Translate
"HEAVE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
heave
(i). kaldirma; firlatma.
HEAVE
1)Vira etmek. 2)Denizin veya dalgaların dikey iniş ve çıkışı.
heave
1.kaldırmak, yukarı çekmek, 2.fırlatmak, kaldırıp atmak, 3.inip kalkmak, şişip inmek, 4.(gemi) seyretmek, belli bir rotada gitmek
HEAVE
ATMA
HEAVE
ATMAK
HEAVE
ÇEKMEK
HEAVE
FAY HAREKETİ
heave
fırlatma
HEAVE
İNİP KALKMAK
HEAVE
KABARMA
HEAVE
KABARMAK
heave
kabartmak
HEAVE
KALDIRMA
HEAVE
KALDIRMAK
heave
kaldırmak atmak
HEAVE
KUSMAK
HEAVE
ÖĞÜRMEK
HEAVE
ŞİŞİRMEK
heave
v.kaldırmaya uğraş:n.çaba
HEAVE A BACK
Aybocu.Irgatı geri çalıştırarak demir zincirinin,boşaltılması,kaloma edilmesi.
HEAVE A SIGH
İÇ ÇEKMEK
heave a sigh
of çekmek
HEAVE AHEAD
Gemiyi halat veya demir virası ile ilerletmek,sıkmak.
HEAVE AND HOLD
Hiç kaçırmamak üzere kuvvetli vira
HEAVE AND RALLY
Zorlayarak vira emri
HEAVE AND SET
Demirli bir geminin denizlerin etkisi ile kalkıp süratle düşmesi,kalkıp kalkıp vurması
HEAVE AROUND
Vira emri
HEAVE ASTERN
Gemiyi halatla vira ederek gemiyi geri çekmek,hareket ettirmek
HEAVE AWAY
Vira
HEAVE DOWN
Halatı laçka etmek.
HEAVE IN SIGHT
Geminin görülecek mesafeye girmesi.
heave in sight
görüş mesafesine girmek
heave no stone unturned
çalmadık kapı bırakmamak
HEAVE OF THE SEA
Denizlerin gemi üzerine etkisi.
HEAVE RIGHT UP
Demir vira.
HEAVE SHORT
Demiri az,kısa kalomalı hale getirinceye kadar vira
HEAVE TIGHT
Kaçırmadan vira
heave to
faça edip durmak
HEAVE TO
Traverse çıkmak.
heave up
kusup çıkarmak, vira etmek
heaved
v.kaldırmaya uğraş:adj.kaldırılmış
heaven
1.cennet, 2.ç. gökyüzü
Heaven
1.Tanrı, 2.cennet
HEAVEN
ALLAH
heaven
cennet
HEAVEN
GÖK
heaven
gök sema
HEAVEN
GÖKYÜZÜ
HEAVEN
MUTLULUK
heaven
saadet
HEAVEN
SEMA
HEAVEN
TANRI
Heaven forbid
Allah göstermesin
heavenly
(s). cennet gibi, cok guzel; goge ait; gokte bulunan, semavi; tanrisal, ilahi. heavenliness (i). tanrisallik, ilahilik.
heavenly
1.cennete ilişkin, cennet gibi, göksel, tanrısal, 2.harika, nefis
HEAVENLY
CENNETE AİT
HEAVENLY
CENNETLİK
heavenly
cennetsel
HEAVENLY
EŞSİZ
HEAVENLY
GÖKSEL
HEAVENLY
Göksel.
HEAVENLY
İLAHİ
HEAVENLY
İNSANÜSTÜ
HEAVENLY
KUTSAL
HEAVENLY
TANRISAL
HEAVENLY BODY
GÖK CİSMİ
heavenly body
gökcismi
heavens
gök
HEAVEN-SENT
BEKLENMEDİK
HEAVEN-SENT
BULUNMAZ
heavenward
(s)., (z). cennete yonelen; (z). cennete dogru; goge dogru.
heavenwards
gökyüzüne/cennete doğru
heaver
(i). kaldiran veya yukselten kimse; yukleyen kimse; (den). halat ormeye mahsus demir alet.
HEAVER
İskele üzerindeki yük işçisi.
HEAVER
MANİVELA
heaver
manivela, kaldırıcı
heaves
(i)., (bayt). atlarda solugan hastaligi.