Translate
"Kick"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
kick
1.tekmelemek, tekme atmak, 2.(gol) atmak, 3.çifte atmak, tepmek, 4.(silah) tepmek, 5.tekme, 6.heyecan, zevk, coşku, 7.(alkol, uyuşturucu, vb.) etki
kick
heves
kick
karşı durma
kick
karşı gelme
kick
karşı gelme/çıkma
kick
seğirdim
kick
şevk
kick
tekme
Kick
TEKME, TEKMELEMEK
kick
tekmelemek
Kick
tekmelemek, tekme atmak, tekme vurmak, çifte atmak
kick
tepmek
kick
v.tep:n.tekme
kick
yakınma
kick
yakınmak
kick
zevk
kick about
döv
kick against the pricks
boşuna dırlanmak, boşa zırlamak
kick around
1. gereksiz emirler vermek, 2. dolaşmak, sürtmek
kick around
döv
kick at
tekme vurmak
kick back
çalınmış eşya veya parayı sahibine geri vermek
kick back
geri tepmek, rüşvet vermek
kick butt
harika/mükemmel olmak
kick butt out there
göreyim seni
kick in
v.payına düşeni öde:n.para verme
kick in the teeth
adam yerine koymamak
kick off
(futbol) maça başlamak, başlatmak
kick off
v.oyuna başla:n.başlama vuruşu
kick on
devam etmek
kick oneself for doing sth
dizini dövmek
kick out
kov
kick out
kovmak, defetmek
kick over the traces
gemi azıya almak
Kick plate
Koruyucu levha (kapı)
kick pleat
dar eteğin arkasındaki etek ucu çizgisine kadar çıkan plikaşe
kick someone senseless
bilinci kaybolana kadar tekmelemek
kick starter
ayakla basılan marş
kick the bucket
nalları dikmek
kick up
1. kavga etmek, kavga çıkarmak, 2. kışkırtmak
kick up
kışkırt
kick up a fuss
kavga çıkarmak
kick up a row
1. kavga çıkarmak, 2. kavga çıkarmak
kick up a stink
şikayetçi olmak
kick up one’s heels
felekten bir gün çalmak
Kick wheel
Ayaklı çark (çömlekcilik)
Kick’s law
Kick yasası
Kick’s rule of similarity
Kick benzerlik kuralı
Kick’s rule of similarity
Kick’in benzerlik kuralı
kickback
1. rüşvet, 2. pay, hisse
kickback
geri tepme
kickback
i., k.dili ters tepki gosterme;(A.B.D.),( argo) baski veya anlasma sonucunda bir ucret veya komisyon uzerinden baskasina verilen pay.
Kick-down
Roketleme
Kick-down function
Roketleme işlevi
kicker
1. golcü, 2. çifte atan at, 3. vuran şey veya kimse
kicker
çifte atma huyu olan at
kicker
i. vuran sey veya kimse;( A.B.D.), k.dili sikayetci, yakinan kimse; (A.B.D.), (argo) meseleyi veya tartismayi etkileyecek gizli nokta; (A.B.D.), Kanada, k.dili takma motor.
kicker
Kanada
Kicking piece
Dayanma takozu
kickoff
(futbol) başlama vuruşu, ilk vuruş
kickoff
başlama
kickoff
başlama vuruşu
kickoff
i.,( futbol )oyuna baslama vurusu, ilk vurus; baslama.
kickoff
ilk vuruş
kick-off
ilk vuruş
Kickoff Meeting
Başlatma Toplantısı
kickshaw
değersiz şey
kickshaw
i. degersiz sey, ivir zivir; hafif ve cerez turunden yiyecek, abur cubur.
kickshaw
ufak tefek süs
Kick-sleds
İttirmeli kızaklar
kickstand
bisikletin veya motosikletin ayakta durmasını sağlayan destek
kickstart
motive eden insan
kickstart
teşvik eden insan
kick-start
motive eden insan
kick-start
teşvik eden insan
Kicktand
Dayanak (bisiklet v.b.)