Translate
"ERE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
ere
(edat) önce, evvel
ere
(edat.), (bag.), ,siir evvel, once: ere long yakinda, cok gecmeden ere now bundan once.
ERE
ÖNCE
ere long
az sonra
ERE LONG
BİRAZDAN
Ere long
çok geçmeden
ere long
daha önce
Ere long
Yakında
ere long
yakında, çok geçmeden
Ere now
Bundan evvel
ERE NOW
BUNDAN ÖNCE
ERE NOW
ÖNCEDEN
Ere then
O zamana kadar
ERE THIS
BUNDAN ÖNCE
ere this
bundan önce
Ere while
Evvelce
Ere while
önceden
erect
(f.) kaldirmak, dikmek (sutun, direk), ikame etmek, insa etmek yapmak; yukseltmek, dikmek (bina); tesis etmek, tertip etmek; (tib.) bir uzvun diklesmesini saglamak; (geom.) belirli bir temel uzerine cizmek (dikey bir seyi).
erect
(s.) dimdik, ayakta duran, dikili, ayaga kalkmis. erective (s.) kaldirici. erectly (z.) dikine, egilmeyerek, (dik.) erectness (i.) dik durus.
erect
1.dik, dimdik, 2.(penis, göğüs uçları) dik, 3.dikmek, 4.yapak, dikmek, inşa etmek
ERECT
DİK
ERECT
DİKEN DİKEN
erect
dikili
ERECT
DİKLEŞMEK
ERECT
DİKMEK
erect
dikmek kurmak
ERECT
DİMDİK
Erect
dimdik, ayakta duran, dikili, ayağa kalkmış
ERECT
İNŞA ETMEK
erect
kaldır
ERECT
KALDIRMAK
ERECT
KALKIK
ERECT
KALKMIŞ
ERECT
KURMAK
erect
v.dikleş:adj.dik
erect
yükseltmek
Erect image
Düz görüntü (optik)
erect position
ayakta dik duruş pozisyonu
erect sitting position
dik oturuş pozisyonu
Erect, to-
Dikmek, inşa etmek, monte etmek
ERECTING
DİKME
ERECTION
DİKME
ERECTION
EREKSİYON
ERECTION
KURMA
ERECTION
Montaj.Yerleştirme.
ERECTION
YAPI
erectile
(s.) dikilebilir, dik durabilir; (biyol.) kanla sertlesebilir (doku).
erectile
dikilebilir, dik durabilir
erectile
erektil
erecting
1. kurma, tesis, montaj, 2. düzeltme
erecting shop
montaj atölyesi
erecting telescope
dik teleskop
erection
(i.) kaldirma; kalkma dikilme,penis dokusunun kan dolmasi ile sertlesmesi; bina, yapi, insaat.
Erection
1) Dikme, kurma, montaj;2) İnşaat, bina, yapı
erection
1.yapma, kurma, dikme, inşa, 2.yapı, bina, 3.(penis) sertleşme, ereksiyon
erection
bina
erection
dikleşme
erection
ereksiyon
Erection
İnşa, montaj
erection
inşaat
erection
kaldırma
erection
yapı
Erection drawing
Montaj resmi
Erection opening
Montaj deliği
Erection schedule
Montaj programı
Erection sequence
Montaj sırası
ERECTNESS
AÇIKLIK
ERECTNESS
DÜRÜSTLÜK
erector
(i.) kaldiran veya diken sey; anat bir uzvu kaldiran veya dik tutan kas.
erector
1. diken, kaldıran, 2. organı kaldıran kas
ERECTOR
KURUCU
EREMITE
İNZİVAYA ÇEKİLMİŞ KİMSE
eremite
(i.) munzevi, inzivaya cekilmis kimse, kesis. eremit’ic (-aI) (s.) inziva kabilinden
eremite
inzivaya çekilmiş kimse
eremite
münzevi
erenow
şimdiye kadar
erethism
(i.), (tib.) bir organin asiri hassasiyeti veya asiri uyarilabilme kabiliyeti.
erethism
anormal uyarma
Erethism
İrkilim, aşırı duyarlık (tıp)
EREWHILE
BİR AN EVVEL
erewhile
bir süre önce