Translate
"RUM"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
rum
1.rom, 2.alkollü içki
RUM
ACAYİP
rum
antika
RUM
GARİP
rum
i. rom; icki.
rum
i. Rum.
RUM
İÇKİ
RUM
KOMİK
rum
rom
RUM
Rom.Şeker kamışının suyundan elde edilen sert içki.
rum
Rum
rum
s., Ing., (argo) tuhaf, acayip, antika.
RUM
ŞAŞIRTICI
RUM
TUHAF
rum cocktail
rom kokteyli
rumal
genelde fular olarak kullanılan, hintli erkeklerin ise sarık olarak taktıkları pamuklu veya ipek eşarp
rumania
i. Romanya. Rumanian i., s. Romanyali, Romen; Romence; s. Romen.
rumania
romanya
rumania
Romen
rumanian
romanyalı
rumanian
rumen
rumba
i. rumba.
RUMBA
RUMBA
rumble
1.gürleme, gümbürdemek, gürültü, 2.gürültü, 3.Aİ, sokak kavgası, 4.gürlemek, gümbürdemek, 5.guruldamak, 6.İİ, iç yüzünü anlamak, ne mal olduğunu anlamak, -e kanmamak
RUMBLE
ANLAMAK
RUMBLE
ARKA KOLTUK
RUMBLE
BAGAJ YERİ
RUMBLE
ÇAKMAK
rumble
gurlamak
RUMBLE
GURULDAMA
RUMBLE
GURULDAMAK
RUMBLE
GURULTU
RUMBLE
GÜMBÜRDEMEK
RUMBLE
GÜMBÜRTÜ
RUMBLE
GÜRLEME
RUMBLE
GÜRLEMEK
RUMBLE
GÜRÜLTÜ
RUMBLE
HAYKIRIŞ
RUMBLE
HAYKIRMAK
rumble
homurtu
RUMBLE
PERDAH DOLABI
RUMBLE
SEZMEK
rumble
v.gürle:n.gürleme
RUMBLE OUT
HAYKIRMAK
rumblegumption (scotland)
iyi muhakeme
RUMBLING
GURULDAMA
Rumbling
1) Gümbürde(t)me (elektrikli kaplama) 2) Fıçıda parlatma
rumbling
n.gürleyen:v.gürle:prep.gürleyerek
RUMBUSTIOUS
GÜRÜLTÜLÜ
RUMBUSTIOUS
TAŞKIN
rumbustious
şamatalı, curcunalı
rumelgumption (scotland)
iyi muhakeme
rumen
i. (cog. rumina) zool. iskembe; gevisgetirenlerin cignedigi sey.
rumen
işkembe
RUMINANT
DALGIN
RUMINANT
DALIP GİTMİŞ
RUMINANT
DÜŞÜNCELİ
RUMINANT
GEVİŞ GETİREN
RUMINANT
GEVİŞ GETİREN HAYVAN
RUMINATE
DALIP GİTMEK
RUMINATE
DÜŞÜNMEK
RUMINATE
DÜŞÜNÜP TAŞINMAK
RUMINATE
GEVİŞ GETİRMEK
RUMINATE
KURMAK
RUMINATE
TASARLAMAK
RUMINATE
UZUN UZUN DÜŞÜNMEK
RUMINATION
GEVİŞ
RUMINATION
GEVİŞ GETİRME
RUMINATION
UZUN UZADIYA DÜŞÜNME
RUMINATIVE
DALGIN
RUMINATIVE
DÜŞÜNCELİ
ruminant
1.geviş getiren hayvan, 2.geviş getiren
ruminant
düşünceli
ruminant
geviş getiren
ruminant
s., i. gevis getiren; gevisgetirenlere ozgu; dusunceli; i. gevis getiren hayvan.
ruminate
1.geviş getirmek, 2.(about/over ile) derin derin düşünmek
ruminate
f. gevis getirmek; dusunceye dalmak. rumina’tion i. gevis getirme; derin dusunme. ruminative s. derin dusunceye dalmis.
