Translate
"NERVE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
nerve
1.sinir, 2.arsızlık, yüzsüzlük, küstahlık, cüret, 3.sinirlere hakim olma, 4.cesaret vermek
NERVE
ASAP
NERVE
CESARET
NERVE
CESARET VERMEK
NERVE
CÜRET
NERVE
ÇABA
nerve
f. kuvvet ve cesaret vermek. nerve oneself metanetini takinmak, cesur olmak.
NERVE
GAYRET
nerve
kuvvet
nerve
küstahlık
nerve
metanet
nerve
sinir
Nerve
Sinir (tıp)
nerve
sinir cesaret
NERVE
SOĞUKKANLILIK
nerve
v.cesaretlendir:n.sinir
NERVE
YÜZSÜZLÜK
nerve block
sinir bloğu
nerve block anesthesia
sinir bloğu anestezisi
nerve cell
sinir hücresi
Nerve cell (Neurone)
Sinir gözesi; Neron (tıp)
nerve center
sinir merkezi
Nerve centre
1) Sinir merkezi (tıp)2) Komuta merkezi (ask.)
nerve centre
sinir merkezi
nerve chord
sinir kordonu
nerve ending
sinir ucu
nerve endings
sinir uçları
nerve fiber
sinir lifi
nerve fibre
sinir fibrilleri
nerve fibre
sinir lifi
Nerve fibre (Axon, dendrite)
Sinir lifi(tıp)
nerve gas
sinir gazı
Nerve impulse
Sinirsel tepi (tıp)
nerve racking
sinirlendirici
nerve sensation
sinir duyarlılığı
nerve tire
sinir yorulması, sinir hastalığı
Nerve tissue
Sinir doku (tıp)
nerve tissue
sinirdoku
Nerve track
Sinir yolu (tıp)
nerve track
sinirlerin geçtiği yer
nerve trunk (central)
merkezi sinir oluğu
nerve wracking
sinirlendirici
nerved
sinirli
nerveless
1. zayıf, güçsüz, cansız, dermansız, 2. etkisiz
nerveless
cansız
nerveless
dermansız
NERVELESS
ETKİSİZ
nerveless
güçsüz
nerveless
s. zayif, cansiz, gucsuz, dermansiz; zayif, tesirsiz (soz); sinirsiz, serinkanli.
NERVELESS
SAKİN
nerveless
serinkanlı
nerveless
sinirsiz
nerveless
zayıf
nervelessness
zayıflık
NERVE-RACKING
SİNİR BOZUCU
nerveracking , nervewracking
s. sinirlendirici.
NERVE-WRACKING
SİNİR BOZUCU
NERVE-WRACKING
SİNİRLENDİREN