Translate
"Dig"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
dig
(i). hafriyat, kazi; (k).dili igneli soz, kinaye, dokunakli soz. digs (i)., (cog)., (ing)., (k).dili pansiyon. take a dig at somebody yapmacik bir nezaketle baskasinin kusurunu yuzune vurmak.
dig
1.kazmak, 2.kazı yapmak, 3.anlamak, beğenmek, tutmak, sevmek, 4.dürtme, 5.iğneli laf, 6.kazı yeri, 7.ç. pansiyon
dig
beğenmek
dig
dürtmek
dig
hafriyat
dig
kazı
dig
kazmak
Dig
kazmak, bellemek, kazi yapmak, dürtmek, argo begenmek, hoslanmak
dig
kinaye
dig
v.kaz:n.dürtme
dig
v.kaz:n.kazı
dig a pit
çukur kazmak
dig a pit for sb
çukurunu kazmak
dig down
kendi parasını ödemek
dig in
kalmak niyetiyle yerleş
dig in
siper kazıp mevzi almak, yerleşmek
dig in a little
ayrıntıya gir
dig into
1. yemeğe başlamak, 2. batırmak, saplamak
dig into
it
dig one’s heels in
ayak diremek
dig out
1. kazıp ortaya çıkarmak, 2. arayıp bulmak
dig out
arayarak bul
dig up
1. kazıp çıkarmak, 2. kazmak, çukur açmak, 3. eşmek
dig up
kaz
dig up further information
daha fazla bilgiye ulaşmak
dig with
kaz
digamma
(i). en eski Yunan alfabesinde altinci ve ibranice’de vav harfinin esiti olan harf.
digamy
(i). ikinci defa evlenme.
digastric
(s)., (anat). iki karinli. digastric muscle (anat). dar bir veterle iki kisma ayrilmis olan adale, iki karinli kas.
Digastric
İki çıkıntılı, iki karınlı (tıp)
digastric
iki karınlı (kas)
Digastric muscle
1) İki karınlı kas (tıp)2) Alt çene kası (tıp)
digest
(f). sindirmek, hazmetmek: tasnif etmek, duzenlemek, tertip etmek: kavramak, idrak etmek, uzerinde dusunmek; (kim). isi ile yumusatmak. digestible (s). hazmedilebilir, hazmi mumkun, hafif. digest ibility (i). hazim imkani.
digest
(i). ozet, hulasa, fezleke, icmal: (huk). kazai ictihatlardan cikarilan kurallarin toplami.
digest
1.sindirmek, hazmetmek, 2.sindirilmek, 3.kafada şekillendirmek, kavramak, 4.özet
digest
düzenlemek
digest
fezleke
Digest
Hazmetmek
digest
hulâsa
digest
özet
digest
özet hazmetmek sindirmek
Digest
Sindirmek
Digest
Sindirmek/Parçalamak
digest
v.sindir:n.özet
digester
(i). hazmettirici sey, sindirici sey; siki kapanan bir cesit kimya kazani.
digester
sindirici
digestibility
sindirilebilirlik
digestible
hazmı mümkün
digestible
sindirimi kolay
digestibleness
hafiflik
digestion
(i). hazim, hazim gucu, sindirim; kavrama, idrak etme; isi ile yumusatma.
digestion
hazım
digestion
kavrama
digestion
sindirim
Digestion
Sindirim/Parçalama
digestion tank
pişirme kazanı
digestive
(s)., (i). hazma ait, hazmettirici, midevi; (i). sindirimi kolaylastiran ilac. digestive system (fizyol). sindirim sistemi.
digestive
1. sindirimsel, 2. sindirimi kolaylaştırıcı, midevi
digestive
dijestif
Digestive
Hazmı kolaylaştırıcı
digestive
sindirimi kolay
digestive enzym
sindirim enzimi
digestive fluid
mide sıvısı
digestive juice
mide özsuyu
digestive system
sindirim sistemi
digestive tract
sindirim bölgesi
digger
(i). toprak kazan kimse; toprak kazma araci, hafriyat makinasi, greyder.
