Translate
"LAME"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
lame
(i.) lame, dore.
lame
(s.), (f.) topal, ayagi sakat; eksik, kusurlu; ABD, argo habersiz; (f.) topal etmek veya olmak. lame back agriyan sirt. lame brain (k.dili) aptal. lame duck (bak.) duck lame excuse kabul edilmez ozur. lamely (z.) topallayarak. lameness (i.) topallik.
Lame
1) Topal; Aksak 2) Zırh levhası
lame
1.topal, aksak, 2.zayıf, inanılması güç, 3.topal etmek
LAME
AKSAK
LAME
EKSİK
lame
kusurlu
lame
lam
lame
lame
lame
orta çağda kullanılmış zırh levhası
LAME
SAKAT
LAME
SAKATLAMAK
LAME
TOPAL
LAME
TOPAL ETMEK
lame
topal(lamak)
lame
v.topal et:adj.topal
lame duck
1. işe yaramaz kimse, 2. sakat kimse
lame duck
kongre üyesi
LAME DUCK
SAKAT
lame excuse
1. kabul edilmez özür, 2. sudan bahane
Lame’s constant
Lame değişmezi
lamed
topal
lamella
(i.) (cog. lae, las) (anat.), (zool), (bot.) ince levha, lamel. lamellate(d) (s.) safihali, ince levhali, ince tabakali.
lamella
ince levha, pul
Lamella
Katman
lamella
lamel
LAMELLA
PUL
Lamellar
Katmanlı; Katmansal; Katmansı
LAMELLAR
PULLU
lamellar
pullu, katmanlı, yapraksı
lamellar
yapraklı
Lamellar cementite
Katmanlı sementit
lamellar cementite
lamel sementit
Lamellar eutectic
Katmanlı kolayerir;Katmanlı ötektik (metal)
Lamellar eutectoid
Katmanlı kolayerirsi; Katmanlı ötektoid
Lamellar graphite
Katmanlı grafit
Lamellar graphite
Katmanlı grafit; Yapraksı grafit
Lamellar microstructure
Katmanlı içyapı
Lamellar pearlite
Katmanlı perlit
Lamellar precipitation
Katmanlı çökelme
Lamellar pyrites (marcasite)
Katmanlıpiritler
Lamellar spacing
Katmansal aralık
Lamellar structure
Katmanlı yapı
lamellar structure
lame yapı
lamellar structure
tabakalı yapı
Lamellar tear
Katmanlı yırtılma
LAMELLATE
PULLU
lamelle
lamel
lameness
1. topallık, 2. zayıflık
LAMENESS
AKSAKLIK
LAMENESS
EKSİKLİK
LAMENESS
SAKATLIK
lameness
topallık
LAMENESS
ZAAF
LAMENESS
ZAYIFLIK
lament
(f.), (i.) aglamak, inlemek, figan etmek, matem tutmak; biri icin aglamak veya keder etmek, matemini tutmak; matem, aglayis, ah, keder, huzun, feryat. lamented (s.) muteveffa, matemi tutulan.
lament
1.ağlayıp sızlamak, yasını tutmak, 2.ağıt, 3.ağlama, inleme, yasını tutma
LAMENT
ACI ÇEKMEK
LAMENT
AĞIT
LAMENT
AĞIT YAKMAK
LAMENT
AĞLAMA
lament
ağlamak
lament
ağlayış
lament
ah
LAMENT
DÖVÜNMEK
lament
hüzün
LAMENT
İNLEME
lament
inlemek
lament
keder
LAMENT
MATEM
lament
v.matem tut:adj.matemi tutulan
LAMENT
YAS
LAMENT
YAS TUTMAK
lamentable
(s.) matemli, keder ifade eden; aglanacak, aglatir, acikli; esef edilecek. lamentably (z.) aglanacak halde, acinacak halde.
LAMENTABLE
ACI
lamentable
acıklı
LAMENTABLE
ACINACAK
lamentable
ağlanacak
lamentable
içler acısı, acınacak, ağlanacak
lamentable
matemli
lamentably
ağlanacak halde
LAMENTATION
AĞIT
LAMENTATION
AĞLAMA
LAMENTATION
FERYAT
lamentation
(i.) aglayis, feryat, figan, inleme; (cog.), (b.h.) Yeremya Peygamberin Mersiyeler kitabi.
lamentation
1. yas, feryat, figan, 2. ağıt
lamentation
ağlayış
lamentation
feryat
lamentation
figan
lamentation
inleme
lamentation
matem tutma
lamenter
matem tutan
lamer
eksikli