Translate
"SHOP"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
shop
1.dükkân, mağaza, 2.işlik, atölye, yapımevi, 3.alışverişe çıkmak, alışveriş yapmak
SHOP
ALIŞVERİŞ ETMEK
SHOP
ALIŞVERİŞE ÇIKMAK
SHOP
ARAŞTIRMA YAPMAK
SHOP
ARAŞTIRMAK
shop
atelye
shop
dükkan
SHOP
DÜKKÂN
Shop
DÜKKAN, ALIŞVERİŞ YAPMAK
Shop
Dükkan; mağaza
SHOP
ELE VERMEK
shop
fabrika
SHOP
GAMMAZLAMAK
SHOP
HAPSE ATMAK
shop
imalâthane
SHOP
İŞ
SHOP
İŞYERİ
SHOP
KURULUŞ
SHOP
KURUM
shop
mağaza
SHOP
MESLEK
SHOP
OKUL
shop
v.alışveriş yap:n.dükkan
shop
zanaat dersi (ortaokul ve liselerde)
shop around
alışveriş için fikir edinmek
Shop assembled
Atölyede monte edilmiş, önceden birleştirilmiş
SHOP ASSISTANT
SATICI
SHOP ASSISTANT
TEZGÂHTAR
shop assistant
satış elemanı, tezgâhtar
shop assistant
tezgahtar
shop calibration
fabrika kalibrasyonu
shop clerk
satıcı
Shop drawing
İmalat resmi
Shop electrician
Atölye elektrikçisi
Shop experience
İş deneyimi, işletme deneyimi
shop floor
1. üretim bölümü, 2. işçiler, çalışanlar
shop floor workers
işçiler, çalışanlar
SHOP FOR
ARAŞTIRMAK
Shop furniture
Mağaza mobilyaları
shop girl
tezgâhtar kız
shop online
online alışveriş yapmak
Shop scales
Dükkanlarda kullanılan basküller
Shop shutters
Dükkan kepenkleri
Shop signs
Dükkan levha ve işaretleri
Shop signs
Dükkan tabelaları
shop steward
işçi temsilcisi, sendika sözcüsü
shop steward
tezgahtar
Shop test
Fabrika testi, atölye testi
SHOP WINDOW
VİTRİN
shop window
camekan
shop window
vitrin
shopboard
(i). is tezgahi.
SHOPGIRL
SATIŞ ELEMANI
shopgirl
(i). tezgahtar kiz.
Shophar (Shofar)
Koç boynuzundan boru
shopkeeper
(i). dukkanci.
shopkeeper
dükkancı
SHOPKEEPER
DÜKKÂNCI
SHOPKEEPING
İŞLETMECİLİK
shopkeeping
1. dükkâncılık, 2. perakendecilik
SHOPLIFT
MAĞAZA SOYGUNCULUĞU
SHOPLIFTER
HIRSIZ (DÜKKÂN)
SHOPLIFTING
HIRSIZLIK
SHOPLIFTING
HIRSIZLIK (DÜKKÂN)
shoplift
dükkânlardan eşya çalmak
shoplifter
(i). dukkan hirsizi.
shoplifter
dükkân hırsızı
Shoplifter
Dükkandan mal çalan
shoplifter
hırsız
shoplifting
dükkân hırsızlığı
Shoplifting
Dükkandan mal çalmak
shopman
(i)., tezgahtar; dukkanci.
shopman
dükkâncı
shopman
dükkâncı, satıcı
shopman
tezgâhtar
shoppe
(i). dukkan.
shoppe
dükkân
shopper
alışveriş eden kimse
shopper
dükkancı
shopper
içinde yerel haberler ve reklamlar yayınlanan ücretsiz gazete
SHOPPER
MÜŞTERİ
SHOPPING
ALIŞVERİŞ
SHOPPING
ÇARŞIYA ÇIKMA
SHOPPING CENTER
ALIŞVERİŞ MERKEZİ
SHOPPING CENTRE
ALIŞVERİŞ MERKEZİ
SHOPPING MALL
ALIŞVERİŞ MERKEZİ
shopping
(i). carsiya cikma, alisveris etme. shopping center alisveris merkezi, buyuk carsi. shopping district carsi. shopping list alisveris listesi.
Shopping
Alışveriş
shopping
alışveriş yaparak
shopping
n.alışveriş:v.alışveriş yap:prep.alışveriş yaparak
shopping bag
alışveriş çantası
Shopping bags
Alışveriş çantaları
shopping basket
alışveriş sepeti
Shopping baskets
Alışveriş sepetleri
shopping cart
alış veriş sepeti
shopping cart
alışveriş kartı
shopping center
alışveriş merkezi
shopping centre
Alışveriş merkezi
shopping list
alışveriş listesi
shopping mall
alışveriş merkezi
shopping mall
trafiğe kapalı alışveriş merkezi
shopping robot
alış veriş robotu
shopping robot
alışveriş robotu
Shopping trolleys
Alışveriş arabaları
Shoppler process
Shoppler süreci (W)
SHOP-SOILED
DÜKKÂNDA BAYATLAMIŞ
shop-soiled
dükkânda bozulmuş
shoptalk
iş konuşması
shopwalker
(i)., (ing). magazalarda calisanlara ve alicilara yardim eden gorevli.
SHOPWINDOW
VİTRİN
shopwindow
vitrin
Shopwindow
Vitrin; camekan
shopworn
(s). satilmadan eskiyen (mal).
SHOPWORN
DÜKKÂNDA BAYATLAMIŞ