Translate
"PRESERVE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
preserve
1.korumak, 2.saklamak, korumak, muhafaza etmek, 3.(meyve, vb.) bozulmasını, çürümesini önlemek, korumak, 4.sürdürmek, devam ettirmek, muhafaza etmek, 5.konservesini yapmak, 6.reçel, 7.özel avlanma yeri
preserve
esirgemek
preserve
f. korumak, esirgemek, vikaye etmek; saklamak; recelini yapmak; konsevesini yapmak; curumesini veya bozulmasini onlemek, saglam tutmak, dayandirmak. preservable s. korunabilir, saklanabilir; konservesi yapilabilir. well preserved dinc, genc kalmis.
preserve
i., gen. cog. recel, sekerleme; av hayvanlari icin ayrilmis koru.
PRESERVE
KORUMAK
PRESERVE
MUHAFAZA ETMEK
PRESERVE
REÇEL
Preserve
reçel, şekerleme
preserve
saklamak
preserve
şekerleme
preserve
v.koru:n.özel alan
Preserve jar
Konserve kavanozu
Preserve jars
Muhafaza kavanozları
preserved
v.koru:adj.korunmuş
Preserved and/or canned vegetables
Konserve ve/veya diğer usullerle korunmuş sebzeler
Preserved fish
Konserve edilmiş balık
Preserved fruits
Diğer konserve meyveler
Preserved sauerkraut (excluding prepared vegetable dishes and sauerkraut dried, frozen or preserved by vinegar or acetic acid)
Lahana turşusu, korunmuş (hazır sebze yemekleri, kurutulmuş, dondurulmuş veya sirke ya da asetik asitle korunmuş lahana turşusu hariç)
Preserved tomatoes
Korunmuş domatesler
Preserved tomatoes, whole or in pieces (excluding prepared vegetable dishes and tomatoes preserved by vinegar or acetic acid)
Domates, korunmuş (tüm veya parça halinde) (hazır sebze yemekleri ve sirke veya asetik asitle korunmuş domatesler hariç)
PRESERVER
KONSERVE YAPAN KİMSE
preserver
koruyucu
PRESERVER
KORUYUCU MADDE
PRESERVES
KONSERVE
PRESERVES
Konserveler
PRESERVES
REÇEL