Translate
"Fusion"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Fusion
1) Erime; 2) Kaynaşma (atom)
fusion
1.erime, ergime, eritilme, 2.birleşme, kaynaşma, kaynaşım
fusion
birleştirme
Fusion
Ergime (külde)
fusion
erime
fusion
eritme
fusion
eritme birleşme
fusion
i erime, eritme; eritip birles tirme; birlestirme; pol partilerin birlesmesi; fiz atomlann kaynamasyndan meydana gelen reaksiyon
fusion
kaynaşım
fusion bomb
füzyon bombası
fusion bomb
termonükleer bomba
Fusion cast refractory
Erimeli dökme refrakter
Fusion casting
Erimeli döküm (seramik)
Fusion equipment
Ergitme kaynağı yapmaya mahsus ekipman
Fusion equipment for plastics
Plastik ergitme kaynağı yapmaya mahsus ekipman
Fusion face
Erime yüzeyi
fusion frequency
birleşme frekansı
Fusion process
Eri(t)me süreci, kaynaşım süreci
fusion reactor
füzyon reaktörü
Fusion Seal
Kaynaştırma contası
fusion splice
lifleri birleştirme, lifleri birleştiren cihaz
fusion system
veri kaynaştırma sistemi, veri tümleştirme sistemi
Fusion temperature
Ergime sıcaklığı (külde)
Fusion test
Erime deneyi (cam)
Fusion unit
Erime birimi
Fusion voids
Erime boşlukcukları
Fusion weld
Erime kaynağı
Fusion welded
Erime kaynaklı
Fusion welded part
Erime kaynaklı parça
Fusion welded pipes
Erime kaynaklıborular
fusion welding
erime kaynağı
Fusion zone
Erime bölgesi
Fusion-welded coatings
Erime kaynaklıkaplamalar