Translate
"LAP"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
lap
(f.) (ped, ping) (i.) dil ile yalayip yutmak; hafif carpmak (dalga); (i.) dil ile yalayip agzina cekme; kopeklere mahsus sulu yemek, yal; sahile yavas carpan dalganin sesi. lap up, lap down cabucak icip yutmak; begenip kabul etmek, hakikat olarak kabul et
lap
(i.) kucak; etek; oturan kimsenin dizlerini orten elbise kismi. lap dog kucaga alinan ufak kopek, fino kopegi. lap of luxury servet ve rahatlik. lapful (i.) kucak dolusu.
Lap
1) Kucak; 2) Kıvrık; Katlantı (hadde hatası) 3) Kordon; Köstek 4) Kırışık (cam)
lap
1.kucak, oturan kimsenin kalçasından dizine kadar olan ön bölümü, 2.(yarışta) tur, 3.(yarışta) tam tur atmak, 4.(yarışta) rakibini bir turluk farkla geçmek, 5.yalayarak içmek, 6.(against ile) küçük dalgalar halinde çarpmak, yalamak, 7.dalgaların çarpması,
lap
çevirmek
lap
çıkıntı yapmak
LAP
DALGA SESİ
lap
diz üstü kucak etek
LAP
DİZÜSTÜ ETEK
LAP
DOLAMAK
LAP
ETAP
LAP
ETEK
LAP
HALAT
lap
içinde yetişilen koşullar
LAP
İP
LAP
KAT
lap
katlanmak
LAP
KÖPEK MAMASI (SULU)
LAP
KUCAK
lap
kucaklamak
lap
kuşatmak
LAP
OBURCA YEMEK
LAP
ÖRTMEK
lap
sarılmak
LAP
SARMAK
LAP
ŞAPIR ŞUPUR İÇMEK
LAP
ŞAPIRDATMAK
LAP
ŞAPIRTI
lap
taşma yapmak
LAP
TUR
LAP
TUR YAPMAK
LAP
ÜST ÜSTE GELMEK
lap
üst üste gelmek
LAP
ÜSTÜNE KOYMAK
lap
v.yarışı tamamla:n.kucak
lap
yal
LAP
YALAYARAK İÇMEK
LAP
YALAYIP YUTMAK
lap
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak
Lap belt
Emniyet kemeri
Lap blister
Katlanma kabarcığı
lap covering
kucak örtüsü
lap dovetail
sandık geçmesi
lap joint
bindirme, bindirme ek
lap joint
bindirmeli bağlantı
Lap joint
Bindirmeli ek; Bindirme bağlantı
lap jointed
bindirilmiş
Lap mark
Damar (cam)
lap pack parachute
kucak paraşütü
lap pool
sadece yüzme amaçlı kullanılan uzun ince havuz
Lap robe
Diz örtüsü
lap something up
bir şeye eyvallah demek
lap sth up
eyvallah demek
lap strake
birbirine geçmiş
lap straked
birbirine geçmiş
lap streak
birbirine geçmiş
lap streaked
birbirine geçmiş
lap up
çabucak iç
Lap weld
Bindirme kaynağı
lap weld
bindirme kaynak
Lap welded
Bindirme kaynaklı
Lap welding
Bindirme kaynağı yapma, bindirme kaynaklaması
lap welding
bindirmeli kaynak, iki parçayı üst üste bindirerek yapılan kaynak
lap winding
bindirme sargı
laparoscope
(i.) karin duvarindan gecirilen ve ic organlarinin gorulmesini saglayan alet.
Laparoscope
Karıniçi göstergeci (tıp)
Laparoscopy
Karıniçi gözgülemi (tıp)
laparotomy
(i.) karin yarma ameliyati.
laparotomy
karın amaliyatı
Laparotomy
Karın ameliyatı (tıp)
lapbelt
(i.), ABD araba emniyet kemeri.
