Translate
"PEE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
pee
1.işemek, 2.işeme, 3.çiş
PEE
ÇİŞ
PEE
ÇİŞ YAPMAK
pee
i., f., k.dili cis, idrar; f. isemek.
pee
idrar
PEE
İŞEMEK
PEE
SİDİK
pee
v.çiş yap:n.çiş
peeing
çiş yaparak
peeing
n.işeme:v.çiş yap:prep.çiş yaparak
peek
1.dikizlemek, röntgenlemek, 2.dikizleme, röntgen
peek
dikiz röntgen
peek
dikizlemek
peek
f., i. gozetlemek, gizlice bakmak; i. gozetleme, goz atma.
PEEK
GÖZETLEME
peek
v.gözetle:n.gözetleme
peekaboo
çocuklara ce yapılan oyun
peekaboo
i. cocuklara ce yapilan oyun.
peel
1.kabuğunu soymak, 2.(kabuğu/derisi) soyulmak, pul pul dökülmek, 3.(meyve, sebze, vb.) kabuk
peel
f., i. kabugunu soymak; derisini yuzmek; kabugu veya derisi soyulmak (gunes yanigindan); k.dili soyunmak; i. meyva veya sebze kabugu. keep one’s eyes peeled tetikte olmak. peel off askeri ucuslarda gruptan ayrilip inise gecmek. peeling i. soyulmus kabuk.
PEEL
FIRINCI KÜREĞİ
peel
i. firinci kuregi; den. kurek palasu.
peel
i. ingiltere ile iskocya arasindaki sinirda bulunan kare seklinde eski kule.
Peel
Kabuğunu soymak
PEEL
KABUK
Peel
Kabuk soymak
peel
soyma
PEEL
SOYMAK
PEEL
SOYUNMAK
peel
v.soy:n.meyva kabuğu
Peel of citrus fruit or melons, fresh, frozen, dried or provisionally preserved in brine, in sulphur water or in other preservative solutions
Turunçgillerin veya kavunların kabukları, taze, dondurulmuş, kurutulmuş veya geçici olarak tuzlu suda, kükürtlü suda veya diğer koruyucu çözeltilerde korunmuş
peel off
birlikte uçtuğu diğer uçaklardan ayrılıp inmek veya dalış yapmak
peel off
inişe geçmek
peel off
kabuğunu soy
PEEL OFF
KABUĞUNU SOYMAK
Peel strength
Kabuk dayancı
Peel test
Soyma deneyi
peel, undress, rob
soymak
peeled
anadan doğma çıplak
Peeled steel rod
Kabuk soyulmuş çelik çubuk
peeler
1. soyucu, soyma bıçağı, soyma makinesi, 2. aynasız
peeler
i., ing., (argo) polis.
PEELER
KABUK SOYUCU
PEELER
POLİS (BRİT.)
PEELER
STRİPTİZCİ
Peelers, electric
Kabuk soyucular, elektrikli
Peelers, hand-operated (household)
Soyucular, elle çalıştırılan (evde kullanılan)
PEELING
DERİ SOYMA İŞLEMİ (KOZMETİK)
PEELING
DERİ SOYUCU KREM
PEELING
SOYULMA
PEELING
SOYULMUŞ KABUK
peeling
n.soyma:v.soy:prep.soyarak
Peeling (Orange peel)
1) Portakal kabuğu (yüzey hatası) 2) Kabuk soyma;3) Kenar kopması (cam)
Peeling machines for fruit and vegetables (industrial)
Meyve ve sebzeler için soyma makineleri (endüstriyel)
peelings
(patates, vb.) kabuk
Peen
Çekicin sivri ucu
PEEN
ÇEKİCİN SİVRİ UCU İLE VURMAK
peen
çekiçle dövmek, çekiçle ezmek
peen
i. cekic basinin aksi ucu.
