Translate
"PUSH"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
push
1.itmek, 2.basmak, bastırmak, 3.sıkıştırmak, zorlamak, baskı yapmak, 4.reklamını yapmak, 5.uyuşturucu satmak, 6.... yaşına merdiven dayamak, 7.itme, itiş, kakma, dürtme, 8.ilerleme, hücum, 9.çaba, gayret, güç, enerji, 10.girginlik, girişkenlik, 11.destek,
PUSH
ARKA ÇIKAN KİMSE
PUSH
ATAK
PUSH
BASKI YAPMAK
push
basmak (düğme vb’ne)
PUSH
ÇABA
PUSH
ÇABA HARCAMAK
PUSH
ÇETE
PUSH
DEVAM ETMEK
push
düğme
push
dürtmek
push
dürtüş
PUSH
GAYRET
PUSH
GRUP
PUSH
HAMLE
push
hücum
push
i. itis, kakis, durtus, surme; hucum; bas sikilmasi, ihtiyac, sikinti; basacak yer, dugme; argo ahbaplar takimi, kumpanya. push button elektrik dugmesi. pusher i. iten kimse veya sey; enerjik kimse; uyusturucu madde satan kimse.
push
ihtiyaç
push
it
PUSH
İTELEMEK
PUSH
İTİŞ
PUSH
İTME
push
itmek
push
itmek dürtmek
Push
itmek, dürtmek
push
kakış
PUSH
KAKMAK
PUSH
KİTLE
PUSH
MERDİVEN DAYAMAK
PUSH
REKLÂMLA SATMAK
push
saldırmak
push
sıkıntı
PUSH
SIKIŞIK DURUM
PUSH
SIKIŞTIRMA
PUSH
SIKIŞTIRMAK
push
sürme
push
sürmek
PUSH
TOPLULUK
PUSH
TORPİL
PUSH
UĞRAŞMAK
PUSH
UYUŞTURUCU SATMAK
PUSH
YÜRÜTMEK
PUSH
ZOR DURUM
PUSH
ZORLA KABUL ETTİRMEK
PUSH
ZORLAMA
PUSH
ZORLAMAK
push about
öteye beriye bakmak
push about
zorluk çıkar
push ahead on something
bir şeye devam etmek
push ahead with
(ile) ilerlemeye devam etmek
push along
1. gitmek, kaçmak, yaylanmak, 2. devam etmek
Push angle
Dikiş açısı (kaynak)
push around
boyun eğmeye zorlamak, şamar oğlanına çevirmek
PUSH AROUND
İTİP KAKMAK
push back
geriye itmek
push bolt
sürgü
Push broom
Geniş süpürge; Uzun saplısüpürge
push button
elektrik düğmesi
Push button
Zil düğmesi
Push buttons
Basma düğmeleri
Push Communication
İtme İletişimi
PUSH DOWN
BASTIRMAK
push down list
aşağı itmeli liste
push down queue
son giren ilk çıkar kuyruk
push down stack
aşağı itmeli yığın
Push fit
Sıkı geçirme
push for
can atmak, arzulamak
push forward
bir gayret ilerlemeye devam etmek
push forward
her şeye rağmen devam etmek
push forward
ileri sürmek
PUSH FORWARD
İLERLETMEK
push forward
inatla devam etmek/ilerlemek
push forward
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
push forward
tüm problemlere, zorluklara rağmen ileri gitmek
push forward
yılmadan devam etmek/ilerlemek
push forward
zor da olsa ilerlemek/devam etmek
push forward
zor da olsa ilerlemeye devam etmek
push forward
zorluklara, engellere rağmen devam etmek
PUSH INTO
SOKUŞTURMAK
push in
kabaca sözünü kesmek
PUSH OFF
Avara etmek.
PUSH OFF
ÇEKİP GİTMEK
PUSH OFF
DEFOLMAK
PUSH OFF
ELDEN ÇIKARMAK
PUSH OFF
SATMAK
push off
siktir olup gitmek, defolmak
push on
1. acele etmek, 2. ilerlemek, 3. cesaret vermek
push on
devam etmek
PUSH ON
İLERLEMEK
push one’s luck
şansını zorlamak, riske girmek
push out
kovmak, başından atmak, defetmek
push past someone or something
diğer/öteki insanları iterek/itekleyerek yürümek/ilerlemek
push pop stack
it çek yığın
push pull amplifier
it çek yükselteci
Push rod
İtici çubuk; Külbütör çubuğu(cam)
push rod
itici mil, itme çubuğu, supap iticisi
Push rod assembly
Supap iticisi (dizel motorlarda)
PUSH SMB. FOR
ZORLAMAK
push technology
internette haber güncelleme teknolojisi
push technology
itme (aktarma) teknolojisi
push to talk
bas-konuş
push to talk (PTT)
bas konuş
push to the wall
köşeye sıkıştırmak
push up
fiyatları yukarı çekmek
push up
şınav
push up
topu çok hızlı şekilde hücum sahasına getirmek
push up list
yukarı itmeli çizelge
push up the daisies
Niyazi olmak, ölüp gömülmek
Push welding
Bastırma kaynağı
pushback
karşı çıkma
PUSHBALL
BİR TÜR TOP OYUNU
pushball
i. iri bir topu iterek oynanan bir oyun.
PUSH-BICYCLE
BİSİKLET
PUSH-BIKE
BİSİKLET
pushbike
bisiklet
pushbutton
basma düğmesi
pushbutton
düğme
pushbutton
işlem düğmesi
Push-button
Buton, basmalı düğme
Push-button
elektrik düğmesi, basmalı buton
push-button
elektrik düğmesi, basmalı düğme
PUSH-BUTTON
TUŞ
pushbutton dialing
tuşlu arama
pushbutton dialing
tuşlu çevirme
push-button switch
basmalı anahtar
Push-button switch
Butonlu şalter
push-button telephone
tuşlu telefon
PUSHCART
ÇEKÇEK
pushcart
el arabası
pushcart
i. el ile itilerek surulen araba.
Pushcart
Sebzeci arabası
pushchair
çocuk arabası
pushchair
sakat arabası
Pushchairs
İtmeli sandalyeler
Pushchairs
Pusetler
pushdown
aşağı itmeli
pushdown list
ters liste
pushdown stack
son giren ilk çıkar yığıtı
pushdown storage
ters yığıt bellek
pushed
1.sıkışık, parasız, kesik, 2.meşgul, işi başından aşkın
Pushed punt
Şişe tabanı (cam)
Pushed-up bottom
Dip çukurluğu (cam)
pusher
1.fırsatçı, 2.uyuşturucu satıcısı
PUSHER
FIRSATÇI
pusher
itici
Pusher
İtici (aygıt)
PUSHER
İTİCİ LOKOMOTİF
PUSHER
SÜRGÜ
Pusher-type continuous furnace
İticili sürekli fırın
Pusher-type furnace
İticili fırın