Translate
"Dead"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
DEAD
ACIMASIZ
dead
adv.aniden:adj.ölü
DEAD
AŞIRI
dead
ballıbaba
DEAD
BOZUK
DEAD
BÜSBÜTÜN
DEAD
CANSIZ
DEAD
ÇIKMAZ
DEAD
ÇOK
DEAD
DERMANSIZ
DEAD
DONUK
dead
duygusuzluk
dead
gerilimsiz
dead
hareketsiz
DEAD
KESKİN
dead
1.ölü, 2.ölmüş, işi bitmiş, geçersiz, 3.bozuk, 4.tam, 5.uyuşmuş, uyuşuk, hissiz, 6.cansız, renksiz, sıkıcı, 7.çok yorgun, 8.hareketsiz/ölü vakit, 9.ansızın ve tümüyle, 10.tamamen, tam, 11.doğrudan doğruya, direk olarak
DEAD
KULLANILMAYAN
dead
müteveffa
DEAD
ÖLMÜŞ
dead
ölü
Dead
ÖLÜ
DEAD
ÖLÜ ZAMAN
dead
renksiz
dead
solgun
DEAD
SÖNMÜŞ
dead
sönük
DEAD
TAM
DEAD
TAMAMEN
DEAD
UNUTULMUŞ
Dead - beat
Bitkin bir halde
dead account
ölü hesap
DEAD AGAINST
MUHALİF
dead ahead
dosdoğru
DEAD AHEAD
Tam pruvada.
DEAD ALIVE
RUHSUZ
DEAD ALIVE
SIKICI
dead and alive
ölü gibi
Dead angle
Ölü açı
Dead annealing
Tam tavlama
dead as a dodo
ölmüş, tarihe karışmış
DEAD ASTERN
Tam kıçta.
dead ball
saha dışına çıkmış top
dead band
ölü bölge
dead band
ölü kuşak
dead band
ölü kuşak
dead beat
bitkin, yorgunluktan ölmüş
dead birth
ölü doğum
dead body
ceset
dead capital
ölü sermaye
dead cargo
boş yük
dead center
sabit punta
dead center
tam orta
Dead centre
Ölü merkez
dead centre
ölü nokta
Dead circuit
Gerilimsiz devre
Dead colours
Ölü renkler, sönük renkler
Dead corner
Ölü köşe
Dead cotton
Olgunlaşmamış pamuk
Dead dolomite
Tam pişmiş dolomit
dead drunk
bulut gibi sarhoş
DEAD DRUNK
KÜFELİK
dead end
1. açmaz, çıkmaz, 2. çıkmaz sokak, 3. küldösak, kör baca
dead end
boru son ucu
dead end
çıkmaz
DEAD END
ÇIKMAZ SOKAK
dead end street
çıkmaz sokak
dead from the neck up
anlama yeteneğinden yoksun
dead head
boş olarak kalkan tren, otobüs v.b
dead heat
berabere biten yarış
dead heat
berabere biten yarış, başabaş biten yarış
dead horse
alakasız konu
DEAD IN THE WATER
Gemi durur vaziyette.
dead in someone’s tracks
tam orada
dead key
boş tuş
dead key
konum atlatmayan tuş
dead language
ölü dil
Dead layer
Ölü katman (yarı iletken)
dead letter
hükmü kalmamış kanun
dead letter
üzerinde durmaya değmeyecek kadar önemsiz konu
DEAD LIGHT
Lumbuz kör kapağı
DEAD LINE
Bir geminin güvenle seyredebileceği,harita üzerindeki hat.
Dead lime
Aşırı yanık kireç, harç kireci
dead line
ölü hat
Dead line
Ölü hat, akımsız hat
dead load
kalıcı yük
dead load
ölü yük
Dead load
Ölü yük, hareketsiz yük
dead loan
batık kredi
dead loss
tam ziyan, kesin zarar, kesin kayıp
dead march
cenaze marşı
Dead mild steel
Yumuşak çelik
dead money
ölü para
DEAD NEAP
Kabarma alçalmada ölü yüksek suyun en alt değeri.
dead nettle
ısırgan otu, ballıbaba
Dead on end
doğrudan doğruya
DEAD ON END
Rüzgar tam pruvada.
Dead on end
Tam karşısında
Dead on the mark
doğrudan doğruya
Dead on the mark
Tam karşısında
Dead on time
Tam vaktinde
Dead Phase
Ölüm Fazı, Ölüm Evresi
Dead plate
Aktarım levhası, soğutma tablası (cam)
dead point
ölü nokta
dead pool
kimin ne zaman öleceğine dair tahminlerde bulunulan bir oyun
dead president
ölü başkan
Dead rail
Sağır ray, akmasız ray
dead reckoning
gözü kapalı tahmin
dead reckoning
konum kestirme
dead reckoning
konum tahmini
dead reckoning
parakete hesabı
dead reckoning (dr) navigation
tahmini seyrüsefer
Dead refractory material
Tam pişmişrefrakter gereç
DEAD RINGER
TIPATIP BENZERİ
DEAD RISE
Teknenin omurgadan itibaren sintine dönümüne kadar yapmış olduğu yükselme.Dip veya karina kalkımı.
Dead riser
Ölü yolluk (döküm)
Dead roast
Tam kavurma, tam kükürt çıkartma
Dead roasting
Ölü kavurma, tam kavurma
dead room
ölü oda
dead run
elinden geldiği kadar hızlı ve acele bir şekilde koşmak
dead sale
durgun satış
Dead Sea
Lut gölü
dead sea apple (cynips insana)
mazı sineği tarafından üretilen, türkiye’ye özgü bir mazı ağacının meyvesi
dead season
ölü sezon, ölü mevsim
dead serious
çok ciddi
dead sleep
derin uyku
Dead soft temper steel strip
Tam yumuşak işlemli çelik şerit
dead space
ölü boşluk
dead space
ölü uzay
dead spot
kaplama alanı dışı, ölü nokta
dead spot
kaplama alanı dışında
dead spot
ölü nokta
Dead steel (killed stell)
Durgun çelik
dead time
ölü süre
Dead time
Ölü süre, ölü zaman
Dead time
Ölü zaman
dead tired
yorgun
dead to the world
deliksiz uykuda
dead variable
ölü değişken
dead water
1. durgun su, 2. dümen suyu
DEAD WATER
DURGUN SU
DEAD WATER
DÜMEN SUYU
dead weight
1. net ağırlık, boş ağırlığı, 2. ağır yük
Dead weight
Boş ağırlık, yüksüz ağırlık, ölü yük
Dead weight
Gemi darası; Taşıt darası
Dead weight loading
Yalın yükleme; Ölü ağırlık yüklemesi
dead weight loss
iktisadi etkinliğin kaybı
DEAD WIND
Geminin rotasına ters yönde esen rüzgar.
dead wire
ölü tel
dead zone
ölü bölge
dead zone unit
ölü bölge birimi