Translate
"GRAY"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
GRAY
AĞARMAK
gray
Aİ, bkz. grey
GRAY
BOZ
gray
gri
gray
grileştirmek, silikleştirmek
gray
grimsi cildi, bombeli siyah gözleri ve kocaman kafası olan dünya dışı varlık
gray
iki olgunun arasında kalan
GRAY
KAPALI
GRAY
KIR
GRAY
KIRLAŞMAK
GRAY
KIRLAŞMIŞ
GRAY
KÜLRENGİ
GRAY
SIKINTILI
gray
silik
Gray (Grey)
Gri kurşuni; Kül rengi; Boz;Kır rengi
gray , grey
ağartmak
gray , grey
boz
gray , grey
eski
gray , grey
gri
gray , grey
kır
gray , grey
yaşlı
gray , grey
(s.), (i.), (f.) gri, kursuni, kul rengi, boz; agartilmamis (camasir); kir, agarmis; eski, yasli; gri giysili; (i.) kursuni renkte hayvan veya sey; (f.) agartmak, agarmak. gray matter (tib.) gri madde, (k.dili) beyin, akil. gray wolf bozkurt. grayness (i.
gray alder
gri çam
gray area
ikilemde kalınan konu
gray birch
amerikan kayın ağacı
gray birch
kağıt huşa benzeyen ancak kabuğu kahverengi olan batı abd’ye özgü bir huş ağacı
Gray body
Gri nesne (fizik)
Gray bream
Karagöz balığı
gray cast iron
esmer dökme demir
Gray cast iron
Gri dökme demir; Kır dökme demir
gray cast iron
kır dökme demir
gray code
gray kodu
gray dust
gri toz
gray flounder
gri dil balığı
gray fox
gri tilki
GRAY GURNARD
Benekli kırlangıç balığı.
gray hen
dişi keklik
gray hole attack
gri delik saldırısı
Gray iron
Gri pik demiri
gray jay
alakarga
Gray level
Gri düzey
gray level
gri düzeyi
GRAY MATTER
AKIL
GRAY MATTER
BEYİN
Gray matter
Sinir, doku (tıp)
GRAY MATTER
ZEKÂ
Gray mill
Gray haddesi; üniversal profil haddesi
gray mullet
kefal
gray partridge
gri keklik
gray scale
gri ölçeği
gray scale
gri ölçek
gray sea eagle
gri deniz kartalı
gray shading
gri tonlama
Gray silver
Gümüş karbonat
gray sole
gri dilbalığı
gray substance
gri cevher
Gray tin
Çürük kalay; Gri kalay
gray tone image
gri tonlamalı imge
gray whale
gri balina
gray wolf
gri kurt
grayback
bazı hayvan cinsleri
graybeard
(i.) ak sakalli adam.
graybeard
ak sakallı adam
graybeard
gri bıyıklı
GRAYBEARD
İHTİYAR ADAM
grayhead
(i.) ak sacli kimse .
GRAY-HEADED
YAŞLI ADAM
grayhen
dişi keklik
grayhound
(i.) tazi.
grayhound
tazı
GRAYISH
GRİMSİ
GRAYISH
KIR
GRAYISH
KÜLLÜ
graying
grileştirmek, silikleştirmek
grayish
gri
grayish brown
gri kahverengi
graylag
yaban kazı
GRAYLING
GÖLGE BALIĞI
GRAYLING
Tekir balığı.
grayling
(i.), (zool) kursuni tatli su baligi, dere kayasi; bir kursuni kelebek .
GRAYNESS
DARLIK
grayness
grilik
GRAYNESS
KIR
GRAYNESS
SIKINTI
grayout
(i.) oksijen yetersizliginden meydana gelen ve bilhassa pilotlarda gorulen gecici korluk.
Grayout
Göz kararması (tıp)
grayscale
grilik skalası
Grayscale image
Griölçek görüntüsü
grayshirt
üniversitenin yıldız takımında yarışabilme süresini uzatmak için okula ilk yılın ortasında kaydolan sporcu
gray-wave
kar potansiyeli olan ancak yatırımcı yaşlanmadan önce beklentileri karşılaması mümkün olmayan (şirket, yatırım)