Translate
"Hold"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
hold
(bir şey için) alana veya kapasiteye sahip olmak
hold
(bir şeyin) kullanımına sahip olmak
hold
(elinde) (bir şey) tutmak
hold
(i). gemi ambari; geminin ic tarafi.
hold
(kanunen veya değil) bir şeyin sahibi olmak
hold
(özelliğe veya niteliğe) sahip olmak
hold
(pozisyona veya ayrıcalığa) sahip olmak
hold
1) tutma, 2) meşgul etme
hold
1.tutmak, 2.tutturmak, 3.geride tutmak, kontrol altına almak, 4.içine almak, almak, 5.sahip olmak, elinde tutmak, 6.(bir şeyi) oluşturmak, yapmak, 7.belli bir durumda tutmak, 8.saymak, farzetmek, inanmak, 9.sürmek, devam etmek, 10.tutma, tutuş, 11.tutamak
HOLD
ALIKOYMAK
HOLD
ALMAK
HOLD
AMBAR
hold
ayırt edici bir işarete sahip olmak
hold
aynı şekilde devam etmek
HOLD
BARINDIRMAK
HOLD
ÇEKMEK
HOLD
DAYANMAK
hold
destek
HOLD
DEVAM ETMEK
hold
devam etmek (iyi hava)
hold
dur-bekle
HOLD
DURDURMA
hold
durdurmak
HOLD
DURMAK
HOLD
EL KOYMAK
hold
elinde tutmak
hold
engel olmak
hold
eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık
HOLD
ETKİ
HOLD
GEÇERLİ OLMAK
HOLD
GEMİ AMBARI
hold
gemi veya uçaklarda bagaj ve kargonun saklandığı yer
hold
göstermek
HOLD
GÖZALTINA ALMAK
hold
hapishane
hold
hüküm
hold
içinde taşıyabilecek şekilde tasarlanmış olmak
hold
içinde taşıyabilmek
hold
içinde tutabilmek
hold
içine almak
hold
ilerlemek
hold
ilgili kalmak
hold
inanmak
HOLD
KALDIRMAK
HOLD
KARARA BAĞLAMAK
HOLD
KAVRAMAK
hold
korumak
hold
kusmayarak içinde tutmak
HOLD
MUHAFAZA ETMEK
HOLD
NÜFUZ
hold
ödül olarak yedeğine sahip olmak
HOLD
SADIK KALMAK
hold
sahip olmak
hold
sınırlar içinde kalmak
hold
sınırlar içinde tutmak
hold
süregelmek
HOLD
TIKAMAK
hold
tutamak
HOLD
TUTMA
Hold
Tutma, tutuş
hold
tutmak
Hold
TUTMAK, KAVRAMAK
HOLD
TUTUNACAK YER
HOLD
TUTUNMA
hold
tutunmak
hold
tutuş
hold
v.tut:n.tutuş
hold
yapışmak
hold
yetmek
HOLD A BACK
Alarga durmak
hold a candle to the devil
köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek
hold a child back a year
çocuğa okulda aynı sınıfı tekrarlatmak
hold a discussion
(bir konu uzerinde) tartışmak
HOLD A GRUDGE
KISKANMAK
hold a public demonstration
miting yapmak
hold a secret
sır saklamak
hold against
ön yargıyla davranmasına neden olmak
hold aloof
yaklaşmamak
hold altitude
korunan yükseklik
hold an office
bir makam işgal etmek
hold away (scottish)
kendi yoluna devam etmek
hold back
1. zapt etmek, tutmak, 2. gizli tutmak, 3. kendini tutmak
HOLD BACK
ÇEKİNMEK
HOLD BACK
DURDURMAK
HOLD BACK
KENDİNİ TUTMAK
HOLD BACK
SAKLAMAK
hold back
tut
HOLD BACK
TUTMAK
HOLD BACK
ZAPTETMEK
hold baggage
uçak altı bagaj
HOLD BATTEN CLEAT
Ambar istiralyalarını bordalara tutturmak için postalara kaynak edilmiş kulaklar
HOLD CHEAP
ÖNEM VERMEMEK
hold circuit
tutucu devre
hold close
yakında tut
hold down
1. (işi) yürütmek, 2. düşük düzeyde tutmak, 3. tutunmak
hold down
basılı tut
HOLD DOWN
BASKILAMAK
HOLD DOWN
BASTIRMAK
HOLD DOWN
EZMEK
hold down
tut
HOLD DOWN
YÜRÜTMEK
HOLD DOWN
ZAPTETMEK
hold down (mouse button or key)
basılı tutmak
hold down (re:mouse button or key)
basılı tutmak
Hold down roll
Bastırma merdanesi
hold facility
tutma olanağı
hold fast
dayan
hold firm
sıkı dur
hold firmly
sıkı dur
hold for one’s own account
kendi hesabına alıkoymak
HOLD FORTH
İLERİ SÜRMEK
HOLD FORTH
NUTUK ÇEKMEK
hold forth
nutuk çekmek, lafı iyice uzatmak
HOLD FORTH
SÖYLEV VERMEK
HOLD FORTH
SUNMAK
HOLD FORTH
TEKLİF ETMEK
HOLD FORTH
YÜKSEKTEN ATMAK
HOLD GOOD
GEÇERLİ OLMAK
hold good
geçerli olmak, değerini korumak
HOLD GOOD
YÜRÜRLÜKTE OLMAK
HOLD IN
KENDİNİ TUTMAK
HOLD IN
SINIRLAMAK
HOLD IN
TUTMAK
HOLD IN
ZAPTETMEK
HOLD IN DERISION
ALAY ETMEK
HOLD IN ESTEEM
SAYGI GÖSTERMEK
HOLD IN ESTIMATION
SAYGI GÖSTERMEK
hold in
kontrol altına almak, tutmak, zapt etmek
hold in
yap
hold in contempt
hor gör
hold in esteem
saygı göstermek
hold in high esteem
el üstünde tutmak
hold in high regard
el üstünde tutmak
hold instruction
tutma komutu
hold it
orada dur
Hold it
Öyle kal!, Kıpırdama!
hold mode
tutma modu
hold no brief
başı boş olmamak
hold off
1. uzakta tutmak, yaklaştırmamak, 2. geciktirmek
HOLD OFF
ÇEKİNMEK
HOLD OFF
GECİKMEK
hold on
1. (telefonda) beklemek, 2. devam etmek, bırakmamak
HOLD ON
Aganta
HOLD ON
BAĞLANMAK
hold on
bekle
HOLD ON
BEKLEMEK
HOLD ON
DAYANMAK
hold on
devam etmek
HOLD ON
DURMAK
HOLD ON
SARILMAK