Translate
"JUMP"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
jump
1.sıçramak, atlamak, 2.üzerinden atlamak, 3.yerinden sıçramak, 4.birdenbire yükselmek, fırlamak, 5.sıçrama, atlama, zıplama, sıçrayış
jump
ani yükselme (parayla ilgili bir miktarda)
JUMP
ARTIŞ
jump
atılış
JUMP
ATLAMA
jump
atlamak
JUMP
ATLATMAK
JUMP
EĞLENCELİ OLMAK
JUMP
FIRLAMA
JUMP
FIRLAMAK
jump
fırlatmak
jump
fırlayış
JUMP
GERİ TEPME
JUMP
HOPLAMA
JUMP
HOPLAMAK
JUMP
İLİŞKİYE GİRMEK
jump
kışkırtmak
JUMP
SEVİŞMEK
jump
Seyyar kablo
JUMP
SIÇRAMA
Jump
Sıçrama; atlama
JUMP
SIÇRAMAK
Jump
SIÇRAMAK, ATLAMAK
Jump
sıçramak, atlamak, fırlamak, zıplamak
JUMP
SIÇRATMAK
jump
sıçrayış
JUMP
ÜRKMEK
jump
v.atla:n.atlama
jump
v.atla:n.atlayış
JUMP
ZIPLAMA
jump
zıplamak
jump
zıplatmak
JUMP
ZONKLAMAK
jump a hurdle
engelden atla
jump at
dünden razı olmak, can atmak
jump cut
(film) atlama
jump cut
atlamanın kesilmesi
jump down one’s throat
boğazına sarılmak
Jump frequency
Sıçrama sıklığı
jump in
devam eden bir şeye dahil olmak
jump in with both feet
dört elle sarılmak
jump instruction
atlama komutu
jump jet
dikine kalkabilen uçak
Jump leads
Takviye kablosu
JUMP ON
ÇIKIŞMAK
jump on
saldır
JUMP ON
SALDIRMAK
jump out of one’s skin
aklı başından gitmek
Jump ropes
Atlama ipleri
jump saw
kereste boy bıçkısı
JUMP SHIP
Gemiyi terketmek yada yeterli önlem almadan gemiden ayrılmak.
Jump starting
Takviye ile çalıştırma
jump term(help)
atlama terimi
jump the gun
başlanması gereken zamandan önce başlamak
jump the gun
yarışta hatalı çıkış yapmak
jump the queue
başkasının sırasını kapmak
jump the track
rayından çıkmak
jump through a hoop
kul köle olmak
jump through hoops
karşılaşılan tüm engellerin üstesinden gelmek
jump to it
acele etmek, fırlamak
jump, to
atlamak
JUMPED-UP
KENDİNİ BEĞENMİŞ
jumper
1.kazak, süveter, 2.bluz ya da kazak üzerine giyilen kolsuz elbise
Jumper
Atlama teli, geçici bağlantı teli
JUMPER
ATLAMACI
jumper
atlatıcı, atlama kablosu
jumper
atlayıcı
JUMPER
BEBEK ÖNLÜĞÜ
jumper
delgi
JUMPER
ENGELLİ KOŞU ATI
JUMPER
GEÇİCİ BAĞLANTI TELİ
JUMPER
Gemici dış gömleği,tulumu
jumper
i. atlayan veya sicrayan kimse; delik delme aleti, delgi; elek. gecici olarak kullanilan baglanti teli; den. sereni veya diregi muhafaza etmek icin baglanan halat.
jumper
i. bluz veya kazak uzerine giyilen kolsuz elbise; elbise uzerinden cocuklara giydirilen pantolonlu ceket tulum; gemici veya isci dis gomlegic
JUMPER
KAZAK
jumper
kazak (kadın için)
Jumper
Kazak; jile; süveter
JUMPER
ÖRGÜ BLUZ
jumper
süveter
jumper cable
atlama kablosu
jumper cable
optik atlatma kablosu
Jumper-blouses
Bluz kazaklar
Jumpers (mining drills)
Kaya matkapları (madencilik matkapları)
Jumpers (Poppers)
Patlangaçlar
JUMPINESS
SİNİRLİLİK
JUMPINESS
ÜRKEKLİK
JUMPING
ATLAMA
JUMPING
SIÇRAMA
JUMPING
SIÇRAYAN
jumpiness
sinirlilik
jumping
atlama
jumping
n.sıçrama:v.sıçra:prep.sıçrayarak
Jumping bars
Atlama barları
jumping jack
sıçrayan kukla oyuncağı
jumping the broom
yeni evli çiftin süpürge üzerinden atlamasını içeren gelenek
Jumping up
Şişirme dövmesi (mek.)
jumping-off place
son durum
jumping-off place
son radde
jumping-off point
son durum
jumpsuit
i. tulum.
Jumpsuit
Tulum
Jumpsuits
Tulumlar
JUMPY
GERGİN
JUMPY
HEYHEYLERİ ÜSTÜNDE
jumpy
s. sinirli, sicramaya hazir, diken ustunde.
jumpy
sinirli
jumpy
sinirli, gergin, heyecanlı, telaşlı
JUMPY
ÜRKEK