Translate
"Ear"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
ear
1.kulak, 2.kulak, 3.başak
EAR
BAŞAK
EAR
DUYMA YETENEĞİ
ear
kulak
EAR
KULAK VERME
Ear
kulak, işitme duyusu, başak
ear ache
kulak ağrısı
Ear cleaners (medical)
Kulak temizleyiciler (tıbbi)
Ear Cream
Kulak kremi
ear doctor
kulak doktoru
Ear drop
Kulak damlası
ear drops
kulak damlası
Ear Drops, Emulsion
Kulak damlası, emülsiyon
Ear Drops, Solution
Kulak damlası, çözelti
Ear Drops, Suspension
Kulak damlası, süspansiyon
Ear Gel
Kulak jeli
Ear implant
Kulak koyuntusu; Kulak implantı
ear microphone
kulak mikrofonu
Ear muffs
Kulak koruyucuları
ear of grain
başak
Ear Ointment
Kulak merhemi
Ear pendants
Kulak süsleri
ear plug
kulak tıkacı
Ear plugs
Kulak tıkaçları
Ear Powder
Kulak tozu
Ear Spray
Kulak spreyi
Ear Spray, Emulsion
Kulak spreyi, emülsiyon
Ear Spray, Solution
Kulak spreyi, çözelti
Ear Spray, Suspension
Kulak spreyi, süspansiyon
Ear Stick
Kulak çubuğu
Ear syringes
Kulak şırıngaları
Ear Tag
Kulak küpesi(Vet.)
Ear tags for livestock
Hayvanlar için kulak küpeleri
Ear Tampon
Kulak tamponu
ear trumpet
kulak borusu
Ear Wash
Kulak yıkama sıvısı
Ear Wash Emulsion
Kulak yıkama emülsiyonu
Ear Wash Solution
Kulak yıkama çözeltisi
ear(1)
dikkat
ear(1)
kulak
ear(2)
(i)., (f). Basak; (f). basaklanmak, Basak baglamak, basak tutmak. in the ear kabuklu.
ear(2)
Başak
ear(2)
başaklanmak
earache
(i). kulak agrisi.
earache
kulak ağrısı
Earache
Kulak ağrısı (tıp)
earbash
uzun ve şiddetli bir şekilde konuşmak
earbash
uzun ve şiddetli konuşma
eardrop
(i). sallantili kupe.
eardrops
(i). kulak damlasi.
eardrops
1. sallantılı küpe, 2. kulak damlası
eardrum
(i). kulak zari.
eardrum
kulak zarı
Eardrum
Kulak zarı (tıp)
eardrum
timpan zarı
eared
kulaklı
earflap
kulaklık
Earflap
Kulaklık, kulak koruyucu
Earflaps
Kulaklık, kulak koruyucu
earful
(i).,( .A.B.D.), (k.dili) uzerinde cok durulan bir soz; dedikodu havadis; azarlama.
EARFUL
AZAR
earful
azarlama
Earing
1)Taraklanma çizgileri (derin çekme) 2) Küpe (çekme kusuru) Earing (Scalloping)
earl
(i). kont earl’dom (i). kontluk, bir kontun unvani ve sahip oldugu topraklar.
earl
İngiliz kontu
EARL
KONT
earl grey
bergamot ile tatlandırılmış bir çay çeşidi
earlap
(i). kulaklik; kulak memesi, kulak kepcesi.
earlap
kulaklık
EARLDOM
KONTLUK
earless
kulaksız
EARLIER
DAHA ERKEN
EARLIER
DAHA EVVEL
EARLIER
ESKİ
EARLIER
SABIK
earlier
adv.daha erken:adj.erken
Earlier
daha erken
earlier
daha önce
Earlier Application İs Encouraged
Erken Uygulama Teşvik Edilir
earlier passage time
en erken geçiş
earlier this month
bu ayın başları
earlier today
bugün erken saatlerde
earliest
en erken
earliest formed
ilk oluşan
earliest formed
ilk oluşmuş hali
earlobe
kulak memesi
Ear-lobe
Kulak memesi (tıp)
early
(s)., (z). erken; eski; ilk, ilkel; (z). vakitsiz, vaktinden evvel. early bird erken kalkan, sabahci. The early bird gets the worm Erken davranan istedigini elde eder. early riser erken kalkan kimse .at an early age cocukken.at your early convenience sizi
early
1.erken, 2.önceki, ilk, 3.eski, 4.erken, erkenden, 5.-in başlarında, ilk zamanlarında
EARLY
ACELE
EARLY
BAŞLANGIÇ
EARLY
ÇABUK
early
erken
EARLY
ERKENDEN
EARLY
ESKİ
EARLY
EVVEL
EARLY
İLK
EARLY
İLK OLARAK
early
ilkel
EARLY
ÖNCE
early
vakitsiz
early abortion
erken düşük
early accounts to 1600
1600’e kadar olan beyanlar
early adopter
ilk kullanıcı
Early and late
bütün gün
Early and late
Erken veya geç demez
Early and late
vakti saati yok
early bird
erken kalkan/gelen kimse
early bird dinner
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği
early childhood education
ilk çocukluk eğitimi
Early Christian and Byzantine Art
Erken Hristiyan ve Bizans Sanatı
early days
ilk günler
early days
ilk zamanlar
early delivery
vaktinden önce teslim
early delivery
zamanından önce teslim
early earth
dünyanın ilk 1 milyar yılı için kullanılan bir terim
Early election
Erken seçim
Early enough
Zamanında
early entry lethality
erken müdahele
early estimates
ilk tahminler
early evening
akşamın ilk saatleri
Early Finish (EF)
Erken Bitiş
Early Finish Date (EF)
Erken Bitiş Tarihi
early fruit
turfanda meyve
early fruits
turfanda meyve
early future
yakın gelecek zaman
Early in life
Gençlikte
Early in the day
Erkenden
Early in the list
Listenin başında
early in the morning
sabah erkenden
early in the morning
sabah sabah
Early in the season
Tam mevsiminde
Early in the season
turfanda olarak
early life stage
hayatın ilk aşamaları
early life stage
hayatın ilk evreleri
early life stage
yaşamın ilk yılları
early maps
ilk haritalar
early models
ilk modeller
EARLY MORNING
SEHER
early morning
sabah erken
early morning hour
sabahın erken saatleri
early packet discard (EPD)
ilk paketin atılması
early payment
vadesinden önce ödeme
early pensionable age
erken emeklilik yaşı
early retirement
erken emeklilik
Early Start (ES)
Erken Başlangıç
Early Start Date (ES)
Erken Başlangıç Tarihi
early stiffening
erken priz
early strength
erken dayanım
early termination
erken son bulma