Translate
"SETTLE"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
SETTLE
1)Bir kara parçasını veya feneri,uzaklaşırken ufukta kaybetmek. 2)Hesap görmek,ödemek. 3)Havanın kalması.Bir yönde karar kılması.
settle
1.-de koloniler kurmak, 2.yerleşmek, 3.konmak, 4.(rahat edecek şekilde) yerleştirmek, 5.yatıştırmak, 6.yatışmak, 7.halletmek, çözmek, tatlıya bağlamak, 8.karara bağlamak, kararlaştırmak
Settle
1.DURUP DİNLENMEK 2.ALIŞMAK 3.YERLEŞMEK
SETTLE
ADAPTE OLMAK
SETTLE
ANLAŞMAK
SETTLE
AYAK UYDURMAK
SETTLE
BAĞLAMAK (NAFAKA)
SETTLE
BANK
SETTLE
BASTIRMAK
SETTLE
BELİRLEMEK
SETTLE
BERRAKLAŞMAK
SETTLE
ÇÖKELMEK
SETTLE
ÇÖKMEK
settle
çöküp daha sıkışık olmak (kuru bir madde)
Settle
Dibe çökmek/yerleşmek
SETTLE
DİBE OTURMAK
SETTLE
DURULMAK
settle
düzeltmek
settle
göstermek
SETTLE
HAFİFLEMEK
settle
halletmek
SETTLE
KARAR KILMAK
SETTLE
KARAR VERMEK
SETTLE
KARARLAŞTIRMAK
SETTLE
KONMAK
SETTLE
OTURMAK
settle
oturmak yerleşmek
SETTLE
ÖDEMEK
settle
sabit
settle
sakinleştirmek
SETTLE
SIRA
SETTLE
SÜZMEK
SETTLE
TAHTA KANAPE
settle
tasman meydana gelmek (binada)
SETTLE
TÜNEMEK
SETTLE
UYUM SAĞLAMAK
SETTLE
YATIŞMAK
SETTLE
YATIŞTIRMAK
SETTLE
YERİNE GETİRMEK
settle
yerleş
SETTLE
YERLEŞMEK
SETTLE
YERLEŞTİRMEK
Settle
yerleştirmek, yerleşmek
SETTLE
YETİNMEK
settle (to) in hive
kovanında yerleşmek
settle (to); cluster (of swarm)
oğul dölü toplamak
SETTLE A DISPUTE
ARA BULMAK
SETTLE ACCOUNTS WITH
HINCINI ALMAK
settle accounts with
hıncını almak
settle an account
hesabı ödemek
settle an account with sb
hesaplaşmak
settle down
1. oturmak, yerleşmek, 2. yatırmak, oturtmak, yerleştirmek
SETTLE DOWN
DURULMAK
SETTLE DOWN
KURULMAK
settle down
rahat bir şekilde oturmak
settle down
sakin olmak
settle down
yerleş
settle down
yerleşmek
settle down
yola gelmek
SETTLE DOWN TO
DİKKATİNİ VERMEK
settle down to
kendini adamak
SETTLE DOWN TO
KOYULMAK
SETTLE FOR
KABUL ETMEK
SETTLE FOR
KABULLENMEK
settle for
razı ol
SETTLE FOR
RAZI OLMAK
settle for
razı olmak, fit olmak
settle for account
vadeli satmak
SETTLE IN
BASTIRMAK
settle in
1. alışmak, 2. alışmasına yardımcı olmak
settle in
yerleş
Settle mark (Settle wave)
Yerleştirme izi(cam)
SETTLE ON
AZMETMEK
SETTLE ON
UZLAŞMAK
settle sb’s hash
birinin çanına ot tıkamak
settle scores
hesaplaşmak
SETTLE SMB.’S HASH
SUSTURMAK
settle up
ödemek, hesabını kapatmak
settle up with
hesap öde
Settle wave
Yerletirme dalgası (cam)
SETTLE WITH
ANLAŞMAK
SETTLE WITH
UZLAŞMAK
settled
1.sabit, değişmez, yerleşmiş, 2.yerleşik, 3.meskûn, oturulan, şenelmiş
SETTLED
DEĞİŞMEZ
SETTLED
DEVAMLI
SETTLED
DURGUN
SETTLED
DÜZENLİ
SETTLED
KARARLI
SETTLED
OTURMUŞ
SETTLED
SABİT
SETTLED
SÜREKLİ
settled
v.yerleş:adj.yerleşmiş
settled
yerleşik
Settlemant area
Yerleşim alanı
settlement
(i.) yerlesme, oturma; kararlastirma; halletme; hesap gorme; duvarin veya toprak setin biraz cokup oturmasi; yeni somurge; yeni iskan edilmis yer; ev, mesken; (huk.) irat baglama. settiement house sehrin fakir semtlerinde kurulan yardim yurdu.
settlement
1.yeni küçük yerleşim alanı, 2.göç, 3.uzlaşma, anlaşma, karar, 4.ödeme
SETTLEMENT
ANLAŞMA
Settlement
ANLAŞMA
settlement
bağışlama (birine bir şeyi)
settlement
bağışlama belgesi (birine bir şeyi)
SETTLEMENT
BAĞLANAN GELİR
SETTLEMENT
BARIŞMA
settlement
bırakılan şey
settlement
bırakma (birine bir şeyi)
SETTLEMENT
ÇÖZÜMLEME
SETTLEMENT
EV
SETTLEMENT
EVLİLİK SÖZLEŞMESİ
SETTLEMENT
HALLETME
settlement
hesabı kapatmak için ödenen para
SETTLEMENT
HESAPLAŞMA
SETTLEMENT
İSKÂN
Settlement
İskan, yerleşim, ödeme, çözüm, tasfiye
settlement
kararlaştırma
SETTLEMENT
KÖY
Settlement
Mahsup Etme, Ödeme
settlement
mesken
SETTLEMENT
NAFAKA BAĞLAMA
settlement
oturma
SETTLEMENT
ÖDEME
SETTLEMENT
ÖDEŞME
SETTLEMENT
TASFİYE
SETTLEMENT
UZLAŞMA
SETTLEMENT
YATIŞTIRMA
settlement
yerleşim
SETTLEMENT
YERLEŞİM YERİ
SETTLEMENT
YERLEŞME
Settlement
yerleşme, oturma
SETTLEMENT
YERLEŞTİRME
Settlement (Of Employee Benefit Obligations)
Sosyal Güvenlik Yükümlülüklerini Ödeme
Settlement and custody centres
Takas ve saklama merkezleri
Settlement Date
Ödeme (Mahsup) Tarihi
settlement day
hesaplaşma günü, tasfiye günü
Settlement of dispute
Uyuşmazlık çözümü
Settlement of disputes
Uyuşmazlıkların / anlaşmazlıkların çözümü
Settlement of disputes
Uyuşmazlıkların çözümü
Settlement of payments
Ödeme için onay verme
settlement shrinkage
oturma rötresi
Settlement Value
Ödeme (Mahsup) Değeri
Settlement, agreement, compromise
Uyuşma
Settlements projects
İskan Projeleri
settler
(i.) yeni bir yere yerlesen gocmen.
SETTLER
GÖÇMEN
SETTLER
SON DARBE
SETTLER
SON SÖZ
settler
yeni bir yere gidip yerleşen kimse, göçmen
SETTLER
YENİ YERE YERLEŞEN KİMSE
settler
yerleşen