Translate
"Quick"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
quick
1.çabuk, hızlı, süratli, 2.tez, çabuk, 3.çabuk kavrayan, anlayışlı, zeki, 4.çabuk parlayan, ateşli, 5.tırnak altındaki duyarlı et, 6.çabucak, süratle, hemen
quick
anlayışlı
quick
canlı
quick
çabucak
quick
çabuk
quick
çabuk tez çevik
quick
diri
quick
en önemli şey
quick
faal
quick
gebe
quick
hamile
quick
hızlı
quick
his
quick
işlek
quick
keskin
quick
tez
Quick
Tez, ivedi, çabuk
quick
titiz
quick acting
çabuk etki eden
quick ash
uçan kül
quick break
kısa ara
Quick change cartridge
Çabuk değiştirme kartuşu
Quick charge
Hızlı şarj
Quick credit
Hızlı kontör
quick doff hood
pratik başlık
quick enough
yeterince çabuk
Quick frozen foodstuff
Hızlı dondurulmuş gıdalar
Quick immersion pyrometer
Hızlı daldırma yüksek sıcaklık ölçeri; Hızlı daldırma pirometresi
quick lime
sönmemiş kireç
quick motion
hızlı hareket, hızlandırılmış hareket
quick ratio
dönen varlıkların kısa süreli borçlara oranı
quick repeats
hızlı tekrarlama
quick return
seri dönüşlü
quick return mechanism
vargel mekanizması
quick scan
hızlı tarama
quick set
çabuk katılaşan
quick set
çabuk sertleşen
quick set
hızlı priz alan
quick set
hızlı prizlenen
Quick setting glass (short glass)
Hızlısertleşen cam
quick spring hive inspection
hızlı bahar kovan muayene
Quick start
Hızl ı yol verme
Quick start programme
Ismarlama eğitim programı
quick tempered
çabuk öfkelenen
Quick tool-and-die exchange
Çabuk takım ve kalıp değişimi
quick witted
zeki
quick wittedness
zekilik
quick, thesis
tez
Quick-acting
Seri, hızlı
Quick-action relay
Seri röle, gecikmesiz röle
quick-break
çabuk kesme
Quick-break switch
Hızlı şalter, hızlı açan anahtar
Quick-change tooling
Çabuk değişen takımlar
Quick-closing valve
Hızlı kapama vanası, ani kapama ventili
quick-disconnect
çabuk ayırma
quicken
1.çabuklaşmak, hızlanmak, 2.çabuklaştırmak, hızlandırmak
quicken
canlandırmak
quicken
canlanmak
quicken
çabuklaştırmak
quicken
dirilmek
quicken
diriltmek
quicken
f. canlandirmak, diriltmek; tembih etmek, uyandirmak; hizlandirmak, cabuklastirmak; neselendirmek, heveslendirmek, sevke getirmek; canlanmak, dirilmek, zindelesmek; rahimde hayat belirtisi gostermek; hizlanmak.
quicken
hızlandır
quicken
hızlandırmak
quicken
hızlanmak
quicken
neşelendirmek
quicken
uyandırmak
quicken
zindeleşmek
quickening
n.hızlandırma:v.hızlandır:prep.hızlandırarak
quicker
adv.daha hızlı:adj.hızlı
quicker
daha hızlı
quickest
en hızlı
Quick-fire
Seri ateşli (top)
quickfiring
s. seri atesli (top).
quick-firing
seri ateşli (top)
Quick-fit couplings
Jack rakor
quickfreeze
f. siddetli sogukta cabuk dondurmak.
quick-freeze
çabuk dondurmak
Quick-freeze deep-etch
Çabuk dondurmalı derin dağlama
Quick-freezing
Çabuk donan
Quick-freezing
Çabuk dondurma(biyolojik numune)
quickie
1. çarçabuk yapılan şey, 2. hafifmeşrep kadın
quickie
çabucak yapılan şey
quickie
kısa metrajlı film
quickie
kısa süren seks
Quicking
Bakıra civa kaplama
quicklime
i. sonmemis kirec.
quicklime
sönmemiş kireç
Quicklime
Sönmemiş kireç, kalsiyum oksit
Quicklime, slaked lime and hydraulic lime
Sönmemiş kireç, sönmüş kireç ve su kireci (su altında sertleşen kireç)
quick-look plot
hızlı bakış çıktısı
quickly
acele
quickly
çabucak, süratle, hızla
quickly
şıp diye
quickly
yel gibi
quickness
çabukluk
quickness
hız, çeviklik, sürat
Quick-opening valve
Yaylı emniyet ventili, hızlı açma vanası
Quick-response
Ani tepki, gecikmesiz tepki
Quick-response release
Gecikmesiz ayırıcı, gecikmesiz şalter
Quicksand
Akarkum, yutan bataklık
quicksand
bataklık
quicksand
bir nesne veya kişinin içinde batabileceği ıslak ve gevşek kum
quicksand
i. bataklik kumu.
quickset
i. koklu bitkilerden veya calilardan olusmus cit.
Quick-setting cement
Hızlı kuruyan çimento
quicksighted
s. keskin nazarli, keskin gozlu.
quick-sighted
keskin gözlü, çabuk anlayan
quicksilver
cıva
quicksilver
civa
quicksilver
i. civa; sir.
Quicksilver (Mercury)
Civa
quicksort
hızlı ayıklama
Quick-starting device
Hızlı yol verme düzeneği
Quick-starting turbine
Hızlı yol verilebilen türbin
Quick-steaming unit
Hızl ı buhar ünitesi
quickstep
bir tür dans (müziği)
quickstep
i. hizli askeri yuruyus; hareketli dans.
quick-tempered
çabuk öfkelenen
quickternpered
s. cabuk kizar.
Quick-tripping relay
Gecikmesiz röle
quick-wit
pratik zeka
quickwitted
s. zeki, cabuk anlar, cabuk cevap verir.
quickwitted
zeki
quick-witted
1. kavrayışlı, zeki, akıllı, 2. çabuk anlayan
quick-witted
cin gibi