Translate
"HEM"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
hem
(i)., (f). (med, ming) elbise kenari, baski; (f). kivirip kenarini bastirmak. hem in, hem about kusatmak, icine almak.
hem
(sac levhada) pürüzsüz kenar elde edip mukavemeti veya sertliği artırmak için kendi üzerine katlanmış bordür
hem
1.(giysi) kenar, baskı, 2.kıvırıp kenarını bastırmak
hem
baskı
HEM
BASTIRILMIŞ KENAR
Hem
Etek ucu, elbise kenarı, kıvrım yeri, reçme
HEM
HIMLAMAK
hem
kenar
HEM
KENAR KIVRIMI
hem
kenar öksürmek
HEM
KENARINI BASTIRMAK
hem
unlem (f). (med, ming) Him! (bir kimseyi uyarmak icin cikarilan ses; tereddut veya suphe belirten ses); (f) boyle bir ses cikarmak; tereddut ederek konusmak. hem and haw mirin kirin etmek, acikca soylemekten cekinmek.
hem about
içine almak
HEM ABOUT
KUŞATMAK
HEM ABOUT
SARMAK
Hem allowance
Etek payı
hem and haw around
kem küm etmek
HEM AROUND
KUŞATMAK
HEM AROUND
SARMAK
HEM IN
KISITLAMAK
HEM IN
KUŞATMAK
HEM IN
SARMAK
HEM IN
SINIRLAMAK
hem in
kuşatmak, çevresini sarmak
hem oksijenaz
hem oxygenase
hema
hemato, hemo onek kan.
hema
hemato, hemo- onek kan.
hema-
(önek) kan
Hemachrome
Al renk; Kan kırmızısı
Hemacytometer
Kan sayacı (tıp)
Hemagglutination
Kan kümeleşimi (tıp)
Hemagglutinin
Kan kümeleştirici (tıp)
hemagogue
(i)., (tib). kan akitici ilac.
Hemagogue
Kan söktüren; Kan akışınıkolaylaştıran (tıp)
hemal
(s). kana veya kan damarlarina ait.
hemal
kana ait
heman
(i). yigit erkek, iri yari adam.
Hematein
Hemateyin
hematic
(s)., (i). kanla ilgili; kanla dolu, kanli, kan renginde; (tib). kana tesir eden; (i). kani etkileyen ilac.
hematic
kanlı
Hematic
Kansal (tıp)
hematin
(i)., (tib). hemoglobinin erimesinden meydana gelen koyu lacivert bir madde.
Hematine
Hematin
Hematinic
Kan yapıcı (ilaç)
hematite
(i). hematit.
Hematite
Hematit
hematite
hematit, kantaşı
Hematite dust
Hematit tozu
Hematite ore
Hematit cevheri
Hematite pig iron
Hematit piki
hemato-
(önek) kan
Hematoblast
Gelişmemiş alyuvar (tıp)
Hematocele
İç kanama (tıp)
Hematocrit
Kan ayırıcı (tıp)
Hematogeneous
1)Kan oluşturan;2)Kanda üreyen (tıp)
Hematogenesis
Kan oluşumu
Hematoid
Kansı
hematology
(i). hematoloji.
Hematology
Hematoloji
Hematology
Kan bilimi (tıp)
Hematoma
Hematom
Hematoma
Kan toplağı; Kan çıbanı
Hematosis
Kan dönüşümü(kara kan› alkan)
Hematoxylin
Hematoksilin
Hematuria
Kanlı idrar
Heme
Alsı
Hemeralopia
Işık körlüğü
HEMIPLEGIA
YARIM FELÇ
HEMISPHERE
YARIKÜRE
HEMISTICH
YARIM MISRA
hemi-
(önek) yarı
Hemiacetal
Yarım asetal
hemialgia
(i). bedenin ve ozel likle basin bir tarafinin agrimasi, yarim bas agrisi.
hemicellulose
hemiselüloz
Hemicellulose
Yarı selüloz
Hemichromatosis
Kanbastı hastalığı
hemicycle
(i). yarim daire, yarim daire seklinde olan sey.
