Translate
"Edge"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
edge
(f). yanasmak, yavas yavas sokulmak, yaklasmak; yan yan ve yavas yavas surmek; bilemek, keskinletmek; kenar gecirmek. edge in sokulmak.edge out kil payi ile yenmek; kenara itmek.
EDGE
1)Pervane kanatlarının kenarları. 2)Bir saçın ölçülen kenarı.
edge
1.kenar, kenar çizgisi, uç, 2.ağız, keskin kenar, 3.kenarlarını belirginleştirmek, kenar yapmak, 4.kenardan yavaş yavaş ilerlemek, 5.ilerletmek
EDGE
AĞIZ
edge
aksi
edge
ayrıt, kenar
edge
ayrıt, kenar kenar
edge
az bir farkla geçmek
edge
bilemek
edge
endişeli
edge
hudut
edge
iğrendirmek
edge
ikincil ancak kendi özgü bir özelliği olan şey
edge
kenar
edge
kenar sırt bıçak ağzı
EDGE
KENAR YAPMAK
Edge
Kenar, ağız, pervaz
Edge
kenar, k. dili avantaj, üstünlük, yanaşmak, yavaş yavaş sokulmak, yaklaşmak
edge
kenarına bordür yapmak
EDGE
KESİT
EDGE
KESKİN KENAR
EDGE
KESKİNLEŞTİRMEK
edge
keskinletmek
EDGE
KESKİNLİK
EDGE
KIYI
edge
pokerde diğer oyuncular niyetlerini açıkladıktan sonra edinilen bahis yapma ayrıcalığı
edge
sınır
edge
sinirlendirmek
edge
sinirli
EDGE
SOKULMAK
EDGE
ŞİDDET
EDGE
ÜSTÜNLÜK
edge
v.kenar yap:n.kenar
edge
yaklaşmak
EDGE
YAN YAN GİTMEK
edge
yanaşmak
EDGE
YAVAŞ YAVAŞ İLERLETMEK
EDGE AWAY
YAN YAN GİTMEK
edge beam
kenar kirişi
Edge clamps
Kenar kıskaçları
edge collapse
ayrıt çökertme
edge computing
uç bilişim
Edge cracks
Kenar çatlakları (sac)(cam)
edge detection
ayrıt saptama
edge detection
ayrıt sezimi
edge diffraction
kenar kırınımı
edge discontinuity
ayrıt süreksizliği
Edge dislocation
Kenar dislokasyon
edge dislocation
kenar dislokasyonu
EDGE DOWN
Bir geminin rüzgar üstünden ağır ağır yaklaşması.
edge effect
kenar etkisi
edge field
ayrıt alanı
Edge filter
Sınır üstü süzgeci (optik)
Edge finishing
Kenar bitirme işlemi
edge fold
kenar katlaması
edge following
ayrıt izleme
Edge fusion
Ağız yakma (cam)
Edge holder
Kenar tutucu
EDGE IN
SOKULMAK
EDGE IN WITH
Sokulmak.
edge image
ayrıt imgesi
edge in
sokul
edge in
sokulmak
edge intensity
ayrıt yeğinliği
Edge joint
Köşe bağlantısı, köşe eki
edge layer
uç katman
Edge lining
Kenar astarlama
edge linking
ayrıt bağlama
Edge lists for lawns and beds of flowers
Çim ve çiçek tarhları için kenar bordürleri
edge matching
kenar denkliği, kenar benzerliği
edge matching
kenar uyumu
edge mating
kenar denkliği
Edge mill
1)Kenar frezesi, 2) Şili değirmeni
edge of band
band kenarı
edge of coverage
kapsama sınırı
EDGE OFF
Kıyıdan yada gemiden ağır ağır uzaklaşmak.
EDGE OFF
YAN YAN GİTMEK
EDGE ON
DÜRTMEK
EDGE ON
HAREKETE GEÇİRMEK
EDGE ON
ZORLAMAK
edge operator
ayrıt işleci
EDGE OUT
BIRAKMAK
EDGE OUT
ÇEKİLMEK
edge out
kıl payı ile yenmek
Edge polishing
Kenar parlatma
Edge preparation
Kenar hazırlama (kesiciler)
edge punched card
kenar delgili kart
edge QAM (Quadrature Amplitude modulation) (EQAM)
geliştirilmiş QAM
edge resource manager (ERM)
gelişmiş kaynak yöneticisi
Edge retention
Kenat tutma, kenar koruma
Edge roll barrel
Kenar tutucu mil kafası(cam)
Edge roll machine
Kenar tutucu(makine-cam)
Edge roll speed
Kenar tutucu hızı (cam)
Edge rolls
1)Kenarlama merdaneleri, kenar ezme merdaneleri 2) Kenar tutucu makara (cam)
edge router (ER)
geliştirilmiş yönlendirici
Edge runner
Şili değirmeni
edge sb out
kenara itmek
Edge shrinkage
Kenar çekintisi
Edge strain
Enlemesine gerinim (sac); Kenar gerinim çizgileri
Edge strength
Kenar dayancı (kesiciler)
edge switch
giriş santralı
edge testing
sınır koşul testi
Edge thickness
Ağız kenar kalınlığı (bardak)
edge tool
kenar aleti
Edge trailing technique
Kenar izleme yöntemi
Edge- trailing technique
Kenar izlemeyöntemi (metalografi)
Edge trimmer
Kenar kırpıcı
Edge trimming
Kenar kırpma
Edge zone
Kenar bölgeleri
EDGED
KESKİN
Edged
Keskin, sivri bilenmiş
EDGED
SİVRİ
Edged tool
Keskin takım
Edge-defined film-fed growth (EFG)
Kenarı belirlenmiş film beslemeli büyüme
edgelit screen; sidelit screen
yandan aydınlatmalı ekran
Edger
1) Kenar kesici, kenar düzeltici2) Bölücü kalıp (dövme) 3) Dik tezgah
edger
derz malası, kenar malası
Edger mill
Kenar ezme tezgahı
Edger roll
Kenar ezme merdanesi
EDGEWAYS
DOLAYLI OLARAK
edgeways
kenara doğru
edgeways
kenara doğru, yana doğru, yanlamasına, yan yan
EDGEWAYS
YAN YAN
EDGEWAYS
YANLAMASINA
edgeways, edgewise
(z). kenari uste gelecek sekilde, yan yan, yandan . not be able to get a word in edgeways karsisindakinin fazla konusmasindan dolayi agzini acamamak.
EDGEWISE
DOLAYLI OLARAK
EDGEWISE
YAN YAN
EDGEWISE
YANLAMASINA