LAPBELT
EMNİYET KEMERİ
lapboard
(i.) kucaga konan ve masa yerini tutan tahta.
lapboard
kucak masası
lapel
(i.) klapa.
lapel
klapa
Lapel
Yalka devriği, klâpa
lapel microphone
yaka mikrofonu
Laper
Cüzzamlı
lapful
kucak dolusu
LAPIDARY
ELMAS KESİCİ
LAPIDARY
KİTABE GİBİ
LAPIDARY
MÜCEVHER USTASI
LAPIDARY
OYMACI
LAPIDARY
ÖZLÜ
LAPIDARY
TAŞ
LAPIDARY
TAŞA İŞLENMİŞ
LAPIDATE
TAŞLAMAK
lapidarian
oymacı
Lapidarist
Mücevherci
lapidarist
oyma sanatçısı
lapidary
(i.), (s.) hakkak, oymaci, kiymetli tas kesicisi, cevahirci; (s.) kiymetli tas kesme sanatina ait; taslara ait; ozlu; yazita elverisli.
Lapidary
1) Oymacı; Cevahirci2) Oymacılık; Hakkâklık
lapidary
1. taşa işlenmiş, 2. gösterişli, 3. hakkâk, oymacı
lapidary
cevahirci
lapidary
oyma sanatı
lapidary
oymacı
lapidary
özlü
lapidate
(f.) taslayip oldurmek, tasa tutmak, taslamak. lapida’tion (i.) birisini taslayarak oldurme.
lapidate
taşla
lapidate
taşlamak
lapidescent
(s.) tasa benzeyen, tas heykeli andiran.
lapidify
taşla
lapidist
taşlayıp öldüren
lapilli
lapilli
Lapillus
Volkan taşı (y. bil.)
Lapillus-pilli
Volkan taşı (y. bil.)
lapin
(i.) tavsan, tavsan kurku.
lapin
tavşan
lapin
tavşan kürkü
lapis
(i.) (cog. ides) (Lat.) tas. lapis lazuli lacivert tas; bu tasin rengi.
Lapis lazuli
Gök cevher; lâcivert taş
lapis lazuli
lacivert taş
lapis lazuli
lacivert taşı
laplace azimuth
laplace azimutu
laplace azimuth mark
laplace azimut işareti
laplace condition
laplace şartı
laplace control
laplace kontrolü
Laplace equation
Laplace denklem
laplace equation
laplace denklemi
laplace inverse transformation
laplace ters dönüşümü
laplace measure of dispersion
laplace dağılım ölçümü
Laplace operator
Laplace işlem simgesi(?
laplace operator
laplace operatörü
laplace station
laplace istasyonu
laplace transformation
laplace dönüşümü
Laplacian
Laplas işleci
lapland
(i.) Laponya. Laplander, Lapp (i.) Isvec ve Finlandiya’nin kuzeyinde bulunan Laponya ahalisinden biri, Lapon, Laponyali; Lapon dili.
lapland
laponya
Lapon
Kar pabucu
laporte selection rule
laporte seçim kuralı
lapp
laponyalı
LAPPED IN LUXURY
LÜKS İÇİNDE
lapped in luxury
lüks içinde
lappet
(i.) sarkik sey; elbisenin kivrimi yeri; sarkik et parcasi.
lappet
sarkık
LAPPET
SARKIK ŞEY
lappet caterpillar
sarkan tırtıl
lappet moth
sarkan kurt
Lapping
1)Bindirme;katlama;kıvırma 2)Parlatma;rodaj;Lepleme 3) İnce
lapping
alıştırma
lapping
parlatma, lepleme
lapping compound
alıştırma macunu
lappland
laponya
lapplander
laponyalı
lapse
(i.) gecme , murur; yanilma; yanlis (soz veya yazi); kayma; sapma; gunaha girme; adalette kusur; sukut (hukuk); ihmal yuzunden hak ve tasarrufunu elden kacirma; battal olma, kullanilmaz hale gelme.
lapse
(zaman) geçme
lapse
1.küçük kusur, hata, yanlış, 2.(zaman) geçme, ara, 3.(into ile) derece derece azalmak, düşmek, alçalmak, batmak, gömülmek, 4.(from ile) inanç ve prensiplerinden vazgeçmek, 5.(iş anlaşması) son bulmak, yürürlükten kalkmak
LAPSE
AKIP GİTMEK
LAPSE
BİTMEK