Translate
"Flash"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
flash
(s)., (ing). hirsiz veya serserilere ait; gosterisli fakat sahte; kaba bir sekilde gosterisli. flash language hirsiz argosu.
Flash
1)Parıltı; Işıltı; Ani çakma 2) Çapak (döküm)
flash
1.birden parlamak, (şimşek gibi) çakmak, 2.parlamak, ışıldamak, parıldamak, 3.(telgraf ya da radyo mesajı) yollamak, göndermek, 4.çok hızlı hareket etmek, hızla geçip gitmek, 5.birdenbire akla gelmek, 6.cinsel organlarını göstermek, teşhirçilik yapmak, 7.
FLASH
AKLA GELMEK
FLASH
AN
FLASH
ANİ
flash
ani bir parıldama
FLASH
ANİ IŞIK
FLASH
ATMAK (BAKIŞ)
FLASH
AYDINLATMAK
FLASH
Birden alev almak,yanmak,çakmak.
FLASH
BÖBÜRLENMEK
FLASH
CEP FENERİ
FLASH
ÇAKMAK
FLASH
ÇARPICI ÇEKİM
flash
flaş
FLASH
GÖRÜNÜP HIZLA KAYBOLMAK
FLASH
GÖSTERİŞLİ
FLASH
HAVALI
FLASH
IŞIK TUTMAK
FLASH
IŞILTI
flash
kısa fakat önemli bir haber
flash
parıltı
flash
parıltı, flaş
FLASH
PARLAMA
FLASH
PARLAMAK
Flash
Pırpır
FLASH
ŞIK
FLASH
ŞİDDETLİ
FLASH
ŞİMŞEK
flash
şule
flash
v.birden parla:n.parıltı
FLASH
YAKMAK
flash
yanıp sönme
flash
yanıp sönmek
FLASH
YILDIRIM
FLASH
YILDIRIM HABER
FLASH
YILDIZI PARLAMAK
FLASH A GLANCE
GÖZ ATMAK
Flash apparatus (photography)
Flaş cihazları (fotoğrafçılık)
flash appartus
enstantane düzeneği
flash back
bir an geçmişe dönmek
flash back
canlandır
Flash bulb
Flaş ampülü
flash bulb
flaş lambası
Flash burn
Yalaz yanığı (tıp)
Flash burner
Çatlak kapama beki (cam)
Flash butt welding (Flash welding)
Yakma alın kaynağı; Işıltılı alın kaynağı
Flash code functions
Yanıp sönen kod işlevi
Flash codes
Yanıp sönen kodlar
Flash dewaxing
Yalazlı mum giderme
Flash Distillation
Ani Damıtma
flash drier
şok kurutucu, hızlı kurutucu
Flash evaporator
Ani buharlaştırıcı
Flash extension
Çapak artığı
FLASH FLOOD
SU BASKINI
flash heater
flaş ısıtıcı
flash in the pan
saman alevi
flash in the pan
saman alevi gibi bir şey
flash into one’s mind
aklına esmek
flash lamp
el feneri, cep feneri
flash lamp
flaş lambası
Flash lamp
Işıkçakar ampülü, flaş lambası
Flash land
1) Çapak bölgesi (dövme kalıpları) 2) Çapaklanma boşluğu (dövme)
Flash line
Çapak hattı(dövme)
flash memory
çakarbellek
flash memory
çubuk bellek
Flash memory
Flaş bellek
FLASH memory
Flaşlı hafıza
flash memory
taşınabilir bellek
Flash memory storage devices
Flash bellek depolama aygıtları
flash message
önemli mesaj
flash metre
flaşmetre
FLASH ON
AYDINLATMAK
FLASH ON
IŞIK TUTMAK
flash on something
şıp diye hatırlamak
FLASH OUT
KÜPLERE BİNMEK
FLASH OUT
ÖFKELENMEK
Flash piercing
Çapak alma, kesme
Flash plate
1) Çok ince kaplama 2) İnce bırakıntı (kaynak)
flash plate
enstantane plakası
flash point
alev noktası, parlama noktası
flash point
alevlenme noktası
flash point
parlama noktası
Flash point
Parlama noktası, parlama sıcaklığı
