Translate
"Gut"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
gut
(i.), (f.) (ted, ting) bagirsak veya mide; hazim sistemi; calgi kirisi; dar gecit; (f.) bagirsaklarini disari dokmek; yagma etmek; (binanin) icini tamamen tahrip etmek (yangin).
gut
(kitabın) önemli bölümlerini çıkarmak
Gut
’’, bağırsak veya mide
Gut
1) Bağırsak (tıp); 2) Kiriş; Misina
gut
1.bağırsak, 2.bağırsaktan yapılan iplik, 3.bağırsak tel, 4.içten gelen, içe doğan, 5.bağırsaklarını çıkarmak, içini temizlemek, 6.(bir binanın içini, vb.) yok etmek, yakıp, kül etmek
GUT
ATEŞLİ
GUT
BAĞIRSAK
GUT
CİDDİ
GUT
COŞKULU
GUT
GEÇİT
GUT
İÇGÜDÜSEL
GUT
İÇİNİ ÇIKARMAK
GUT
İÇİNİ TAHRİP ETMEK
GUT
İÇTEN
GUT
KİRİŞ
GUT
MİSİNA
gut
Otomobilin içini boşaltmak, soymak
GUT
ÖNEMLİ
GUT
ŞERİT
gut
temelini yok etmek
GUT
TEMİZLEMEK
gut
v.yağmala:n.yağma etme
gut issue
güçlü duygusal tepkilere neden olan konu
GUTLESS
GÖNÜLSÜZ
GUTLESS
İSTEKSİZ
GUTLESS
KORKAK
GUTLESS
YÜREKSİZ
GUTMORNİK
Doğru yazılışı Good morning anlamı günaydın
guts
(i.) bagirsaklar, hazim sistemi; argo cesaret, metanet; tesebbus. gutsy (s.), argo cesur, gozupek, atilgan; sakinmasiz .
guts
1.bağırsaklar, 2.cesaret, göt, azim, kararlılık, 3.içerik, öz
guts
atılgan
guts
metanet
Guts, bladders and stomachs of animals, whole or in pieces (excluding fish)
Hayvanların bağırsak, mesane ve işkembeleri, bütün veya parça halinde (balık hariç)
gutser
güm diye yere düşmek
gutser
kendi kendine düşüp yaralanmak
gutstring
genellikle cerrahi dikişlerde kullanılan ince ama dayanıklı ip
GUTSY
ATAK
gutsy
atılgan
GUTSY
CESUR
GUTSY
GÖZÜPEK
GUTSY
PERVASIZ
gutta
(i.) eczacilikta bir damla .
Gutta
1) Konik sütun altı (mim.);2) Damla (ecz.)
gutta percha
sumatra zamkı
guttapercha
(i.) gutaperka agacindan elde edilip tecrit maddesi olarak kullanilan beyaz oz, Sumatra zamki.
gutta-percha
gütaperka
Gutta-percha
Sumatra sakızı; Gutaperka
Guttaral
Gırtlaktan, genize ilişkin
guttate
benekli
guttate , tated
(s.) damlaya benzer; benekli.
guttate , tated
benekli
GUTTATION
DAMLAMA
gutter
(i.), (f.) hendek, su yolu, oluk; (f.) hendek acmak, su yolu kazmak; oluk gibi akmak; eriyip akmak (mum).
Gutter
1) Yağmur oluğu; 2) Su yolu;Hendek; Oluk
gutter
1.oluk, suyolu, 2.sefalet
GUTTER
ADİ
GUTTER
BATAK
gutter
cilt payı
GUTTER
ÇATI OLUĞU
GUTTER
ÇUKUR
gutter
hendek
GUTTER
KABA
GUTTER
OLUK
GUTTER
OLUK AÇMAK
GUTTER
SUYOLU
GUTTER BAR
Yalıkütüğüne içten vurulan köşebent lama.
gutter margin
cilt pay boşluğu
guttering
dereler, kinişler
Gutters
Su olukları
GUTTERSNIPE
AFACAN
GUTTERSNIPE
SOKAK ÇOCUĞU
guttersnipe
(i.) sokak cocugu, koprualti cocugu, kucuk kulhanbeyi.
guttersnipe
sokak çocuğu
guttle
(f.) oburcasina yemek yemek, (colloq.) silip supurmek.
guttle
oburcasına yemek yemek, silip süpürmek
guttural
(s.), (i.) girtlaga ait; bogazdan telaffuz olunan; (i.) girtlaktan veya agzin arka kismindan cikarilan ses; bu sesleri temsil eden harfler.
GUTTURAL
BOĞUK
GUTTURAL
GIRTLAK
guttural
gırtlak sesi
GUTTURAL
GIRTLAKSI
GUTTURAL
GIRTLAKSI SES
guttural
gırtlaktan, gırtlakla ilgili, gırtlak
GUTTURAL
KISIK
gutturally
gırtlaktan