Translate
"LEE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
LEE
1)Rüzgaraltı. 2)Rüzgarın gittiği,estiği yön.
lee
1. korunmalı taraf, 2. boca, poça, rüzgâraltı
lee
boca
lee
korunmalı taraf
LEE
RÜZGÂR ALMAYAN YER
LEE
RÜZGÂRALTI
lee
rüzgardan korunacak yer
lee anchor
1. rüzgâra kapalı yer, 2. rüzgâr altı, boca
LEE ANCHOR
Rüzgar altına atılan demir veya tek demirde yatarken atılmamış diğer demir.
lee anchor
rüzgara kapalı yer
lee shore
rüzgar altındaki kıyı
lee shore
rüzgâr altındaki kıyı
lee side
rüzgar altı
lee side
rüzgâr altı
lee side
rüzgar tarafı
leech
1.sülük, 2.asalak, parazit, sülük
LEECH
ASALAK TİP
leech
bilgisayardaki bilgileri izinsiz kullanan
leech
hekim
leech
i. suluk, zool. Hirudo medicinalis; eski doktor, hekim; tib. hacamat, sise veya boynuzla kan alma; canak yalayici kimse, anaforcu kimse, dalkavuk. stick like a leech suluk gibi yapismak.
leech
i.,den. dort kose yelkenin gradin yakasi veya astari.
leech
kötü doktor
leech
sülük
leech rope
gradin halatı
leeching
sülük gibi yapışma
leek
i. pirasa, bot. Allium porrum.
leek
pırasa
Leeks with meat
Etli pırasa
leer
1.yan bakış, alaycı ya da şehvetli bakış, 2.(at ile) yan gözle bakmak, 3.(at ile) şehvetle bakmak, kesmek
leer
f., i. yan bakmak, yan gozle bakmak; i. yan bakis; ofke veya sehvet bakisi.
leer
v.yan bak:n.yan bakış
LEER
YAN BAKMA
LEER
YAN BAKMAK
leer at
kötü niyetle bakmak
Leer fish
Akya balığı
leere
sol taraf
leere side
sol taraf
leerfish
çıplak balığı
LEERY
AÇIKGÖZ
leery
kurnaz
leery
kuşkulu, kurnaz
leery
s., k.dili kuskulu; acikgoz; kurnaz; cok bilmis.
LEERY
TEMKİNLİ
LEERY
UYANIK
lees
i., cog. tortu, posa. drink to she lees son damlasina kadar icmek.
lees
posa
LEES
TORTU
lees
tortu, çökelti
leet
lordların yerel anlaşmazlıklar sebebiyle yargılanmış oldukları altı aylık veya bir senelik özel mahkeme
Leetonia
letonya
leeward
rüzgar altı yanına doğru
LEEWARD
Rüzgar altında kalan alan.
leeward
rüzgar tarafına doğru
LEEWARD
RÜZGÂRALTI
LEEWARD
RÜZGÂRALTI YÖNÜ
LEEWARD
RÜZGÂRALTINA DOĞRU
leeward
s., z., i., den. ruzgar alti tarafina ait veya buna dogru; i. ruzgar alti tarafi veya yonu.
leeward side
rüzgaraltı tarafı
leeway
fazladan yer, zaman, para, vb
LEEWAY
GECİKME
leeway
geminin rüzgaraltı yanına düşmesi
leeway
i. rahatca kimildanacak yer, bol yer; den. geminin yolundan ruzgar altina dusmesi. have leeway faaliyet sahasi olmak.
leeway
rahat kımıldanacak yer
LEEWAY
ROTADAN ÇIKMA
LEEWAY
RÜZGÂRALTINA DÜŞME
LEEWAY
SÜRÜNCEMEDE KALAN İŞLER
leeway
yedek zaman
LEEWAY
ZAMAN KAYBI
Lee-White test
Lee-White deneyi (tıp)