Translate
"SELL"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
sell
1.satmak, 2.satılmak, alıcı bulmak, 3.sattırmak, 4.ikna etmek, benimsetmek, inandırmak, kabul ettirmek, satmak, 5.kandırmak, aldatmak, yutturmak, 6.dalavere, oyun, dolap, üçkâğıt
sell
aldatma
SELL
ALDATMAK
SELL
BEĞENİLMEK
SELL
DALAVERE
SELL
DOLAP
SELL
ELE VERMEK
SELL
HİLE
SELL
KAZIKLAMAK
sell
sat
SELL
SATILMAK
SELL
SATIŞ
SELL
SATIŞ YÖNTEMİ
SELL
SATMAK
SELL
SATTIRMAK
sell at a loss
zararına satış yapmak
SELL AT A PREMIUM
KÂR GETİRMEK
sell at a sacrifice
zararına satmak
SELL AT AUCTION
AÇIK ARTIRMA İLE SATMAK
sell away
kaynak/gelir olsun diye satmak
SELL BY AUCTION
AÇIK ARTIRMA İLE SATMAK
sell by auction
açık artırma ile satmak
sell cut price
başkalarından daha ucuza satmak
sell like hot cakes
1. çok satılmak, kapış kapış gitmek, 2. kapışılmak
sell like hot cakes
yok satmak
sell off
elden çıkarmak, satıp savmak
sell off
tasfiye et
SELL OFF
TASFİYE ETMEK
SELL ON CREDIT
VERESİYE VERMEK
sell one’s life dearly
öldürülmeden önce düşmana maksimum zararı vermek
sell oneself
1. kendini satmak, 2. kendini göstermek
sell oneself
kendini beğendirmek
sell out
1. hepsini satmak, 2. satmak, ihanet etmek
SELL OUT
ELDEN ÇIKARMAK
sell out
hepsini sat
sell out
satmak (arkadaş vb)
sell out (of merchandise) quickly
yok satmak
sell out at weekends
hafta sonları yok satmak
sell out of sth
bir maldan elde kalmamak
sell retail
perakende sat
sell sb a bill of goods
birine külah giydirmek
sell sb a pup
birini kafese koymak
sell sb short
birini hafife almak
sell seconds
defolu mal satmak
sell short
açıktan satmak, alivre satmak
SELL SMB. A GOLD BRICK
DOLANDIRMAK
SELL SMB. A PACKET
ALDATMAK
SELL SMB. A PUP
ALDATMAK
SELL SMB. A PUP
KANDIRMAK
SELL SMB. DOWN THE RIVER
İHANET ETMEK
SELL SMB. ON
İKNA ETMEK
SELL SMB. ON
İNANDIRMAK
SELL THE PASS
İHANET ETMEK
sell under price
fiyatının altında satmak
sell up
hepsini sat
sell up
satıp savmak
sell wholesale
toptan sat
sella
sella
sella turcica
sella turcica
sellable
satılabilir
sell-by date
miat tarihi
seller
1.satıcı, bayi
seller
bayi
seller
i. bayi, satici; satilabilecek bir sey. best seller en cok satilan (kitap).
seller
satıcı
Seller Proposals
Satıcı Teklifleri
Seller, dealer
Satıcı
seller’s market
satıcı piyasası
sellers’ market
satıcı piyasası
SELLING
SATICILIK
SELLING
SATIŞ
selling
n.satış:v.sat:prep.satarak
selling
satış
selling agent
satış acentesi
selling area
satış yeri
selling commission
satış komisyonu
selling costs
satış maliyetleri
Selling costs
Satış masrafları
Selling off assets
Aktiflerin elden çıkarılması
selling order
satış emri
selling point
tatil veya başka bir düzenlemenin potansiyel müşterilerin hoşuna giden özelliği veya yanı
Selling Price
Satış Fiyatı
selling rate
satış kuru
selling space
satış yeri
selling-plater
at yarışı için satışa çıkarılan at
sellotape
seloteyp
SELLOUT
ELDEN ÇIKARMA
SELLOUT
ELE VERME
sellout
hissesini satma
sellout
i. elden cikarma, elde bulunani satma; k.dili kapali gise; (argo) gizli bir anlasma yoluyle ihanet.
SELLOUT
İHANET
SELLOUT
KAPALI GİŞE
sell-out
1. kapalı gişe, 2. ihanet, kendini satma