Translate
"FET"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
FET
alan etki tranzistoru
Feta cheese
Beyaz peynir
Feta cheese
Feta peyniri
Feta cheese made with goat’s milk
Keçi peyniri
fetal
cenine ait
Fetal
Fötal
fetal circulation
fetal dolaşım
fetal membrane
cenin zarı
fetal, feotal
(s). cenine ait.
fetch
1.gidip getirmek, gidip almak, 2.belirli bir fiyata satılmak, kazanç getirmek
fetch
alımlı
FETCH
ALMAK
FETCH
ATMAK
Fetch
Bilgisayarda emirlerin getirilmesi
FETCH
CEZBETMEK
fetch
çekici
FETCH
ÇEKMEK
FETCH
GEÇİRMEK
fetch
getirmek
FETCH
GİDİP ALMAK
fetch
gidip getirmek
fetch
hile
fetch
mesafe
fetch
v.gidip al:n.alıp getirme
fetch a compass
dolaşmak
fetch a price
belirli bir fiyata satılmak
FETCH A SIGH
İÇ ÇEKMEK
FETCH AWAY
Alıp götürmek.
FETCH UP
BİTİRMEK
fetch up
geri dönmek
FETCH UP
SON VERMEK
fetch up
yukarı çıkar
fetch, to
alıp getirmek
fetch-and-deposit
alıp getirme ve saklama
FETCHING
ALIMLI
FETCHING
BÜYÜLEYİCİ
FETCHING
ÇEKİCİ
fetching
cazibeli, çekici
fetching
n.çekici:v.gidip al:prep.getirerek
fete
(i)., (f). ziyafet; acik hava eglencesi, piknik; (f). ziyafet vermek; agirlamak. fete champetre (Fr). acik hava eglencesi.
fete
1. eğlence, şenlik, şölen, piknik, 2. onurlandırmak, iyi ağırlamak, ziyafet vermek
FETE
AĞIRLAMAK
FETE
BAYRAM
fete
çit
FETE
EĞLENCE
fete
piknik
FETE
ŞENLİK
FETE
ŞÖLEN
fete
ziyafet
feterita
(i). bir cesit supurge darisi.
FETID
KOKMUŞ
FETID
KOKUŞMUŞ
FETID
PİS KOKULU
FETISH
FETİŞ
FETISH
PUT
fetid
(su, vb.) pis kokulu
fetid
pis kokulu
fetid, foetid
(s). kokmus, kokusmus, taaffun etmis. fetidness (i). kokusma, taaffun.
fetid, foetid
kokmuş
fetid, foetid
taaffün
fetidness
kokuşma
fetish
(i). fetis fetishism (i). fetisizm.
fetish
1.tapıncak, fetiş, 2.aşırı ilgi, dikkat, saplantı, hastalık
fetish
fetiş
fetishism
tapıncakçılık, fetişizm
fetlock
(i). atin topugu; topuk killari; topuk mafsali.
fetlock
1. atın topuğu, 2. topuk kılları
FETLOCK
TOPUK KILLARI (HAYVAN)
fetor
pis koku
fetor, foetor
(i). pis koku.
fetter
(i)., (f). pranga, bukagi; (gen). (cog). engel, mani; (f). ayagina zincir vurmak, elini ayagini baglamak; baglamak, engellemek, mani olmak, kayit altina almak.
fetter
1.pranga, zincir, 2.pranga vurmak, zincire vurmak
fetter
bağlamak
fetter
bukağı
FETTER
ENGELLEMEK
FETTER
KÖSTEK OLMAK
fetter
mani
fetter
pranga
fetter
v.ayağına zincir vur:n.zincir
FETTER
ZİNCİR
fetter
zincir köstek
FETTER
ZİNCİR VURMAK
fettered
v.zincir vur:adj.zincirlenmiş
FETTERLESS
SERBEST
FETTERS
PRANGA
fettle
(i), (f). hal; (end). demir islemesinde ocaga serilen tas kirintilari; (f). bu tas kirintilarini sermek. in fine fettle iyi halde, zinde.
Fettle
1) Döküm temizliği, 2) Fırın astarıonarımı
fettle
akıl, ruh ve beden durumu, hal durum, form
FETTLE
DURUM
FETTLE
HAL
fettle
zinde
Fettling
1) Döküm temizleme; 2) Fırın içini sıvama/onarma; Ocak onarımı
Fettling machine
Püskürme makinası
fetus
bkz. foetus
fetus
cenin
Fetus
Fötus
fetus, foetus
(i)., (biyol). cenin, dolut. fetal, foetal (s). cenine ait.