Translate
"EQUAL"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
equal
(f.) (ed veya -Ied, -ing veya -ling)esit olmak, bir olmak; esdegerde olmak,muadili olmak.
equal
(s.), (i.) esit, musavi, ayni bir; esdegerli, muadil; dengeli muvazeneli; ehil olan; to ile akran emsal, es; yeterli; ayni miktarda.equal to the task isin ehli. The cities are equal in size. Sehirler ayni buyukluktedir. equal sign esit isareti ().
equal
1.eşit, eş, denk, 2.-e eşit olmak, 3.eş, akran
EQUAL
AKRAN
EQUAL
AYNI
equal
aynı düzeyde olmak
EQUAL
BAŞABAŞ
EQUAL
BİR OLMAK
EQUAL
DENGELİ
EQUAL
DENK
EQUAL
DÜZENLİ
EQUAL
EMSAL
EQUAL
EŞ
EQUAL
EŞ DEĞERDE OLMAK
equal
eşit
Equal
eşit olmak, bir olmak
EQUAL
HAYIR DEMEZ
equal
muadil
equal
müsavi
EQUAL
SAKİN
EQUAL
UYGUN
equal
v.eşit ol:adj.eşit
EQUAL
YANLI
EQUAL
YAŞIT
EQUAL
YETERLİ
EQUAL
YETİŞMEK
equal access
eşit erişim
Equal access
Eşit katılım
equal altitude observations
eş enlemli gözlemler
Equal angle cutter
Eşkenar freze
Equal angles
Eşkenar köşebentler
equal arc second raster chart/map (arc)
eşit yay saniyesi raster haritası
equal area map projection
eşit alan harita izdüşümü
equal energy
eşit enerji
Equal function
Eşit işlev
Equal increment
Eşit artış
Equal interval
Eşit aralık
Equal leg angle
Eşit kenarlı köşebent
Equal matrices
Eşit dizeyler
EQUAL MIND
SOĞUKKANLILIK
Equal number of votes, equality of votes
Oylarda eşitlik
Equal opportunities
Fırsat eşitliği
equal opportunity
fırsat eşitliği
equal opportunity numbers
eşit fırsat numaraları
equal pay
eşit ücret
equal quality numbers
eşit kalite numaraları
Equal rotation
Eşit rotasyon
Equal sets
Eşit kümeler
equal sign
eşit imi
equal sign
eşit işareti
equal sign
eşitlik işareti
equal sign
eşittir işareti
equal to
1. -e eşit, 2. -nin üstesinden gelebilen, 3. emsal
Equal to
akran
Equal to
Aynı miktar
equal to
e eşit
Equal to
emsal
Equal to
eş
Equal to the occasion
Her ihtimale karşı hazır
Equal to the task
İşin ehli
equal treatment
eşit muamele
Equal treatment for men and women
Kadınla erkeğe eşit muamele
Equal treatment principle
Eşit muamele prensibi
EQUALITY
DENKLİK
EQUALITY
EŞİTLİK
EQUALITY
EŞLİK
EQUALITY
SEVİYE
EQUALIZATION
BALANS AYARI YAPMA
EQUALIZATION
BERABERLİK
EQUALIZATION
DENGELEME
EQUALIZATION
EŞİTLEME
EQUALIZATION
EŞİTLENME
EQUALIZATION
EŞİTLİK
EQUALIZATION
UYUŞMA
EQUALIZE
BALANS AYARINI YAPMAK
EQUALIZE
BERABERLİĞİ SAĞLAMAK
EQUALIZE
DENGELEMEK
EQUALIZE
EŞİTLEMEK
EQUALIZER
BERABERLİK GOLÜ
EQUALIZER
DENGELEYİCİ
EQUALIZER
TABANCA
equalisation fee
bir projeden faydalananların tamamından veya bir kısmından alınan ücret
equality
(i.) esitlik musavat; akranlik, aynilik.
equality
akranlık
equality
aynılık
equality
denklik
equality
eşitlik
equality before the law
kanun önünde eşitlik
equality constraint
eşitlik kısıtı
equality of rights
hakların eşitliği
equality of votes
oy eşitliği
Equality of votes
Oyların eşitliği
Equality principle
Eşitlik prensibi
equalization
denkleştirme, dengeleme
equalization
eşitleme
equalization
eşitleme, denkleştirme, tevzin
Equalization
Ton kontrol
equalization (EQ)
denkleştirme
equalization of bee colonies
arı kolonilerinin dengeleme
equalization pay
hayat pahalılığı ayarlaması
Equalization payments
Fiyat farklarının giderilmesi
Equalization provision
Masraf dengeleme karşılığı
equalize
(f.) esitlemek, birbirineesit hale getirmek equalizer (i.) esitlik saglayan arac veya kimse; argo tabanca.
equalize
eşitle
equalize
eşitlemek
equalized
v.eşitle:adj.eşitlenmiş
equalizer
dengeleyici
equalizer
denkleştirici
equalizer
eşitleyici, ekolayzer
Equalizer bar
Dengeleme çubuğu
Equalizer pipe
Dengeleme borusu
Equalizer spring
Dengeleme yayı
Equalizing
Eşitleme; Dengeleme
Equalizing charge
Dengeleme yükü
Equalizing circuit
Eşitleme devresi
Equalizing current
Dengeleme akımı
equalizing pulse
dengeleyici darbe
Equalizing resistance
Dengeleme direnci
Equalizing ring
Dengeleme halkası
Equalizing valve
Dengeleme vanası
Equal-leq angle
Eşitkenar köşebent
equally
(z.) esit olarak, musavi olarak,ayni derecede.
equally
eşit olarak
equally
eşit olarak, aynı derecede, eşit bir biçimde
Equally
eşit olarak, müsavi olarak,aynı derecede
Equally authentic
Gerçeğin tıpa tıp aynısı
equally devastating effect
aynı derecede yıkıcı etki
equally important
aynı derecede önemli
equally significant
eşit oranda önemli