ruminate
geviş getir
ruminate
uzun uzun düşünmek
ruminate about
derin derin düşünmek
ruminate over
derin derin düşünmek
rumination
1. geviş getirme, 2. derin derin düşünme, 3. dalgınlık
rumination
aynı konu üzerinde düşünüp durma
rumination
ruminasyon
rumination
uzun uzadıya düşünme
ruminative
dalgın
rummage
1.altüst edip aramak, 2.altını üstüne getirme
rummage
altüst edip ara
RUMMAGE
ARAMAK
rummage
araştırma
RUMMAGE
ARAŞTIRMAK
RUMMAGE
Bir gemiyi baştan başa dikkatle aramak (kaçakçılık için)
RUMMAGE
DİDİK DİDİK ARAMAK
rummage
f., i. altust edip aramak; dikkatle arastirmak; i. arastirma, altust ederek arama. rummage out arastirarak bulmak. rummage sale yoksullarin yararina ufak tefek esya satisi; elde kalan mallarin satisi.
RUMMAGE
MEZAT MALI
rummage
ne olduğu belirsiz yığın veya grup
Rummage
Pılı pırtı; Kırık dökük eşya
RUMMAGE ABOUT
ARAŞTIRMA YAPMAK
rummage goods
ıskarta eşya
RUMMAGE GOODS
MEZAT MALI
rummage sale
tapon mal satışı
rummer
büyük içki bardağı
rummer
i. buyucek icki bardagi.
RUMMY
ACAYİP
rummy
ellibire benzer bir tür iskambil oyunu
RUMMY
GARİP
rummy
i. bir cesit iskambil oyunu.
RUMMY
REMİ (İSKAMBİL OYUNU)
RUMMY
TUHAF
rumor
bkz. rumour
RUMOR
DEDİKODU
rumor
havadis
rumor
i., f. sayia, havadis, soylenti; dedikodu; f. yaymak, dile vermek, dedikodu cikarmak.
rumor
rivayet
rumor
söylenti
rumor
şayia
RUMOR
YAYMAK
rumor has it
söylentiye göre
rumored
v.söylenti çıkar:adj.söylenti çıkarılmış
Rumors
şayia, havadis, söylenti
rumour
1.söylenti, dedikodu, şayia, 2.söylenti çıkarmak, dedikodu çıkarmak, yaymak
RUMOUR
DEDİKODU
RUMOUR
RİVAYET
rumour
söylenti
RUMOUR
YAYMAK
rumour has it
söylentiye göre
rumour has it that
rivayete göre
Rumour has it that
Söylentiye göre
rump
1.sağrı, 2.but, sığır butu, 3.popo, kıç, 4.kalıntı, artık
rump
but
RUMP
BUT (SIĞIR)
rump
i. hayvan kici, but; bakiye, geri kalan parca. rump roast kasap. but. rump session bir toplantinin dagilmasindan sonra cogunlugun olmadigi gayri resmi devami.
RUMP
KALAN
RUMP
KIÇ
RUMP
SAĞRI
Rump (meat)
Sokum
rump session
büyük bir toplantının dağılmasından sonra yapılan toplantı
rumple
1.buruşturmak, kırıştırmak, 2.karmakarışık etmek
rumple
buruştur
RUMPLE
BURUŞTURMAK
rumple
buruşukluk
RUMPLE
DAĞITMAK
rumple
f., i. burusturmak; orselemek; karmakarisik etmek; i. burusmus sey; kirisik, burusukluk.
RUMPLE
KARMAN ÇORMAN ETMEK
rumple
kırışık
RUMPLE
KIRIŞTIRMAK
rumple
örselemek
rumpled
v.buruştur:adj.buruşuk
rumpus
gürültü
RUMPUS
GÜRÜLTÜLÜ TARTIŞMA