Translate
"PERMANENT"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
permanent
1.perma, 2.sürekli
PERMANENT
BAKİ
permanent
daima
permanent
daimi
permanent
daimi, sürekli
PERMANENT
DEĞİŞMEZ
permanent
devam
PERMANENT
DEVAMLI
permanent
kalıcı
Permanent
Kalıcı; Sürekli
permanent
s. surekli, daimi, ayni halde veya vasifta kalan. permanent press utu istemez. permanent wave permanant, bozulmayan. ondule permanence, -cy i. sureklilik, devam, sebat, istikrar. permanently z. surekli olarak, daima, her zaman icin.
PERMANENT
SABİT
permanent
sebat
PERMANENT
SÜREKLİ
Permanent
sürekli, daimi, aynı halde veya vasıfta kalan.
permanent air traffic service route
kalıcı hava trafik hizmet yolu
PERMANENT AURORA
Gece gökde görülen hafif aydınlık.Güneşin üst atmosferde mor ötesi ışınları nedeni ile oluşur.
permanent bench mark
kalıcı nivelman noktası
permanent care
sürekli bakım
permanent chairman
daimi başkan
permanent circuit service
kalıcı devre hizmeti
Permanent colour
Kalıcı renk
Permanent Committee for Employment
İstihdam Devamlı Komitesi
permanent connection
kalıcı bağlantı
permanent connection
sürekli bağlantı
Permanent contactor
Sürekli kontaktör
Permanent contracted personnel
Kadro karşılığı sözleşmeli personel
Permanent damage
Sürekli hasar
Permanent deformation
Kalıcı bozunum; Kalıcı deformasyon
permanent deformation
kalıcı deformasyon, kalıcı bozunum
Permanent dipole
Kalıcı ikiucaylı; Kalıcıdipol
Permanent dipole bond
Kalıcı ikiucaylıbağı
permanent discharge
sürekli deşarj
Permanent elongation
Kalıcı uzama
permanent error
kalıcı hata
PERMANENT FENDER
Sabit yumru.(Şehir hatları gemilerinin bordalarında olduğu gibi.)
permanent file
sabit kütük
permanent form
kalıcı kalıp
permanent gas
ideal gaz, sürekli gaz
Permanent gas
Sıvılaştırılamayan gaz
permanent hardness
kalıcı sertlik
permanent incapacity
sürekli işgöremezlik
permanent incapacity income
sürekli iş göremezlik geliri
permanent income
sürekli gelir
permanent job
sürekli iş
Permanent linear change
Kalıcı boyutsaldeğişim
permanent magnet
doğal mıknatıs
Permanent magnet
Kalıcı mıknatıs;sürekli mıknatıs
Permanent magnet
Sürekli mıknatıs
Permanent magnet alloys
Kalıcı mıknatıs alaşımları
Permanent magnet lens
Kalıcı mıknatıs merceği (e.m.)
permanent magnet moving coil instrument
doğal mıknatıslı devinen sargılı alet
Permanent magnetism
Kalıcı mıknatıslık
Permanent magnets
Kalıcı mıknatıslar
Permanent magnets and articles intended to become permanent magnets (excluding of metal)
Daimi mıknatıslar ve daimi mıknatıs olabilen eşyalar (metalden olanlar hariç)
Permanent magnets and articles intended to become permanent magnets, of metal
Daimi mıknatıslar ve daimi mıknatıs olabilen ürünler, metallerden
permanent memory
kalıcı bellek
Permanent message signs
Sabit reklam panoları
Permanent mould
Kokil kalıp; metal kalıp, sereğen kalıp
Permanent observation plots
Kalıcı gözlem noktaları
Permanent offset
Kalıcı reglaj sapması
Permanent representative
Daimi temsilcilik
Permanent Representatives Committee (COREPER)
Daimi Temsilciler Komitesi
Permanent rights
Devamlı haklar
permanent situation
sürekli iş
permanent solution
kalıcı çözüm
Permanent staff
Norm kadro, daimi kadro
Permanent strain
Kalıcı gerinim
Permanent stress
Kalıcı gerilim
Permanent Traffic Counter
Sürekli Trafik Sayacı
permanent virtual circuit (PVC)
kalıcı sanal devre
permanent virtual connection
kalıcı sanal bağlantı
permanent vulnerability
kalıcı savunmasızlık
permanent wave
perma
Permanent white
Kalıcı beyaz
PERMANENTLY
DAİMİ OLARAK
PERMANENTLY
KALICI OLARAK
Permanently
kalici bir sekilde
permanently
sürekli olarak
PERMANENTLY
TEMELLİ OLARAK
Permanently greased
Ömür boyu yağlanmış
Permanently, continuously, continually, perpetually, constantly
Sürekli