Peen pin
Sıkıştırma çekici
Peen plating
Uç kaplaması
Peening
1)Kumlama (yüzey sertleştirme)2) Çekiçleme, çekiçle düzeltme
Peening
Bilya püskürtme ile toklastirma veya yüzey isleme
peep
1.gizlice bakmak, dikizlemek, röntgenlemek, 2.dikiz, 3.ötme sesi, cik
peep
bakış dikiz
PEEP
CİK
peep
cik cik diye ses çıkarmak
PEEP
CİVCİV SESİ
PEEP
ÇIKMAK
PEEP
DELİKTEN BAKMA
PEEP
DİKİZ
PEEP
DİKİZLEMEK
peep
f., i. civciv veya fare gibi cik cik diye ses cikarmak; ince ve cirtlak sesle konusmak; i. civciv sesi.
PEEP
GÖRÜNÜVERMEK
PEEP
GÖZETLEMEK
PEEP
KAÇAMAK BAKIŞ
PEEP
KAÇAMAK BAKMAK
PEEP
KORNA SESİ
PEEP
RÖNTGENCİLİK YAPMAK
peep
v.gözetle:n.gözetleme
Peep hole
Gözetleme deliği (fırın)
PEEP OUT
ÇIKMAK
PEEP OUT
GÖRÜNÜVERMEK
Peep toe
Burnu açık; burnu açık ayakkabı
peeper
gözetleyici
peeper
i. civciv gibi oten hayvan; bir cesit kurbaga.
peeper
i. gizlice gozetleyen kimse; (argo) goz.
PEEPER
RÖNTGENCİ
peephole
gözetleme deliği
PEEP-HOLE
GÖZETLEME DELİĞİ
Peepholes for doors
Kapılar için gözetleme delikleri
PEEPING
GÖZETLEME
PEEPING TOM
RÖNTGENCİ
peeping Tom
röntgenci
PEEPSHOW
DİKİZ ŞOVU
peepsight compass
arpacıklı alidat
peer
1.eş, emsal, 2.lord, asilzade, 3.dikkatle bakmak
PEER
AKRAN
peer
belli belirsiz görünmek
peer
çıkmak
PEER
DİKKATLE BAKMAK
peer
emsal
peer
eş
peer
eşdüzey
peer
eşdüzey, görevdeş
peer
f., into ile gozetlemek, tecessusle bakmak; bir delikten bakmak veya cikmak; out ile araliktan bakmak, cikmak.
peer
i. akran, kufuv, emsal; kanun onunde ayni haklara sahip olan kimse; ingiliz asilzadesi.
peer
küfüv
peer
meslektaş
PEER
YAŞIT
peer also
ayrıca eş
peer entities
eşdüzey öğeler, görevdeş öğeler
peer group
akran grubu
peer group
akran kümesi
Peer review
Emsal tarama
Peer Review
Meslektaş İncelemesi
peer teaching
arkadaş kümesi içinde öğretim
peer to peer
denkler arası, uçtan uca
peer to peer
eşdüzeyde, eşler arası
peer to peer
eşler arası
peer to peer communication
eşdüzeyler arası iletişim
peerage
1.asilzadeler sınıfı, 2.asilzadelik
PEERAGE
ASALET
PEERAGE
ASİLLER
peerage
asilzadelik
peerage
i., ing., asilzadelik; asilzadeler sinifi; asilzadelerin nesep kitabi.
PEERESS
LEYDİ
peeress
soylu kadın
peering
denklik
PEERLESS
EMSALSİZ
peerless
eşsiz, rakipsiz
peerless
s. emsalsiz, essiz. peerlessly z. emsalsizce. peerlessness i. emsalsiz olus.
Peer-to-Peer (P2P)
uçtan uca
peer-to-peer communication
uçbirimden uçbirime iletişim, denkler arası iletişim, uçtan uca iletişim
peer-to-peer data management
uçtan uca veri yönetimi
peer-to-peer database
uçtan uca veritabanı
peer-to-peer network
denkler arası ağ, uçtan uca ağ
peeve
f., i., k.dili sinirlendirmek, hircinlastirmak; sinirlenmek, huysuzlasmak; i. yakinma. peeved at -e kuskun.
peeve
huysuzlaşmak
PEEVE
KIZDIRMAK
peeve
kızdırmak, gıcık etmek
PEEVE
SİNİR ETMEK
peeve
sinirlen
peeve
sinirlenmek
PEEVED
HIRÇIN
peeved
hırçın, huysuz
PEEVED
HUYSUZ
PEEVED
SİNİRLİ
peeved
v.sinirlen:adj.sinirli
PEEVISH
AKSİ