Flash point
Tutuşma noktası; Parlama noktası; Parlama sıcaklığı (yağ)
flash point
yanma noktası
flash report
geçici rapor hesabı
flash request
hızlı talep, ani talep, acil talep
Flash roaster
İndirgen atmosferli kavurucu; Işıltılı kavurucu
Flash roasting
Işıltılı kavurma
Flash ruby
Renkli çubuk, Rubi (cam)
flash set
şimşek priz
Flash shield
Parlama kalkanı
flash signal
Sinyal
Flash smelting
İzabe; Işıltılı izabe
Flash steam
Çürük buhar
Flash tank
Çürük buhar tankı, genleşme tankı
Flash Temperature
Parlama Sıcaklığı
flash up
pat diye belirmek/ortaya çıkmak
Flash wall
Yalaz duvarı; Alev duvarı
Flash weld
Yakma alın kaynağı
flash welding
yakma alın kaynağı
Flash welding
Yakma alın kaynaklaması
flash worm
taşınabilir bellek solucanı
flash, to
yanıp sönmek
flashback
(film) geriye dönüş, fleşbek
FLASHBACK
GEÇMİŞİ GÖSTEREN SAHNE
Flashback
geriye dönüş
Flashback
Sönme; Geri çekme (şaloma)
Flash-back
Alev tepmesi
Flashboard
Savak kapağı
flashboard
savak taşırma kapağı
flashbulb
flaş
Flashcube
Döner flaş
Flashed brick
İndirgenik tuğla
flasher
1.flaşör, 2.teşhirci
Flasher
Işıldak; Işıkçakar
flasher
sinyal
Flasher relay
Sinyal lamba rölesi
Flasher relay
Yanıp sönen lamba rölesi
Flashgun (Flasher)
Işıldak; Işıkçakar
FLASHILY
GÖSTERİŞLİ
FLASHILY
PARLAK
FLASHINESS
GÖSTERİŞ
FLASHINESS
PARLAKLIK
flashiness
gösterişlilik
flashing
(i). parlayan sey veya kimse; suni seylap yapma; yagmurdan korumak icin sac kaplama.
Flashing
1) İndirgen atmosferli fırınlama;2) Donuk cam kaplama 3) Yakma alın kaynağı ısıtması; 4) Filament temizleme
flashing
1. parlayan, yanıp sönen, 2. parlama, çakma, 3. baca eteği
Flashing
Buharlaşma
Flashing
Renkli camla cam kaplama
flashing
yağmur sularına karşı konulan saç örtü
Flashing direction indicators for vehicles
Araçlar için flaş yönlendirme göstergeleri
Flashing knob
Çubuk rubi (cam)
flashing point
parlama noktası
Flashlamps for photography
Fotoğrafçılık için flaş lambaları
Flashless forging
Çapaksız dövme
Flashless forging
Çapaksiz dövme
FLASHLIGHT
İŞARET FENERİ
flashlight
1.el feneri, 2.flaş
flashlight
cep feneri
Flashlight
El feneri
flashlight battery
fener pili
Flashlights
Flaş lambaları
Flashlights (including photographic flashbulbs, flashcubes and the like); photographic enlargers; apparatus for photographic laboratories; negastoscopes, projection screens
Flaş lambaları (fotoğrafik flaş ampulü, flaş küpü vb. dahil); fotoğrafik agrandisörler (büyütücüler); fotoğraf laboratuvarları için cihazlar; negatoskoplar (ışıklı ekranlar), projeksiyon ekranları
Flashover
Çakma, çakarak atlama, elektrik şimşeği, Delme akımı; Çakıp atlama
flashover
dolanan ark
Flash-over
Elektrik atlaması
flashy
(s). pariltili, alevli, gosterisli, frapan, goze carpan. flashily (z). gosterisli bir sekilde, goze carpacak surette.