Translate
"JUNK"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
junk
1.ıvır zıvır, döküntü eşya, pılı pırtı, süprüntü, çöp, 2.kalitesiz, boktan şey, 3.Çinli’lere özgü altı düz yelkenli gemi
JUNK
ATMAK
JUNK
ÇÖP
JUNK
ÇÖPE ATMAK
Junk
Değersiz hurda;atılası hurda, döküntü, çerçöp
JUNK
DEĞERSİZ ŞEY
JUNK
DÖKÜNTÜ
junk
eskici
JUNK
ESRAR
junk
hurda
JUNK
HURDA DEMİR
JUNK
HURDAYA AYIRMAK
JUNK
ISKARTAYA AYIRMAK
JUNK
IVIR ZIVIR
junk
i. Cin sularinda kullanilan bir cesit yelkenli gemi.
junk
kırpıntı
JUNK
UYUŞTURUCU
junk dealer
eskici, hurdacı
junk e-mail
istenmeyen e-posta
junk food
besin değeri az olan yiyecek
junk food
cazip ama içi boş/gereksiz şey
junk food
çekici/cazip gelen ama bir faydası olmayan şey
junk food
çekici/cazip gelen ama elle tutulur bir değeri olmayan şey
junk food
sağlıksız yiyecek
junk market
bit pazarı
junk ring
yumuşak piston yayı
junk shop
eski eşya dükkânı
junk yard
araba mezarlığı
Junker’s mould
Junker kalıbı; Su soğutmalı demirdışı kalıbı
junket
1. bir nevi yoğurt, yiyip içme, 2. eğlenmek, ziyafet vermek
JUNKET
ALEM
JUNKET
ALEM YAPMAK
JUNKET
BEDAVA GEZİ
JUNKET
BEDAVA GEZİYE ÇIKMAK
junket
eğlenmek
junket
i., f. kesilmis sutten yapilan bir cesit kaymak, yogurda benzer bir yiyecek; ziyafet, kir eglentisi; A.B.D. devlet hesabina gezi; f. eglenmek, ziyafet vermek; devlet hesabina seyahat etmek; grup halinde sozde ciddi bir maksatla seyahat etmek.
junket
kaymak
Junket
Süt kesmiği, kesik
JUNKET
YİYİP İÇME
JUNKET
YİYİP İÇMEK
JUNKET
ZİYAFET
JUNKIE
EROİNMAN
JUNKIE
ESRARKEŞ
JUNKIE
UYUŞTURUCU BAĞIMLISI
junkie
eroinman, keş
junkie
i., (argo) ilac veya eroin tiryakisi olan kimse.
junky
bkz. junkie
Junkyard
Hurdalık
junkyard
i. kullanilmis arabalar atilan yer; kullanilmis demir ile yedek parca ve insaat malzemesi satilan yer; eski demir parcalarinin yeniden satilmasi veya kullanilmasl icin depo edilen yer.