Hemicycle
1) Yarım çember; 2) Yarıçevrim
hemicycle
yarım daire
hemidemisemiquaver
(i)., (ing)., (muz). altmis dortluk nota, bir notanin altmis dortte biri.
hemigamous
aynı başakçıktaki iki çiçeğinden biri kısır diğeri ise tek eşeyli olan (çimen)
Hemihedral
Yarı yüzlü (örütbilim)
hemimetabolous
hemimetabolus
Hemimorphic
Bakışımsız (örüt)
hemimorphite
hemimorfit
Hemimorphite (Calamine)
Kalamin
Hemin
Kan izge
hemin klorüre benzer çeşitli demir-porfirin türevleri
hem in
Hemiomorphite
Hemiomorfit
hemiplegia
(i)., (tib). yarim inme, vucudun yalniz bir tarafina gelen felc.
hemiplegia
kısmi felç
Hemiplegia
Yarı inme; Yarı felç (tıp)
hemiplegia
yarım inme
hemipteral
, hemipterous (s)., (zool). yarimkanatlilara ait.
hemisphere
(i). yarikure hemispher’ic(al) (s). yarikureye ait.
Hemisphere
1)Yarım küre; 2)Beyin yarısı(tıp)
hemisphere
hemisfer
hemisphere
yarıküre
hemispheric
yarı küreye ait
hemispheric
yarıküreye ait
hemispherical
yarı küreye ait
hemispherical map
yarıküreye ait harita
hemistich
(i). yarim misra.
hemistich
yarım mısra
Hemiterpene
Yarı terebentin
Hemitrope
İkiz örüt; İkiz kristal
Hemitropism
İkiz örütlük
HEMLINE
ETEK UCU
hemline
(i)., (terz). elbise veya paltonun etek ucu, etek boyu.
hemline
etek boyu, etek ucu
Hemline
Etek boyu; etek ucu
Hemline
Etek çizgisi
hemlock
(i). koknara benzer bir cam agacl, (bot). Tsuga; baldiran, agiotu, (bot). Conium maculatum. water hemlock su baldirani, (bot). Cicuta virosa.
hemlock
1.köknara benzer bir çam ağacı, 2.baldıran, ağıoutu
HEMLOCK
AĞU
hemlock
baldıran
hemlock
baldıran otu
HEMLOCK
BALDIRANOTU
HEMLOCK
ZEHİR
hemlock poison
baldıran zehiri
Hemming
Geri kıvırma (kemer)
hemming and hawing
duraklama ve ünlemlerle tereddütlü ve anlaşılmaz bir şekilde konuşma
Hemming machines
Kenar katlama makineleri
hemo-
(edat) kan
Hemochromatosis
Kanbastı hastalığı (tıp)
Hemocoele
Kan kesesi (tıp)
Hemocyanin
Kan boyası
Hemocyte
Kan göze; Kan yuvarı (tıp)
Hemodialysis
Hemodiyaliz
Hemodialysis
Kan süzdürüm (tıp)
Hemodialysis Solution
Hemodiyaliz çözeltisi
Hemodialyzer
Kan süzdüreci (tıp)
hemodynamic
hemodinamik
Hemodynamic
Kan dolaşımsal (tıp)
Hemodynamics
Kan dolaşımı bilimi (tıp)
Hemofiltration
Kan süzme (tıp)
HEMOGLOBIN
HEMOGLOBİN
hemoglobin
(i). hemoglobin.
hemoglobin
hemoglobin
Hemoglobin
Hemoglobin (tıp)
Hemolycine
Kan eriten (tıp)
hemolymph
hemolimf
Hemolysis
Kan erimesi; Hemoliz (tıp)
Hemolytic
Kan erimesine ilişkin (tıp)
hemolytic anemia
hemolitik anemi
Hemolytic anemia
Yıkımlı kansızlık (tıp)
HEMOPHILIAC
HEMOFİLİ HASTASI
hemophilia
(i)., (tib). hemofili kanin pihtilasmamasi.
hemophilia
hemofili
Hemophilia
Hemofili; Kanınpıhtılaşmaması (tıp)