Translate
"HOOK"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
hook
(bovling) kavisli bir şekilde yuvarlanan bir top
Hook
1) Çengel; Kanca 2) Çengel (çubuk hatası)
hook
1.çengel, kanca, 2.olta iğnesi, 3.kopça, 4.orak, 5.(boks) dirsek, 6.olta ile tutmak, 7.çengellemek, asmak
hook
askı
HOOK
AŞIRMAK
hook
bağlamak
hook
bükme
HOOK
BÜKMEK
HOOK
ÇALMAK
hook
çekmek
hook
çengel
HOOK
ÇENGELLE TUTMAK
HOOK
ÇENGELLEMEK
HOOK
DÖNEMEÇ
hook
iki yıl üst üste ekilen bir arazi
Hook
Kanca
HOOK
KANCAYI TAKMAK
HOOK
KIVRIM
HOOK
KOPÇA
HOOK
KROŞE
HOOK
KROŞE VURMAK
HOOK
OLTA İĞNESİ
hook
orak
HOOK
TAKILMAK
HOOK
TAKMAK
hook
tutmak
HOOK
TUZAK
hook
v.kancayla yakala:n.çengel
HOOK
YAKALAMAK
hook address
çengel adres
hook and but joint
kurtağzı geçme
hook and eye
1. erkek ve dişi kopça, 2. kanca ve gözü
hook and eye
kopça
hook and eye hinge
çengelli menteşe
Hook block
Kanca makarası
hook bolt
çengelli cıvata, kancalı cıvata
hook bolt
çengelli civata
Hook conveyor
Kancalı taşıyıcı; Çengelli konveyör
HOOK IT
KAÇMAK
HOOK IT
SIVIŞMAK
HOOK IT
TÜYMEK
hook knife
bahçıvan çakısı
HOOK ON
BAĞLAMAK
HOOK ON
KANCAYI TAKMAK
HOOK UP
ASKIYA ASMAK
hook up
bağla
HOOK UP
BAĞLAMAK
HOOK UP
İLİŞKİ KURMAK
hook up
kancaya bağlamak, birleştirmek
hook wrench
eğri civata anahtarı
hooka
nargile
hookah
, hooka i. nargile.
hookah
nargile
Hookahs
Nargileler
hook-and-eye hinge
çengelli menteşe
Hook-and-loop fasteners
Cırt cırtlı bantlar
hooke’s joint
kardan kavrama
Hooke’s law
Hooke kanunu
hooke’s law
hooke yasası
Hookean solid
Hooke katısı, Hooke yasasına uyan katı
hooked
1.çengel biçiminde, çengel ..., 2.(uyuşturucuya) müptela, 3.(bir şeye) düşkün, hasta, meraklı, tutkun
HOOKED
BAĞIMLI
HOOKED
BAĞLANMIŞ
HOOKED
BAĞLI
HOOKED
ÇENGELLİ
Hooked
Çengelli; Kancalı
hooked
düşkün
HOOKED
KANCA GİBİ
HOOKED
KANCALI
hooked
s. cengelli; cengel seklinde; calinmis; argo muptela, duskun; argo evlenmis, evli. hooked rug tig ile orulmus hali.
hooked
v.kancayla yakala:adj.kancalı
hooker
1. tek direkli balıkçı gemisi, 2. fahişe, orospu
hooker
balıkçı gemisi
HOOKER
FAHİŞE
hooker
i. tek direkli balikci gemisi; eski veya hantal gemi; argo bir bardak sek viski; argo fahise, orospu.
HOOKER
KANCACI
HOOKER
OROSPU
Hooker process
Hooker süreci (sıkma)
HOOKEY
OKUL KAÇAĞI
hooklike
kanca gibi
hooknosed
s. gaga burunlu.
hook-nosed
gaga burunlu
Hooks (haberdashery)
Kancalar (tuhafiye)
Hooks and eyes
Adi metallerden fermuar, toka, kanca ve kopçalar
Hooks for hanging
Asmak için kancalar
HOOKUP
ANLAŞMA
hookup
bağlantı
HOOKUP
BAĞLANTI ŞEMASI
hookup
bağlantı, birbirine bağlama
hookup
birkaç şeyin etkileşimli bütün oluşturacak şekilde birleştirilmesi
HOOKUP
BİRLEŞME
hookup
i. birkac cihaz veya elektrik devresinin birbirine baglanmasi; k.dili iliski, baglanti; birkac radyo istasyonunu birlestirme.
HOOKUP
İTTİFAK
hookworm
i. ince bagirsaklarda bulunan azi kancali bir cesit solucan, kancali kurt, zool. Ancylostoma. hookworm disease tib. bu solucandan ileri gelen hastalik.
hookworm
kancalı kurt
HOOKWORM
KANCALIKURT
hooky
i., k.dili mektep kacagi. play hooky mektepten kacmak, slang okulu asmak; kacamak yapmak.
hooky
mektep kaçağı
HOOKY
OKUL KAÇAĞI
hooky player
okul kaçağı