalize
doğallığını bozmak
denaturant
denatüran
denaturant
denatüran, denşirme maddesi
Denaturated
Denşirilmiş
Denaturated Alcohol
Denatüre alkol
denaturated alcohol
içilmez alkol
Denaturated alcohol
Metil alkol, mavi ispirto
denaturation
denatürasyon
denaturation
denşirme, denatürasyon, tağyir
Denaturation
Doğalsızlama
Denaturation
Doğalsızlaş(tır)ma; Denşirim
denature
(alkolü) diğer amaçlar için kullanımını koruyarak içilmez hale getirmek
denature
(f). tabii ozelliklerinden uzaklastirmak; diger hassalarina dokunmak sizin icilmez hale koymak (alkol). denaturedalcohol mavi ispirto.
denature
1. denşirmek, tağyir etmek, 2. doğallığını bozmak
denatured
denatüre
denatured alcohol
içilmez alkol, denatüre alkol
denatured alcohol
mavi ispirto
Denatured ethyl alcohol and other denatured spirits; of any strength
Etil alkol ve diğer alkoller (doğal özellikleri değiştirilmiş (denature edilmiş), herhangi bir derecede olan)
Denaturing
Deniştiren
Denaturing agent
Deniştirici
DENDRIFORM
AĞACIN KAREKTERİSTİK YAPISINA SAHİP OLAN
dendrite
(i)., (jeol). tas veya maden ustunde bulunan agac veya yosun sekli; uzerinde agac veya yosun sekli olan tas veya maden parcasi; (tib). sinir hucresine giden ince bir lif.
Dendrite
Dallantı
dendrite
dendrit
dendrite
dendrit, dallantı
dendrite
taş üstünde bulunan ağaç şekli
Dendrite arms
Dallantı kolları
Dendrite branches
Dallantı dalları
Dendrite formation
Dallantı oluşumu
Dendrite subbranches
Dallantı dalcıkları
Dendritic
Dallantılı, dallantısal,dallantıyla ilişkili
dendritic
dendritik, dallantılı
Dendritic growth
Dallantılı büyüme
Dendritic microstructure
Dallantılı içyapı
Dendritic morphology
Dallantı biçimseli, dallantı morfololojisi
Dendritic nucleation
Dallantıçekirdeklenmesi
Dendritic segregate
Dallantısal birikinti
Dendritic segregation
Dallantısal birikme
Dendritic solidification
Dallantılıkatılaşma
Dendritic structure
Dallantılı yapı
dendrobate
ağaçcıl kurbağa
dendrochronology
dendrokronoloji
DENDROID
AĞAÇIMSI
dendrolite
bitki fosili
dendrology
(i). agaclar ve calilar ile ugrasan biyoloji dali.
dendrology
1. dendroloji, 2. ağaç bilimi
dene
(i)., (ing). deniz kenarinda bulunan kumlu yol veya tepe.
dene
deniz kıyısındaki kumlu yol
deneb
yaz üçgenindeki parlak bir yıldız
DENEGATION
İNKÂR
denegation
(i). inkar, yadsima, tekzip.
denegation
inkâr
denegation
tekzip
denegation
yadsıma
denervasyon
denervasyon
dengue
(i)., (tib). dang, siddetli mafsal ve adale agrilari veren bulasici bir humma.
Dengue
Dang (tıp)
DENGUE
Dank hastalığı.
DENIABLE
İNKÂR EDİLEBİLİR
DENIAL
İNKÂR
DENIAL
RED
DENIAL
REDDETME
DENIAL
RET
DENIAL
TEKZİP
DENIAL
YALANLAMA
DENIER
AZICIK MİKTAR
DENIGRATE
ÇEKİŞTİRMEK
DENIGRATE
İFTİRA ETMEK
DENIGRATE
KARALAMAK
DENIGRATE
KÖTÜLEMEK
DENIGRATION
İFTİRA
DENIGRATION
KÖTÜLEME
DENIM
KOT
DENIZEN
İKAMET EDEN KİMSE
DENIZEN
ORTAMA UYUM SAĞLAMIŞ CANLI
DENIZEN
OTURMA İZNİ OLAN KİMSE
DENIZEN
YERLEŞMİŞ YABANCI SÖZCÜK
deniable
(s). yadsinabilir, inkari mumkun, inkar olunabilir.
deniable
inkarı mümkün
deniable
yadsınabilir, inkâr edilebilir
denial
(i). inkar, yalanlama ret, tekzip; feragat. a flat denial tam inkar, katiyetle reddetme. self-denial (i). nefsinden feragat etme.
denial
1.inkâr, yadsıma, yoksama, 2.yalanlama
denial
inkar
denial
inkâr
Denial
inkâr, yalanlama ret, tekzip
denial
tekzip
Denial indemnity
İcra inkar tazminatı
Denial indemnity
İnkar tazminatı
denial of service (DoS)
hizmet aksatma
Denial of Service Attack (DoSA)
Hizmet Durdurma Saldırısı
Denial, dismissal, refusal
Ret
Denickelification
Nikelsizleşme
Denied
inkar edilmiş, yalanlanmış, engellenmiş, reddedilmiş
Denied signature
İnkar edilen imza
denier
(i). inkar eden kimse, yalanlayan kimse.
denier
(i). ipek, rayon, naylon gibi ipliklerin kalitesini gostermek icin kullanilan bir agirlik olcu birimi.
denier
1. denye, 2. inkâr eden kimse
Denier
Denye
Denier
Denye (grms/1000m)
denier
inkarcı
denier
ipek
Denies
inkâr etmek
denigrate
(f). iftira etmek, leke surmek; informal camur atmak. denigra’tion (i). iftira.
denigrate
1. karalamak, leke sürmek, 2. yermek, kötülemek
denigration
iftira
denim
(i). pamuklu dosemelik kumas; isci tulumu yapiminda kullanilan kaba pamuklu kumas, blucin kumasi.
denim
1.blucin kumaşı, kot, 2.ç. blucin, kot
denim
blucin kumaşı
Denim
Denim kumaş, denim
denims
blucin, kot
denims
kot iş tulumu
denitrate
nitratsızlaştırmak
Denitrating
Nitrat giderme (kim.)
Denitrifacition plant
Azot arıtma tesisi
Denitrification
Azot giderme
Denitrification
Azot giderme (kim.)
denitrification
nitratsızlaştırma
denitrify
nitratsızlaştırmak, azot gidermek
denitrifying bacteria
azot salan bakteriler
denizen
1. ikamet eden kişi, 2. vatandaş
denizen
bir yerin yerlisi veya orada yerleşik olan kimse
denizen
sakin
denizen
vatandaş
denizen
yeni iklime alışan bitki veya hayvan