Translate
"FLATTEN"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
flatten
(f). yassilatmak; yere sermek; nesesini kacirmak; matlastirmak, donuklastirmak; yassilasmak, dumduz olmak; tatsizlasmak, nesesiz olmak. flatten out duzeltmek, acmak; (hav). dalistan sonra ucagi yerle paralel duruma getirmek.
flatten
1.düzleştirmek, yassılaştırmak, 2.düzleşmek, yassılaşmak
flatten
açmak
flatten
donuklaştırmak
FLATTEN
DÜMDÜZ ETMEK
FLATTEN
DÜZLEMEK
FLATTEN
DÜZLEŞMEK
flatten
düzleştir
FLATTEN
DÜZLEŞTİRMEK
FLATTEN
KEYFİNİ KAÇIRMAK
FLATTEN
MATLAŞTIRMAK
flatten
tatsızlaşmak
FLATTEN
YASLAMAK
flatten
yassılamak
flatten
yassılaş
flatten
yassılaşmak
FLATTEN
YASSILAŞTIRMAK
FLATTEN
YERLE BİR ETMEK
FLATTEN OUT
DÜZLEŞMEK
flatten out
palyeye geçmek, uçağı düzeltmek
FLATTEN OUT
YAPRAK HALİNE GETİRMEK
flatten with a bulldozer
buldozer ile düzleştir
FLATTENED
BASIK
flattened
v.düzleştir:adj.düz
Flattener
Yassılayıcı
flattening
1. yassılma, yassılaşma, 2. düzleşme
flattening
n.yassıltma:v.yassılt:prep.yassıltarak
flattening ( of the earth)
dünyanın eğriliği
Flattening (Levelling)
Yassılama, düzleme
Flattening kiln
Silindir açma fırını (cam)
Flattening table
Silindir açma masası (cam)
Flattening test
Yassılama deneyi (boru)
Flattening tool
Düzleme aleti (cam)