digger
1. kazıcı, 2. ekskavatör, 3. toprak kazma aracı, greyder
digger
greyder
digger
kazıcı
digger
toprak kazan
Digging
Kazma, daldırma; hafriyat
digging
n.kazma:v.kaz:prep.kazarak
digging
n.maden:v.kaz:prep.kazarak
Digging tools
Kazma aletleri
diggings
(i). kazi yapilan yer; bu kazidan cikarilan sey; (ing)., (k).dili pansiyon.
diggings
kazı yapılan yer, maden ocağı
diggings
kazıda çıkarılan şey
digicable headend expansion interface (DHEI)
sayısal kablo baş uç genişleme arayüzü
digi-health
sayısal-sağlık
digilogue channel
analog sayısal kanal
digipet
sayısal evcil
digiplomacy
sayısal diplomasi
digit
(i). parmak; parmak genisligi (20 milimetre); sifirdan dokuza kadar tam sayilarin her biri.
Digit
1) Rakam, sayı 2) Parmak 3) İşaret çubuğu
digit
1.rakam, 2.parmak
digit
basamak
digit
parmak
digit
rakam
digit
sayamak, basamak
digit
sayı
digit
sayı, basamak
digit
sıfırdan dokuza kadar tamsayıların her biri
digit cancellation test
rakam bulma testi
digit coded voice
şifreli sözcükler
digit compression
rakam sıkıştırma
digit compression
sayı sıkıştırma
digit count
rakam sayısı
digit delay device
sayı geciktirme aygıtı
digit delay element
sayı geciktirme öğesi
digit delay element
sayısal gecikme öğesi
digit display
sayısal gösterme
digit filter
sayı filtresi
digit filter
sayısal filtre
digit grouping
rakam öbeklemesi
digit mode
yaygın en büyük rakam
digit organized memory
sayamak örgütlü bellek
digit period
sayı dönemi
digit period
üçlü sayı öbeği
digit place
rakam konumu
digit placeholder
basamak yer tutucusu
digit plane
rakam düzlemi
digit plane
sayı düzlemi
digit position
rakam konumu
digit position
sayamak konumu
digit position
sayı konumu
digit product
rakamların çarpımı
digit pulse
sayısal darbe
digit punch
sayı delgisi
digit rearrangement
rakam kaydırmalı özetlem
digit selection
sayamak seçimi
digit selector
rakam seçici
digit shifting constant
rakam kaydırma sabiti
digit span
sayı erimi
digit span test
sayı erimi deneyi
digit sum
rakamların toplamı
digit time
sayı zamanı
digit time
sayısal zaman
digit time slot
sayamak zaman dilimi
digit time slot
sayısal zaman aralığı
digit value
sayamak değeri
digital
(s). parmaga ait, parmak gibi; on esasli numara sistemine ait. digital computer cift rakamla kullanilan sayici hesap makinasi.
digital
1. dijital, sayısal, 2. parmak gibi
digital
dijital
Digital
dijital, sayisal, parmağa ait, parmak gibi
digital
sayısal
digital (measuring) instrument
sayısal ölçme aleti
digital /image
sayısal görüntü
digital ability
sayısal beceri
digital abuse
sayısal istismar
digital access
sayısal erişim
digital access carrier system
sayısal erişim taşıyıcı dizge
digital access cross-connect system
sayısal erişim çapraz bağlantı sistemi
digital access signalling system
sayısal erişimli iletişim dizgesi
digital accessible ınformation system
sayısal erişimli bilgi dizgesi
digital accident-alert system
sayısal kaza uyarı dizgesi
digital activism
sayısal eylemcilik
digital activist
sayısal eylemci
digital activity
sayısal etkinlik
digital actor
sayısal kişi