Translate
"Reason"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
reason
(f.) usa vurmak, uslamlamak, muhakeme etmek; sonuc cikarmak, anlamak; munakasa etmek, muzakere etmek. reason out sonucunu bulmak. reason with ikna etmek, inandirmak.
Reason
1.NEDEN 2.AKIL
reason
1.neden, sebeb, 2.us, akıl, sağduyu, 3.gerekçe, 4.düşünmek, yargılamak, usa vurmak, uslamlamak, muhakeme etmek, 5.-den sonuç çıkarmak, 6.tartışmak, görüşmek, ikna etmeye çalışmak
REASON
AKIL
reason
akıl idrak sebep mantık
reason
aklıselim
reason
anlamak
reason
anlayış
REASON
BULMAK
REASON
ÇÖZMEK
reason
delil
REASON
DÜŞÜNMEK
reason
düşünmek (mantıklı bir şekilde)
REASON
DÜŞÜNÜP TAŞINMAK
REASON
ETRAFLICA DÜŞÜNMEK
reason
fikir
reason
gerekçe
REASON
GÖRÜŞMEK
reason
hak
REASON
HİKMET
reason
idrak
REASON
İKNA ETMEYE ÇALIŞMAK
reason
illet
reason
inandırmak
REASON
İNSAF
REASON
KANITLAMAYA ÇALIŞMAK
REASON
KONUŞMAK
REASON
MANTIK
REASON
MANTIKLI DAVRANMAK
REASON
MUHAKEME ETMEK
REASON
NEDEN
Reason
Neden, gerekçe
REASON
SAĞDUYU
reason
sebep
Reason
sebep, neden, illet
REASON
SONUCA VARMAK
reason
sonuç çıkarmak
reason
tanıt
reason
us
REASON
USAVURMAK
REASON
USLAMLAMAK
reason
v.akıl yürüt:n.sebep
reason for leaving
ayrılış nedeni (iş vb’den)
reason out
çözümle
REASON OUT
DÜŞÜNÜP TAŞINMAK
REASON OUT
ETRAFLICA DÜŞÜNMEK
reason with
inandırmaya çalışmak, ikna etmek
Reason, cause
Neden
Reason, ground
Sebep
reasonable
(s.) makul, mantikli, akla uygun; uygun. reasonableness (i.) uygunluk. reasonably (z.) makul surette; oldukca.
reasonable
1.akla uygun, makul, haklı, 2.akıllı, düşünen, 3.(fiyat) aşırı olmayan, orta karar, uygun, makul
REASONABLE
AKILCI
REASONABLE
AKILLI
REASONABLE
AKLA UYGUN
REASONABLE
AKLA YATKIN
reasonable
kabul edilebilir
reasonable
makul
Reasonable
makul, mantıklı, akla uygun
REASONABLE
MANTIKLI
reasonable
oldukça
reasonable
orta derecede
reasonable cause
makul neden
REASONABLE DISPATCH CLAUSE
Sigortalının kendi kontrolleri altında makul süratle hareket edeceği belirtilir.
Reasonable Estimate
Gerçeğe Uygun (Makul) Tahmin
Reasonable period
Makul müddet
Reasonable price
Makul fiyat
reasonable worst case
muhtemel en kötü hal
reasonableness
1. akla yatkınlık, makul olma, 2. insaf, 3. uygunluk
reasonableness
kabul edilebilirlik
reasonableness check
olabilirlik sınaması
reasonably
1. akla yatkın olarak, 2. oldukça, epeyce, 3. akıllı uslu
REASONABLY
EPEY
reasoned
(s.) akla dayanan, dusunup kararlastirilmis.
Reasoned
Gerekçeli
reasoned
v.akıl yürüt:adj.iyi düşünülmüş
Reasoned decision
Gerekçeli karar
Reasoned opinion
Gerekçeli görüş
Reasoned submission
Gerekçeli iddianame, gerekçeli maruzat
Reasoned submission
Gerekçeli maruzat
REASONER
MANTIKLI DÜŞÜNEN KİMSE
REASONING
DÜŞÜNCE
REASONING
MANTIKLI DÜŞÜNME
REASONING
MUHAKEME
REASONING
NEDENLER
REASONING
TÜMEVARIM
REASONING
USAVURMA
reasoning
(i.) muhakeme, uslamlama, usa vurma. deductive reasoning tumdengelim uslamlamasl, tumdengelimli usa vurma. inductive reasoning tumevarim uslamlamasi, tumevarimli usa vurma.
reasoning
1.mantıklı düşünme, 2.usa vurma, uslamlama, muhakeme
reasoning
akıl yürütme
reasoning
akıl yürütme, uslamlama
reasoning
muhakeme
reasoning
n.muhakeme:v.akıl yürüt:prep.akıl yürüterek
reasoning
usavurma
reasoning
uslamlama
reasoning error
akıl yürütme hatası
reasoning error
usavurma hatası
reasoning for the management of services
hizmetlerin yönetimi için usavurma
reasoning logics
usavurma mantığı
reasoning mechanism
usavurma düzeneği
reasoning pattern
usavurma örüntüsü
reasoning technique
usavurma tekniği